Tolliver traducir portugués
196 traducción paralela
Lordy. Babam banka sahibidir. Tolliver Latham.
O meu pai é o presidente do banco, Tolliver Latham.
Jim Toliver barıştan bahsetti.
O Jim Tolliver falou de paz.
Elsa, bu yargıç Tolliver.
Elsa, o Juiz Tolliver.
- Yargıç Tolliver'i gördünüz...
- Viram o juiz...
- Yargıç Tolliver'i nerede bulabilirim?
- Onde está o juiz Tolliver?
Nasılsın. Bizi aptal yerine koydun, o belgeyi Tolliver'den çalarak.
Enganaram-nos, lhe roubando a licença ao Juiz.
- Bayan Tolliver sanatsal biridir.
- A Sra. Tolliver é artística.
- Tolliver.
- Tolliver.
Mrs. Tolliver.
Sra. Tolliver.
Ve ben de kocasıyım, Mr. Tolliver.
E eu sou o marido, Sr. Tolliver
Monsieur ve Madame Tolliver, ne hoş bir sürpriz.
Monsieur e Madame Tolliver, que surpresa agradável.
Bay ve Bayan Tolliver bana öğle yemeğinden önce gemiye geri döndüğünüzü söyledi.
Os Tolliver contaram-me que voltou a bordo antes do almoço.
Hey, bu Brad Tolliver!
Ei, é o Brad Tolliver!
Luc Robitaille benimle konuştu, ve Brad Tolliver'i de yakından gördük.
Luc Robitaille falou comigo, e vimos o Brad Tolliver.
"Şaşırtıcı, Brad Tolliver..."
O fantastico, Brad Tolliver irá jogar...
Tolliver kurtarıyor "
Tolliver defende.
Graham Tolliver'e doğru ilerliyor "
Graham vai contra o tolliver.
"Graham aşağı inerken Tolliver tarafından durduruluyor"
Graham prepara-se para disparar. É travado pelo Tolliver.
" Tolliver!
Tolliver!
Hawgood devam ederken Tolliver tarafından durduruldu "
Defendido por Tolliver.
"ne diyorum, Mike, şu anda Tolliver'in olması gerektiği gibi olduğunu sanmıyorum"
Digo-te Mike, Acho que o Tolliver está fora de controlo.
"Çıkmak istiyor olabilir" "Tolliver yerine gidecek"
- Pode querer ir ao banco. - Tolliver vai nessa direcção.
"Buna inanamıyorum. Brad Tolliver oyuna geri dönüyor!"
Não acredito Brad Tolliver está de regresso ao jogo!
"Şimdi Pittsburgh'un kalesinde oynayacak," "35 numara, Brad Tolliver, giriyor" "31 numara, Ken Wregget çıkıyor"
Regressa para a baliza do Pittsburgh, numero 35, Brad Tolliver, subestitui numero 31, Ken Wregget.
"İşte Tolliver, kalabalık çılgınca onu alkışlıyor"
Ai está Tolliver, com o publico a seus pés.
"Savunmada kalmalılar. Tolliver şutçulara karşı koymuyor."
Têm que estár na ofensiva.Tolliver não me parece completamente recuperado.
"Tolliver kafasını buza vurdu ve canı yandı ama oyun devam ediyor"
Tolliver bateu com a cabeça no gelo, está magoado, mas o jogo continua.
"Tolliver başını o kadar sert çarptı ki çocukları baş dönmesi ile doğacak"
Tolliver bateu com a cabeça tão forte que seus filhos nascerão tontos.
" Brad Tolliver'den ne müthiş bir kurtarış!
Que defesa de Brad Tolliver!
- Tolliver, ne halt yiyorsun?
- Tolliver, Que merda estás a fazer?
"Uyarı ve ceza alacak"
A equipa vai ser acusada de má conduta graças a Tolliver.
" Tolliver için tuhaf bir gece.
Noite estranha para Tolliver.
"Tolliver, bin dolar ceza!"
Tolliver, É uma multa de mil dollares!
Creighton Tolliver.
Creighton Tolliver.
Pekala, biliyorsun yerin adının ne olacağını konuşamadık. Ben isim olarak "Tolliver's" ismini düşünmüştüm.
Bem, uma coisa de que não falamos, foi, que eu estou a pensar em chamar àquilo "Tolliver".
Öyleyse "Tolliver's" isminde anlaştık değil mi?
Então, pode ser "Tolliver"?
Creighton Tolliver cinayetinden dolayı tutuklusun.
Está preso pelo assassinato de Creighton Tolliver.
Ben de insanlara bakınca, aynı şeyi hissediyorum, Hank Tolliver'a Gertrude Rose'a ve evinden çıkarılan Bayan Emma'ya çünkü onlar, yeni girişimcilerin planlarına uymuyorlar.
É assim que me sinto quando olho para pessoas como Hank Tolliver e Gertrude Rose e a Sra. Emma que estão a ser despejadas porque não se enquadram nos novos planos.
- Cy Tolliver.
- Cy Tolliver.
Bay Tolliver.
Sr. Tolliver.
- Çok gücüme gitti Bay Tolliver.
- Fico entalado com isso, Sr. Tolliver.
Şu çok çekici, yalnız kadının adı... Bayan Joanie Stubbs. Cy Tolliver'ın Bella Union Meyhanesi'ndeki... idarecilerden biri.
Aquela mulher muito bonita e solitária... é a Menina Joanie Stubbs, a supervisora... do Bar Bella Union, do Cy Tolliver.
Jimmy, şu Tolliver'ın yerinde olan biteni... bana anlatsın diye tuttuğum esrarkeş krupiyeye ne oldu?
Jimmy, o que aconteceu com o traficante de droga... que eu contratei para me informar do que se passava no Tolliver?
Seni, Bella Union'da çalışan... esrarkeş arkadaşıyla Wu'nun afyonunu kollarına... nerede vuruyorlarsa oraya götürecek.
Ele leva-te a qualquer buraco, que ele e o traficante de droga do Tolliver... usem para injectar a droga do Wu.
O iki esrarkeşi al hamama götür. Ben de Tolliver'la hangisinin öldürüleceğini konuşayım.
Leva os dois drogados para os banhos, enquanto falo com o Tolliver sobre qual deles vai ser morto.
Adil muamele gördüm Al, Bay Tolliver'a söyleyeceğim.
Vi um procedimento justo, Al, para dizer ao Sr. Tolliver.
Sanırım Tolliver o balkonda dikilerek amacına ulaştı.
Acho que o Tolliver viu tudo isto, encostado à varanda.
Kendi adamın yerine Tolliver'ın esrarkeşini Çinli'ye verseydin... Çinli patronu beyazlara... kötü göstermesi için ona fırsat vermiş olurdun.
Dê o homem do Tolliver ao patrão chinoca, em vez do seu próprio homem, dê ao Tolliver o motivo... para deixar o chinoca malvisto aos olhos dos brancos.
Tolliver karşı tarafta bir yer açınca... daha güzel bir piyano lazım deyip bir tane ısmarlamıştın.
Quando Tolliver abriu seu negócio do outro lado... você disse que precisávamos de um piano mais bonito. Você pediu um.
Bende çiçek hastalığı mı var Bay Tolliver?
Tenho varíola, Sr. Tolliver?
Lanet Tolliver'ın gizlice arazi satın almasına ne diyorsun?
E o sacana do Tolliver, a comprar terras sem dizer nada?