English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Storybrooke

Storybrooke traducir portugués

424 traducción paralela
Storybrooke mu? Ciddi misin?
Storybrooke?
Durmuş bir zamanda Storybrooke, Maine'de kapana kısıldılar.
Congelados no tempo e presos em Storybrooke, Maine...
Storybrooke'a hoş geldiniz.
Bem-vinda a Storybrooke.
- Storybrooke'a hoş geldiniz.
- Bem-vinda a Storybrooke.
Bir tek sen, Storybrooke'tan ayrılabilirsin.
Tu és a única que pode sair de Storybrooke.
Sen de Storybrooke'tan ayrılıp Boston'a, beni bulmaya gelmiştin.
Tu saíste e foste procurar-me em Boston.
Yani Storybrooke'daki tüm cırcırböcekleri bir zamanlar insandı, öyle mi?
Então todos os grilos em Storybrooke... Também já foram pessoas?
Storybrooke halkı, paniğe kapılmayın.
Povo de Storybrooke, não se preocupem.
Bildiğim kadarıyla Şerif, Storybrooke'da hiç kurt yoktur.
Tanto quanto sei, Xerife, não há lobos em Storybrooke.
Storybrooke'dan değil.
Não de Storybrooke.
Storybrooke gazetesinin baş editörü olarak bu adam uzun zamandır, kasabamızın ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının üstüne tutmuştur.
Este homem pôs as necessidades de Storybrooke acima das suas desde sempre, como editor-chefe do "Storybrooke Daily Mirror".
Storybrooke sakinleri size hoş geldiniz...
Cidadãos de Storybrooke. Sejam bem-vindos a...
Hoş geldiniz Storybrooke sakinleri.
Bem-vindos, cidadãos de Storybrooke.
Hoş geldiniz... Storybrooke sakinleri, hoş geldiniz...
Cidadãos de Storybrooke, sejam bem-vindos a...
Söylemek istediğim tek şey, eğer seçilirsem Storybrooke'nin en iyi yönlerini akla getiren birisi olarak hizmet vereceğimdir.
Só quero dizer que, se for eleito, quero servir como um reflexo das melhores qualidades de Storybrooke.
Storybrooke'da koruyucu aileler var mı ki?
Storybrooke tem um sistema de adoção?
Çünkü Storybrooke'tan kimse ayrılamaz.
Porque ninguém sai de Storybrooke.
Storybrooke'tan ayrılamazlar, Emma.
Eles não podem sair de Storybrooke, Emma. Não podem.
Burası Storybrooke mu? - Evet.
- Isto é Storybrooke?
Kimsenin Storybrooke'a gelmediğini sanıyordum.
Não disseste que forasteiros não vinham para Storybrooke?
- Hayır, yani Storybrooke'ta ne yapıyorsunuz?
Não, quero dizer aqui em Storybrooke.
Sabah Haberleri. Karşınızda, Storybrooke hava durumuyla Meteoroloji Şefi Bill Gozen.
Esta manhã, o chefe meteorologista Bill Gozen informou uma mudança no tempo de Storybrooke.
Okunan son değerlere göre yağmurun en kötü kısmı Storybrooke'a, tam da çocukların okula...
O radar nos mostra a pior onda de tempestade a ir direto para Storybrooke.
Storybrooke'ta hızı saatte 6 mile çıkan rüzgârlar görülüyor.
Storybrooke está com rajadas de vento de 10km / h.
Benim için ne kadar aramış olsan da Storybrooke'a gelmeyi yasaklayan bir kanun yok.
Por mais que tenha tentado achar uma comigo, não há lei que não permita que visitem Storybrooke.
Storybrooke halkı başkanları hakkındaki gerçekleri bilmeyi hak ediyor.
Storybrooke merece saber a verdade sobre ela.
- Storybrooke'da ne yapıyorsun? - Ben bir yazarım.
- O que estás a fazer em Storybrooke?
Storybrooke Kasaba Meclisi'nin oturumu başlamıştır.
Esta sessão do conselho de Storybrooke está aberta.
Bayan Swan bu toplantının amacı Storybrooke'un sorunlarını tartışmak.
Menina Swan, esta reunião é para discutir assuntos de Storybrooke.
Senin asıl yüzün bu ve Storybrooke halkının bunu öğrenme zamanı geldi.
Isso é quem você realmente é. E está na hora das pessoas de Storybrook saberem disso.
Bir oyun alanı yaptırmak istedim. Böylece oğlum Henry ve Storybrooke'un diğer çocuklarının güvenlice oyun oynayabilecekleri özel bir yerleri olacaktı.
Queria construir um parque infantil para que o meu filho, Henry, e todas as crianças de Storybrooke pudessem ter um lugar especial para brincarem.
Storybrooke'tan ayrılma konusunda her zaman mantıksız bir korkum olmuştur. Sanki birşey gitmemi engelliyormuş gibi.
Sempre tive um medo irracional de deixar Storybrooke, como se alguma coisa me estivesse a impedir.
Storybrooke rahibeleri, her zamanki gibi bu etkinliğe herkesin katılacağını ve el yapımı mumlarının satışına yardımcı olacağını umuyor.
Como sempre, as Freiras de Storybrooke esperam que todos participem e ajudem a vender as suas velas únicas.
Sonra bizi başka yerlere atarlar ve Storybrooke'dan ayrılmak zorunda kalırız.
E depois ele transfere-nos. E teremos de deixar Storybrooke.
Storybrooke'un rahibeleri tarafından yapıldılar!
Feitas à mão pelas freiras de Storybrooke.
Ben Storybrooke'tan dışarı çıkmadım hiç.
Eu nunca saí de Storybrooke.
İkimiz de birinin Storybrooke'dan ayrılmaya çalıştığında neler olduğunu biliyoruz.
Os dois sabemos o que acontece quando tentam sair de Storybrooke.
Storybrooke'a değerli bir şeyi getirdin.
Trouxe algo de precioso a Storybrooke.
Ve daha sonra ben Henry'nin iyiliğine olacağını düşünüp Storybrooke'dan ayrılmak istediğimde bana kalmam gerektiğini, bunun onun için en iyisi olacağını söylemiştin.
E quando quis deixar Storybrooke, pensando ser o melhor para o Henry, disseste-me que o melhor para ele era eu ficar.
O da Storybrooke'u terk etmeye kalktığında... Kasabayı terk etmeye çalışanlara ne olduğunu hepimiz biliyoruz.
E quando ela tentar sair de Storybrooke, bem, todos sabemos o que acontece a quem tenta deixar a cidade.
Çünkü, itiraf olsun ya da olmasın, Storybrooke'dan gideceksin.
Porque, com ou sem confissão, vai sair de Storybrooke.
Storybrooke'dan ebediyen gideceksin ve seni bir daha görmek zorunda kalmayacağım.
Depois, será enviada para fora de Storybrooke de vez. E eu nunca mais terei de vê-la.
Storybrooke'a geldiğinden beri ihtiyar babanı ilk kez mi görüyorsun?
A primeira vez que vê o querido paizinho desde que chegou a Storybrooke?
Sen Storybrooke'da kalmaya karar verdiğin zaman ben oradaydım.
Era onde eu estava, quando tu decidiste ficar em Storybrooke.
Storybrooke'da kalmaya karar verdiğimi nereden biliyorsun?
Como sabes quando eu decidi ficar em Storybrooke?
Storybrooke'da saat akşam 8 : 15'di.
Eram 20 : 15 em Storybrooke.
Storybrooke'u terk ediyoruz.
Vamos deixar Storybrooke.
Storybrooke'tan ayrılıyoruz.
Vamos deixar Storybrooke.
Storybrooke, Maine.
- Em Storybrooke, Maine.
Hadi seni Storybrooke'a götürelim.
Vamos levar-te de volta a Storybrooke.
- Emma. Eğer Storybrooke'u terk ederse...
- Se ela sair de Storybrooke...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]