Tekin traducir portugués
295 traducción paralela
Bir kadının elini öpen adam hiç tekin biri olmasa gerek.
Suspeito de qualquer que beija a mão de uma garota.
Tekin olmayan rakamlar :
Números esquisitos :
Bu ev tekin değil.
A casa está assombrada.
Bana pek tekin gözükmediler, ben de birkaç soru sordum.
Achei-os com má pinta e fiz-lhe umas perguntas.
Tekin değil bunlar.
Mas é estranho.
Tekin olmayan bir izolasyon içinde 3 ay geçirdikten sonra... 13 Ekim 1944 günü, öğleden sonra...
Por três meses ele permaneceu nesse isolamento sinistro até uma tarde do dia 13 de outubro de 1944.
Onu ilk gördüğüm anda tekin olmadığını anlamıştım.
Sabia que não prestava desde a primeira vez que o vi.
Bence o sandıkta pek tekin olmayan bir şey vardı.
Em minha opinião, havia alguma coisa estranha lá dentro.
Her şey ufuk oluyor her şey birbirine geçiyor. Hiçbir şey tekin değil.
Tudo se faz horizonte,... tudo se aproxima,... tudo acossa.
Oraya mukayyet olan şerifte tekin biri değil.
E o xerife sofre das costas,
Bu iş pek tekin değil sanki.
É tudo muito aleatório.
Halkın çoğu, Naziler'in pek de tekin olmadığını düşünüyordu. Ama belki de artık düşünmenin zamanı değildi.
A maioria considera os nazis um pouco absurdos e obsessivos, mas talvez o tempo do pensamento tenha terminado.
Bu tekin değil. 20 dakikada 20 derece artış mı?
um aumento de 20ºem vinte minutos?
Tekin olmayan güçler iş başında.
Forças sinistras estão a trabalhar.
Feria'nın pek tekin bir yer olmadığını söylüyorlar.
Dizem que o Feria é um sítio mesmo esquisito.
Tekin değil.
Ele é mau porque se sente inseguro.
Burası pek tekin bir yere benzemiyor.
Rapaz, esta cidade...
Bu mahalle tekin bir yer değil.
Este bairro é perigoso.
Bu saat bana pek tekin görünmüyor.
O relógio está tão quente que deita fumo!
Tekin değil mi?
Quente?
Adam pek tekin değil.
Não tem a folha limpa.
Bu herifler tekin değil.
Esses tipos não prestam.
Hiç şüphesiz, tekin olmayan bir suçun.
Sem dúvida alguma, um crime de natureza sinistra.
Burası hiç de tekin değil, Sander.
Pá, isto é assustador, Sander.
Pek tekin değil.
É meio assustador.
Elbette ki Arthur Simpson'ın eylemlerinde tekin olmayan bir şeyler gördün.
Acha que estas actividades do Simpson têm algo de sinistro, é isso?
- Kesinlikle Keyes pek tekin biri değil.
- Definitivamente.
Gördüğün gibi fazla işgüzar olmak tekin değil.
Vês os riscos de ser oficioso.
Şu uğraştığın abi-kardeş tekin değil, kısa ve öz.
Aqueles irmãos com que te meteste são mesmo maus.
Ve dediklerine göre her birinin tekin olmayan halleri varmış
E, a acreditar neles, todos tinham um ar sinistro.
Bu raf da tekin gözükmüyor.
Esta prateleira é suspeita.
Ben Horrigan, burası tekin değil.
Watts, é o Horrigan, há muita confusão.
Ama emin olmadan ortaya çıkamam, burası hiç tekin değil artık.
Mas não posso andar na corda bamba. Isto anda muito quente.
Sana söyleyeyim, bu bebek hiç tekin değil.
A boneca é assustadora.
Tekin olmayanı severim.
Eu gosto disso.
Tüm bunlar erkeklerin tekin olmayan dalavereleri.
É tudo uma forma sinistra de manipulação masculina.
Orası tekin değil.
O lugar é assombrado.
Bu, pek tekin değil!
Isto soa um pouco inquietante.
Bu, pek tekin değil! Geri çekilin.
Isto soa um pouco inquietante vamos voltar.
- Burası tekin değil.
- Está assombrada. - Mas a renda é barata!
Tek bildiğim şu Pencere'nin tekin olmadığı.
Só sei é que o Janela era do pior.
Burası pek tekin görünmüyor.
Isto não me parece nada seguro.
Orman tekin değil.
A floresta... é assombrada!
Nasıl şey tavırlar yani? - Ya Tekin sende ara ara karıyı şey yapıyorsun yani.
Estás a exagerar um pouco com a tipa.
İleri alalım saati. Tekin bey! Haydi, daha bekleyecek miyiz?
Tekin, qual é o atraso?
Bence de şey oldu evet. Tekin! Hadi kardeşim be!
Tekin, para de palrar!
Bizim oralarda geceleri pek tekin değildir efendim. İrlandalılardan kaçmak için hızlı olmamız gerekir efendim.
Eu pegava um atalho, passava pelo bairro irlandês... e tinha que desviar dos ataques.
Orasının tekin bir mahalle olmadığını sanıyordum.
Pensei que esse não fosse um bairro seguro.
Bu adam tekin değil demiştim.
Há meses que te digo que aquele tipo não presta.
Bu günlerde sokaklar pek tekin değil.
As ruas não são seguras nestes dias.
Cinli perili, tekin olmayan bir eve benziyor.
Parece uma casa assombrada.