Suikast traducir portugués
1,702 traducción paralela
Isaac, başkan yardımcısına suikast.
Isaac, do assassinato do Vice Presidente.
Bu saldırı ve suikast hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
Não sabia de nada desses ataques ou do assassinato.
Suikast veya saldırıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorduk.
Não sabíamos que tinha alguma coisa a ver com os assassinatos ou ataques.
Bu da onu, suikastı yapan adamı bulmak için en doğru kişi yapar.
O que faz dele uma pessoa útil se quiser encontrar aquele assassino.
Trotsky hakkındaki sınırlı bilgim sürekli seyahat ve çok sayıda suikast girişimi ihtiva ediyor.
Bom, os meus conhecimentos limitados sobre o Trotsky envolvem muitas viagens e muitas tentativas de assassinato.
JFK suikastı olduğunda neredeydiniz?
ONDE ESTAVAM QUANDO JFK FOI ASSASSINADO?
Eski KGB ajanı Putin'e sırf bu yüzden suikast düzenlemişti
Ex-assassino do KGB que quer ajudar o Putin... a recriar a Guerra Fria.
Sponsora ihtiyacımız var, suikast hedefine değil.
Queremos um patrocinador, não um alvo andante.
Eğer Samir bir suikast planlıyorsa...
Caso estejas correcto em como Samir gere uma célula adormecida...
Eğer kendisi bir suikast üyesi ise... o zaman bunu bana söylemez ki.. Evinde şüpheli birşey görmedim... Ne sanıyorsun... duvarında cihat ilgili resimler olacağını mı?
Se ele gere uma célula adormecida... então ele dir-me-á qualquer coisa... e mesmo em sua casa não existe nada remotamente com ar de suspeito... que é que achas... que teria um poster da jihhad na parede?
NYPD'nın sakinleşmesi için... bu ülke sadece Kennedynin suikastını unutmadı...
Até que a policia de Nova Iorque acalme os ânimos... Esta nação até esqueceu o assassinato do Kennedy...
Ne yani, bu yüzden bana suikast düzenlemek için mi anlaştın?
E por isso, concordaste em que me assassinassem?
Terrence Steadman'ı öldürdüğü söylenen Lincoln Burrows'un bu suikastı yaptığını söyleyen haberler geliyor ve Michael Scofield...
Há relatos não confirmados que identificam os assassinos como Lincoln Burrows, suspeito de matar Terrence Steadman, - e Michael Scofield...
Nasıl bir hıyar 5 sene içerisinde iki büyük suikast tuzağına düşer ki?
Que tipo de palhaço é incriminado por dois grandes assassínios no espaço de cinco anos?
Bu bir kaç yıl önce bir uyuşturucu taciri tarafından Kolombiya, Cali Belediye Başkanına yapılan suikast.
Agora, aquele foi o homicídio do Presidente da Câmara de Cali, Colombia, por um cartel de narcotráfico há uns anos.
Federal bir ajanı vurman için sana ödeme yapıldı, ve sen ülkeden kaçmaya çalışıyordun, veya bu politik bir suikast miydi?
Foste pago para atacares um Juiz Federal, e estavas a tentar fugir do país, ou foi um assassinato político?
Rozetin vardı ama simdi bir suikastın suç ortağısın.
Tinha um distintivo e agora é cúmplice de homicídio.
Bir suikast gibi görünmüyor, ve bizi yakalayamazlar.
Não pode parecer um assassinato, e não podemos ser apanhados.
Bu suikastın arkasındaki adamları arıyoruz.
Só queremos encontrar os dois homens por detrás do assassinato.
Kennedy'e suikast düzenlendiğinde neredeydiniz?
Onde estava, quando JFK foi assassinado?
Başkan Ortiz'e suikast yapma görevin vardı.
Tinha a missão de assassinar o Presidente Ortiz.
- Suikast girişimi.
- A tentativa de assassinato.
Muhtelemelen önemli bir şahsiyete suikast düzenlemek için geldi.
Provavelmente, ele veio para assassinar uma figura chave.
Pek çok önemli şahsiyetin suikastının faili olarak çoktandır CIA'in kara listesinde.
Ele já está na lista negra do CIA, por assassinar várias figuras chave.
Ve Ben-David'e suikast planladığını da biliyoruz.
E sabemos do plano para assassinar o Ben-David. Isso não irá acontecer.
Suikast girişimini bir yana bırakırsak, nasıl gidiyor?
Sem contar com as tentativas de homicídio, como vai isso?
"Batı Kanadı" ndan, suikast bölümü.
É o episódio do assassínio de "Os Homens do Presidente".
Dean Phillips, Chino'da yetişmiş, araba hırsızlığı, suikast,... ve silahlı soygun nedeniyle de üç yıl Fresno'da yatmış.
Dean Phillips. Esteve em Chino por carjacking, assalto. E 3 anos em Fresno por assalto à mão armada.
İki kez suça niyet etmekten bir kez de komplo kurmaktan tutuklanmış. Üç suçu da itiraf etmiş. Silah suçundan 5 yıl hapis yatmış ve suikast düzenlemeden de şartlı tahliye edilmiş.
Preso duas vezes por posse e suspeita de tráfico, uma por associação criminosa, fez acordo extrajudicial nos 3 casos, cumpriu 5 anos por posse de armas e está actualmente em condicional por cumplicidade em tráfico.
Yani bir Rus kuryeye suikast düzenlemek için analist tuttunuz?
Então você tem um analista que assassinou um correio Russo?
Artık Cruz Soto'nun suikast emrini nasıl verdiğini biliyoruz.
Agora sabemos como o Cruz Soto deu a ordem para matar.
Bir suikast timinde, Rivkin'in yerine geçti.
E ficou com o lugar do Rivkin na unidade do Kidon.
Dibala'ya göre bu bir suikast girişimi.
O Dibala acha que foi uma tentativa de assassinato.
Dioksinle zehirleyerek suikast girişimi.
Tentativa de assassínio através de envenenamento por dioxina.
Baban, Eli David, sana suikast timinde boşalan bir yeri teklif etti, daha önce Michael Rivkin'in bulunduğu yeri.
Seu pai, Eli David, ofereceu-lhe um cargo vago na unidade Kidon, que anteriormente era de Michael Rivkin.
Suikast ekibinin liderini yolladı.
Ele mandou o líder da unidade Kidon.
Suikast için çok iyi bir zaman.
O lugar perfeito para fazer um trabalho.
- Dışarıdan yönetilmiş bir suikast olmalı. - Kuryemizi de öldürten adam tarafından...
Pelo mesmo tipo que matou o mensageiro.
Mary Falkner'ın, kocasının ölümünden dolayı Ziyaretçiler'i affettiğini açıkladığı konuşması, Barış Elçiliği Merkezi'ndeki bir suikast girişimine Anna'nın verdiği cevapla birleşerek Ziyaretçiler için yeni bir destek akımı oluşmasına yol açtı.
O discurso de Mary Faulkner, perdoando os V pela morte do marido, combinado com a resposta de Anna a uma tentativa de homicídio, no Centro de Embaixadores da Paz, resultou numa nova onda de apoio aos Visitantes.
Bir suikast.
Foi sabotagem.
Elime bir kez suikast yapacak fırsat geçmişti.
Uma vez tive oportunidade de o matar.
Bu mektubun ardındaki gizemi çözmenin ve Sforza suikastını kimin planladığını bulmanın tek yolu onu yerine ulaştırıp bizi nereye götüreceğini izlemek.
A única forma de descortinar os segredos desta carta e descobrirmos quem arquitectou o assassinato do Sforza, é entregá-la... e ver até onde nos leva.
Sforza suikastı sadece bir başlangıçtı.
O assassinato do Sforza foi só o começo.
Ona suikast yapmamızı söylediğinizi var sayıyorum.
Suponho que esteja a dizer que o devemos assassinarmos.
Dallas! Dallas! Suikast.
Assassinato.
Bu gece 23 : 38 de suikast sihirli kurşun'la.
Às 23 : 38 horas desta noite vão assassinar... Com a bala mágica.
- Ve Ben-David'e suikast planladığını da biliyoruz.
E sabemos do plano para assassinar o Ben-David. Isso não irá acontecer.
- Suikast için tutuldu
Ordenaram-lhe que assassinasse o nosso rei.
Suikast.
JFK...
Bu gece 23 : 38 de suikast sihirli kurşun'la.
Com a bala mágica.
Sforza suikastı sadece başlangıçtı.
Aquele assassinato foi só o começo.