English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ T ] / Theresa

Theresa traducir portugués

1,086 traducción paralela
- Theresa kütüphanede. - Burada mı?
- A Theresa está na biblioteca.
O zaman Theresa'nın annesi sen olmalısın.
Espera. Então tu deves ser a mãe da Theresa.
- Onu da mı tanıyorsun?
- Também conheces a Theresa?
Theresa gerçekten de senin kızın.
A Theresa é mesmo sua filha.
Babam beni rahibelerin yanına Theresa'yı doğurmam için gönderdi.
O meu pai enviou-me para as freiras para ter a Theresa.
- Kızımız. Theresa burada mı?
A Theresa está aqui?
- Aldo, Theresa'yı getir.
- Aldo, vai buscar a Theresa.
Sofia, Karım, Theresa ile tanış, kızım.
Sofia, minha mulher, apresento-te a Theresa, minha filha.
Sen, Lisa ve Theresa... Thornton ve Anthony'yi... Kocalığa kabul ediyor musunuz?
Lisa e Theresa aceitam Thornton e Anthony para serem os vossos legítimos e devotos maridos?
- Evliyim. Esim, Teresa. Kuafördür.
Sou casado, tenho esposa, chama-se Theresa, ela é cabeleireira.
Fulton Caddesi'nde oturan Azize Theresa'larda büyüdüm.
- Ohh! - Cresci no Orfanato de Santa Teresa em Fulton street.
Benim adım Theresa Nemman.
O meu nome é Teresa Nemman.
Theresa, baban bunu biliyor, değil mi?
Teresa, o teu pai sabe disto, não sabe?
Hadi eve gidelim, Theresa.
Vamos para casa, Teresa.
Theresa, hadi.
Teresa, vamos.
Seni güvende olacağın bir yere götürecek, Theresa.
Levo-te para um sítio seguro.
Ve Theresa Nemman'ı bu gece ormana çeken gücü açıklayabilir.
E a força chamou o corpo da Teresa Nemman para a floresta, esta noite. Sim.
Şu anda Başkan'ın askeri danışmanlarını görüyoruz. Elbette, ön sırada... Başkan'ın kızı Theresa ve kocası bulunuyor.
Estamos agora a ver o Joint Chiefs de Staff... e, claro, na coluna da frente, está a filha do presidente, Teresa.
Kuzenlerime yazdım, Theresa ve Josephine.
Escrevi para minhas primas, Therese e Josefina.
Theresa ve çocuklarla evde kalırım.
Eu fico em casa com a Theresa e os miúdos.
- Sen Theresa'yı yapıyorsun!
- Andas a fazer-te à Theresa!
Theresa'yla aram iyi değil, biliyorsun!
Sabes muito bem que não há nada entre mim e a Theresa!
Theresa, bebeğim, dinle!
Amor, Theresa, ouve.
Theresa, Nell, bu çocuğu tanıyor musunuz?
Theresa, Nell, conhecem este rapaz?
Theresa.
Theresa.
Ve Theresa Evans.
Ela é a Theresa Evans.
- Kız kardeşim Theresa.
- A minha irmã, Theresa.
Bu ikisine iyi bak, Theresa.
Podes cuidar destes dois, Theresa?
Charles ve Theresa, yıllardır Emily Teyze'den para tırtıklıyorlar.
O Charles e a Theresa têm vivido à custa da Tia Emily.
Servetin büyük kısmı Charles, Theresa ve Bella'ya kalıyordu.
Charles, Theresa e Bella ficariam com a parte de leão.
Theresa Arundel.
Theresa Arundel.
Siz ve kardeşiniz Matmazel Theresa da.
Theresa.
- Theresa hep küçük kardeşini korursun suçu ne olursa olsun.
- Theresa... Sempre pronta a defender o seu irmão mais novo, seja qual for o seu crime.
Charles ve Theresa, Bella ve Jacob hatta Wilhemina ve Dr. Grainger.
Charles e Theresa, Bella e Jacob, até Wilhemina e o Dr. Grainger.
Theresa'nın avukatına göre söz söyleme hakkımız yokmuş. Bize biraz para versin diye Wilhemina'ya yağ çekmeliymişiz.
O advogado da Theresa diz que não temos hipótese, que devemos bajular a Wilhemina para nos deixar alguns trocados.
Theresa'nın bir planı var. En azından paranın bir kısmını telafi edebiliriz.
A Theresa tem um plano que nos pode fazer recuperar parte da herança.
Charles ve Theresa, Bella ve Jacob...
Charles e Theresa, Bella e Jacob...
Bu kişinin Theresa Arundel olduğunu sandı.
E presumiu tratar-se de Theresa Arundel.
Mösyö Charles ve kız kardeşi Matmazel Theresa.
M. Charles e a sua irmã, Mlle. Theresa.
Bir de size, Charles ve Theresa.
E vocês também, Charles e Theresa.
Lord Raymond ve Leydi Theresa.
Lord Raymond e Lady Theresa.
Kiffer, bak Theresa ne buldu.
Kiffer... veja o que Theresa encontrou.
Theresa!
Theresa!
Adli tabip, cesedin kimliğini 17 yaşındaki Sunnydale Lisesi öğrencisi Theresa Klussmeyer olarak belirledi.
O médico legista identificou o corpo da estudante Theresa Klussmeyer, da Escola Sunnydale, 17 anos.
- Evet, ama birini buldu. Theresa.
- Mas apanhou alguém.
Buldu derken?
A Theresa. Apanhou como?
Theresa'ya eziyet ederken pek keyifliydi.
E tinha prazer em atormentar a Theresa.
Evet.
Apercebi-me que todas as jóias no mundo não têm valor algum para mim desde que perdi a Theresa. Sim.
- Theresa!
- Theresa!
Oyun ismi olarak.
Pense na Theresa.
O izler sende de var mı, Theresa?
Tens as marcas, Teresa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]