Swan traducir portugués
612 traducción paralela
Şu Flying Swan.
Aquele é o Flying Swan.
Flying Swan'dan Gloucester'a mektup gönderecek olan var mı?
Alguém no Flying Swan quer mandar correio para Gloucester?
- Güle-güle Bay Swan.
- Adeus, Mr. Swan.
Kuğu teknesi daha fazla kişi alamaz.
Swan não vai segurar mais.
Bana, Black Swan'i bağlayın.
Ligue-me ao Black Swan.
Orada köşede Leda ve Swan'ın -... portreleri mevcut.
Além do canto está Leda e o Cisne... um auto-retrato.
Adının Swan olduğunu, ama sen ne dersen cevap vereceğini söylüyor.
Ele diz que ela se chama Cisne, mas poderás chamá-la como quiseres.
Swan, bu ağırlığı taşıyamam.
Cisne, não aguento este peso.
Ben Anrew Swan.
Sou o Andrew Swan.
- Sizinle gelmemi ister misiniz Mr. Swan?
- Quer que vá consigo, sr. Swan?
Bunu sana Andrew Swan'ın adamları mı yaptı?
Foram os homens do Andrew Swan que te fizeram isso?
Swan'ın demircisi.
O ferreiro do Swan.
Nakliye anlaşmalarımız var Mr. Swan.
Temos acordos com os madeireiros, sr. Swan.
Swan hala ikimizi de genç ve toy zannediyor.
Swan... ele ainda acha que eu e ele somos jovens e simples.
Seninle konuşmayı henüz bitirmedim Swan!
Ainda não acabei de falar contigo, Swan!
Evet. Eğer Swan Çinli bir katil kiraladıysa bütün arabaları korumamız gerekecek.
Se Swan contratou um assassino chinês... temos que guardar cada vagão.
Mr. Swan.
O sr. Swan.
Yani Miss Swan.
lQuero dizer, sra. Swan.
Dün olanlar için üzgünüm Mr. Swan.
Sinto muito por causa de ontem, sr. Swan.
Swan için çalışıyorsun.
Tu trabalhas para o Swan.
Swan'ın dükkânından çantamdaki bitkileri almalıyım.
Tenho que ter as ervas que trago na bolsa que está no entreposto.
Çinlinin çantasını istiyorum Mr. Swan.
Quero a bolsa do chinês, sr. Swan.
Lütfen Mr. Swan.
Por favor, sr. Swan.
Mr. Swan sizi uyarmalıyım.
Sr. Swan... tenho que o avisar.
Swan'ın kızı hakkında ne biliyorsun?
O que sabes sobre a rapariga do Swan?
Swan, sen bir katil kiraladın.
Swan, contrataste um assassino.
Bana öyle geliyor ki bundan sonraki ilk kurban ben olmak istemiyorum Mr. Swan.
Estou a pensar... que eu não quero ser o próximo homem morto aqui, sr.Swan.
Swan'ın Savaş Reisi.
O Swan é Chefe de Guerra.
- Koca adam, Swan'ın Savaş Reisi.
- Matulão, o Swan é Chefe de Guerra.
Adım Swan.
Eu chamo-me Swan.
Swan'ı bilmiyoruz.
Não sabemos do Swan.
Swan'ı arasak iyi olur.
Vamos procurar o Swan.
- Swan!
- Swan!
- Sorun nedir Swan?
- Qual é o problema, Swan?
- Kapa çeneni Swan.
- Cala a boca, Swan.
Bugünkü Tribune'de yayınlanan bir haberde yönetmen Peter Swan ve Hotel Şeytan filminin ekibinin "Ölüm Havuzu" adında bir oyun oynadıkları belirtildi.
Num artigo publicado hoje pelo jornal Tribune, o realizador Peter Swan e outras pessoas do Hotel Satanás andavam a participar num bizarro "Jogo da Morte".
Bu haberi dikkate değer kılan rock yıldızı Johnny Squares'in yönetmen Swan'ın listesinde olması.
O mais interessante é que o nome de Johnny Squares era um dos da lista do realizador Peter Swan.
Swan bir yorumda bulunmasa da böyle bir oyunun varlığı doğrulandı ve Swan'ın muhasebecisi, Dean Madison da oyuna dahildi.
Embora Swan não tenha feito comentários, soubemos que o jogo existe e que para além dele próprio, também o seu contabilista, Dean Madison, entrava no jogo.
- Listende olmayı sevmedim, Swan.
Não gosto da sua lista, nem de fazer parte dela.
Zicky Owens, Swan'ın asistanı, ve efektçi, Jeff Howser ile.
A Vicky Owens e o Jeff Howser, da equipa Swan.
Bay Swan, oyuna devam mı?
O jogo vai continuar?
Peter Swan.
Peter Swan...
Molly Fisher da Peter Swan'ın listesindeymiş.
A Molly Fisher fazia parte da lista do Peter Swan.
Bunlar Peter Swan filmlerinin sadece birkaç örneği.
São apenas passagens de filmes do Peter Swan.
Swan hemen tutuklansın.
Quero o Swan detido já.
İçimden bir ses, Swan'ın şüphelimiz olduğunu söylüyor getirin onu buraya!
O Swan é o nosso melhor suspeito! Tragam-no cá já!
En büyük Peter Swan filmi olacak derdi.
Dizia que seria o melhor filme de Peter Swan.
Swan'ın avukatını ara, Rook hakkında bilgi al.
Tenta saber do Rook através do advogado do Swan.
Ben Peter Swan, Bayan Walker.
É o Peter Swan, Miss Walker.
Burada gerçek bir Peter Swan tapınağı kurmuşa benziyor.
Ele mantinha aqui um autêntico santuário do Peter Swan.
Samantha, Peter Swan ile röportaj için tersaneye gitmiş.
Harry? A Samantha foi fazer uma entrevista ao Peter Swan.