True traducir portugués
299 traducción paralela
Doğru.
True.
Either you're just too good to be true, or you're clever and careful.
Ou é demasiado bom para ser verdade, ou é esperto e cuidadoso.
Fakat benim favorim "The True Lover's Farewell."
Mas a minha favorita é, "Adeus ao Verdadeiro Amor".
Sonra true biriyle kalacak.
E fica sozinho, mesmo sozinho.
# Yani gördüğüm hiçbir şey doğru değil #
So what I see is never true Assim o que eu vejo nunca é verdade
# Hepsini gerçekleştirebilirsin #
You can make it all true Você pode fazer tudo ser real
# Tümünü gerçekleştirebilirsin #
You can make it all true Você pode tornar tudo real
# Hepsini gerçekleştirebilirsin #
You can make it all true Você pode fazer tudo real
Bir anahtar - Gerçek bir anahtar.
A chave... true chave.
* Acı ama gerçek *
Well, it's sad but true
"True Nature." Altı kutuluk bir sağlık paketi.
"Verdadeira Natureza." É um pacote de saúde.
Ama gerçek.
True.
What I went through to make all this come true.
Era um sonho que se realizava.
Is it true?
É verdade?
Is it true that tomorrow you will try to take a French eagle?
É verdade que amanhã vais tentar apoderar-te da águia francesa?
Ooh, uh, hay Allah, True Believer, uh, Salvador, Onion Field, The Hard Way.
"True Believer", "Salvador", "Onion Field", "The Hard Way".
Örneğin True Believer.
Por exemplo, para o "True Believer".
To your breed, your fleece, your clan be true.
Sejam fiéis à vossa raça, à vossa lã, ao vosso clã...
Sheep be true.
Ovelhas, sejam fiéis.
To your breed, your fleece, your clan be true.
Sejam fiéis à vossa raça, à vossa lã, ao vosso clã.
Sheep be true. Baa, ram, ewe.
Ovelhas, sejam fiéis.
Simpsonlar, Johhny Reb, Cehennem cezası ve Gerçek Cinayet Öyküleri gibi meşhur çizgi romanları bulunan karikatürist Matt Groening'in aklına gelen fikir sonucu yapılmıştı.
Os Simpsons são uma criação do cartoonista, Matt Groening. O já famoso criador de banda desenhada como Damnation Johnny Reb e True Murder Stories.
# Money don't get everything, it's true #
É o Joey. Meu Deus!
Gerçek.
True.
Bu gerçek.
This much is true.
- Ruhları olmasaydı bizi asla icat edemezlerdi. - Doğru.
- Sem alma, nunca tivemos inventado. " True.
İlk yayınlandığından beri, True TV sizlere... belgesellerin en iyilerini ve bilgilendirici programları sundu.
Desde que começou, a TV Verdade deu-lhe... os melhores documentários e os melhores programas de informação.
True TV'de her saniye gerçekten yaşanacak...
Cada segundo é verdade na TV Verdade!
Kendisi True TV'de program yönetmeni.
Esta é Cynthia Topping, a directora de programação na TV Verdade.
- Şu True TV olayı için deneme çekimleri yapıyorlar.
- Estão a fazer audições para a TV Verdade.
Kim, kanal yöneticileri... yani True TV'nin sahibi olan Northwest Yayıncılık şirketinin sahipleri hakkında... en utanç verici ve aşağılayıcı ayrıntıları ortaya çıkaracak?
Quem conseguirá descobrir... a informação mais embaraçosa de um dos executivos... da empresa que possui esta estação, a TV Verdade.
True TV izleyicilerine, kontrolümüz dışındaki bir durum... nedeniyle Ed TV'yi artık yayınlayamayacağını bildirir.
A TV Verdade lamenta informar os telespectadores que... por circunstâncias alheias à nossa vontade, a Ed TV terminou a sua apresentação.
True TV sözcüsü... Ed yayında olduğu 4 ayı kapsayan bir çeki, şişkin ücretini ve kanalımızın "çok çalışması ve... sadakatine" karşılık kendisine verdiği teşekkür ikramiyesini de... teslim aldı.
Um representante da TV Verdade... anunciou que recebeu um cheque pelos quatro meses no ar... o pagamento extraordinário, e um bónus adicional... para mostrar a apreciação da estação pelo seu...
Tam olarak ne olduğunu sorduğumuzda, bir True TV sözcüsü, ortak fikirleri olmadığını, ama işlerin hallolduğunu söyledi.
Quando perguntámos o que se tinha passado, o representante disse... que não tinham declarações a fazer, mas que tudo tinha sido resolvido.
"Doğru Yön" adında bir kurum için çalışıyorum.
Trabalho num lugar chamado "True Directions" ( Verdadeiras Direcções ).
Reddetmek iyileşme sürecinin bir parçası, daha sonra biz "Doğru Yön" yolunu takip ediyoruz. İyileşmek mi?
A negação é uma parte da cura que vamos explorar na True Directions.
Ben Mary, "Doğru Yön" ün kurucusuyum.
Sou a Mary, Sou a fundadora da True Directions.
"Doğru Yön Yolu" nun ilk adımını becerdin.
Acabaste de dar o 1º passo na True Directions.
Biz "Doğru yön" de böyle negatif cümleler kurmuyoruz.
Andre, não uses profanidades, ou negativas duplas aqui na True Directions.
Doğru Yön den mi geliyorsun?
Mas és da True Directions.
Bugün burada "Doğru Yön"'ü kutlamak için... toplanmış bulunuyoruz.
Juntámo-nos neste dia especial, para celebrar a maravilhosa "True directions".
'True Grit','Searchers','The Cowboys','Genghis Khan'.
Bravura Indômita. Rastros de ódio. Os Cowboys.
O benim. "0ne True Thing", DVD'ye yeni çıktı.
Não, esse é meu. One True Thing, acabou de sair em DVD.
"0ne True Thing'i" izlemek istiyorsan, izle.
Quer ver One True Thing, tudo bem.
Truman, Updike değil.
Sou um "true man" ( = homem verdadeiro ) e não um "up dike" ( = dique ).
Red's true filminde kim gömülüyor?
Quem está enterrado na tumba Grant?
Evet doğru, Mohamed
That's true, Mohamed
A true story!
Espera.
And a true lover of the holy church.
E é um amante da Santa Igreja.
"Doğru yön" den mi?
Da True Directions?
"Doğru Yön" mezuniyet törenine hoş geldiniz.
Bem-vindos à graduação do True Directions.