Stone traducir portugués
2,290 traducción paralela
- Peters, benim, Andy Stone.
- Peters, sou eu, o Andy Stone.
- Daha fazla yaklaşma, Stone.
- Não avance mais, Stone.
Hey, naber ben Jacob Stone.
- Tudo bem, sou Jacob Stone.
Rolling Stone'da, Afrikalı Çocuk'un, kıtlık ve savaştan sonra Afrika'daki yaşama en büyük zararı veren üçüncü şey olduğunu okudum.
Li na Rolling Stone que o "Criança Africana" ficou em terceiro, atrás da fome e da guerra, como a coisa mais prejudicial à vida africana.
Yasal olarak deteklenen psikedelik fikri çok ikna ediciydi.
ANDREW STONE VOLUNTÁRIO DMT, CRIADOR DE SOFTWARE A ideia de psicadélicos legalmente sancionados era muito envolvente.
Yaşadığımız zamanın bir gerçeği birçok insanın bir çeşit temel değişimler yaşamamızla ilgili endişelendiği yönünde görüşleri...
A realidade, os tempos que vivemos, esta noção de... a angústia que se vive no país... STONE
Dosyada Gerald yazdığını biliyorum ama ben Stone'u tercih ediyorum.
Eu sei que aí diz Gerald, mas... Prefiro que me chamem Stone.
Peki, Stone ne, lakap mı?
E Stone é o quê, uma alcunha?
- Hey, evlat. Stone.
Força, meu!
Yapacağımı düşünmüyorsun, çünkü o mahkumiyeti başımın üstünde göreceğim. - Stone!
Já estou mesmo a ver que me vão fazer cumprir tudo!
Stone!
Stone!
Ben Stoney Creeson'un karısıyım.
Sou a mulher do Stone Kreeson.
- Bak Stone, kes artık.
Ouve, Stone...
Seksi birisin, Jack eğer Stone'un çıkmasına yardım edersen hala arkadaş kalabiliriz.
És sexy, Jack. E se deixares sair o Stone, podemos continuar a ser amigos.
Bu çocuk kaya gibi soğuk, kavgacı biri, ahbap.
Esse miúdo é um Stone-Cold, meu.
O halde Taş Vadi Savaşı'nda da savaşmışsındır. - Evet.
Então combateste na Batalha de Stone Canyon.
Corrigan, Stone, gelin buraya!
Corrigan, Stone, venham cá.
Cold Stone Creamery ama çörekler için.
É "Cold Stone Creamery", mas para donuts.
Oliver Stone'un JFK filminde neden Başkan birdenbire bir yabancı tarafından suikaste uğrar?
No filme de Oliver Stone, "JFK", por que o Presidente é assassinado subitamente por um desconhecido?
Oliver Stone'un JFK filminde neden Başkan birdenbire bir yabancı tarafından suikaste uğrar?
No filme de Oliver Stone, "JFK" por que o Presidente é assassinado subitamente por um desconhecido?
Bir adam yanıma geldi ve Rolling Stone ile birlikte olduğunu söyledi.
Este tipo veio ter comigo, disse-me que estava com os Rolling Stone.
Yediğim en lezzetli kızarmış tavuk, Miami'deki Joe'nun Yengeci restoranındaki paket servisindeydi.
Bem... O melhor frango frito que já comi foi no takeaway do Joe's Stone Crab, em Miami.
Ajanlardan biri Walter Stone'du.
Um dos agentes era Walter Stone.
Tıpkı Bin Laden gibi, Unabomber * gibi,... Sly ve Family Stone filmindeki Sly gibi.
Tipo Bin Laden, o Unabomber. Como aquele tipo, o Sly dos Sly and the Family Stone.
Mesela Rexie öldüğü zaman. Stone Cold Steve Austin'in köpekleriyle tavşan avlamak için çiftliğe gitmemişti.
Como quando o Rexie morreu, ele não foi para uma quinta perseguir coelhos com os cães do Steve Austin.
Cinayet şubesine hoş geldin, Dedektif Stone.
É o meu emprego. Lembra?
Sanchez. Tamam, güzel. Teşekkür ederim.
Bem-vindo a homicídios, detetive Stone.
Merhabalar, Levi Parker ve Diego Stone.
Levi Parker e Diego Stone.
Sorun Levi Parker ve Diego Stone.
O problema é Levi Parker e Diego Stone.
İzlemeyen kalmadı. Stone'nun sahnesi gözüne takıImıştır.
Todos viram esse, só para ver a coisinha da Stone.
Stone ( Taş ).
Esmeralda. Gema!
- Sen şu basamak olarak kullanılansın.
Pois, ouvi dizer que eras "stepping stone".
- Artık bir basamak değilsin.
Deixaste de ser "stepping stone".
Rosetta Stone.
Aulas de espanhol.
Stone, hala çalışıyor mu bak.
Stone, vê se ainda funciona.
Önceden tanıştığım iki çocuk Stone Gossard ve Jeff Ament'ti.
Os dois tipos que conheci primeiro foram o Stone Gossard e o Jeff Ament.
Seattle'da herhangi bir gece canlı müzik dinlemek için dışarı çıktığınızda Stone ve Jeff'le karşılaşmamanız neredeyse mümkün değildi.
Em qualquer noite em Seattle, não era difícil encontrar o Stone e o Jeff nalgum local a ouvir música ao vivo.
Stone, bana hiçbir zaman inanmıyorsun.
Nunca, Stone. Nunca acreditas em mim.
Stone'la ilk karşılaştığımda onunla takıImayı hayal bile edemiyordum.
Quando conheci o Stone, não podia imaginar que viria a sair com ele.
Seattle'da onlarca grup vardı, ama hepsi birbirlerini biliyordu ve herkes Jeff ve Stone'un yeni grubu olan Mother Love Bone'dan ve onların karizmatik solistlerinden bahsediyordu.
Havia dezenas de grupos em Seattle, mas todos se conheciam e toda a gente falava da nova banda do Jeff e do Stone, os Mother Love Bone, e o seu espantoso e carismático vocalista.
Oda arkadaşım olup olmak istemediğini sorduğum ilk kişi Stone Gossard'tı.
O primeiro tipo a quem telefonei a saber se queria ser meu colega de quarto foi o Stone Gossard.
Stone Gossard ona ihtiyacımız olduğunda nereye gidiyor?
Onde está o Stone Gossard quando precisamos dele?
Stone nerede? Aman tanrım.
Onde está o Stone?
Saturday Night Liveı ikinci kere çalmıştık, ve ertesi gün Stone'la konuştuğumu hatırlıyorum, bana Daughter hakkında ne düşünüyorsun? " diye sormuştu.
Tocámos no "Saturday Night Live" pela segunda vez, falei com o Stone no dia seguinte e ele : "O que achaste da Daughter?"
Grubun dinamiği nasıI değiştiklerinden gücün kimde olduğu " yönüne kaymıştı. Önceleri Stone, şimdi Ed.
A forma como mudou a dinâmica da banda e quem estava "no poder", o Stone no início o Ed agora.
Önce kim söze başlamak ister? Stone?
Quem quer avançar primeiro?
Dördümüz, Jack, Stone, Jeff ve ben bir jet uçağındaydık.
Nós os quatro, o Jack, o Stone, o Jeff e eu viajávamos num avião.
Bundan dolayı Circus ve Cream derginlerine abone olmaya başladım, ve amcam da Rolling Stone dergisini alıyordu.
Por isso subscrevi a revista Circus and Cream e o meu tio arranjou a Rolling Stone.
Stone.
É Stone.
Ben Stone.
Sou o Stone.
İyi şanslar, Stone.
Boa sorte, Stone.