Tuk traducir portugués
42 traducción paralela
Borg'tuk.
Éramos Borg.
Silahı hapishanede yerleştirebilecek tüm görevlilerle konu tuk bir kişi dışında, Kevin Peters.
Interrogámos todos os empregados do Gabinete de Prisões menos um tal Kevin Peters...
Ting! Buraya!
Vem rápido, apanha um Tuk Tuk
Cevap vermeye hazır mısın?
Stiinga-tuk.
Pe Tuk'un arkadaşının söylediğine göre okul sınırdaymış.
Um amigo de Pe Tuk disse que a escola é perto da fronteira.
- Yıldız tik-tak-tuk, değil mi?
- O cardinal é o do jogo do galo?
Sen Tuk-Tuk şöförü olacaksın.
Tu serás um motorista de Tuk-Tuk que vigia ao redor escola.
Bütçemiz yetmez.Sana bir Tuk-Tuk bulalım.
Nós não temos o orçamento. Levemos um Tuk-Tuk.
Dün gece sırtını bana döndüğünü biliyorum. Bu Tuk-Tuk.
A mim é que tu viraste as costas ontem.
Toeraman. Ne diyorsun?
Tuk Rahman, tens alguma coisa a dizer?
Toeraman!
Tuk Rahman!
Tuk Tuk ile Kim'in beklemekten hayaları morardı.
O Tuk Tuk e o Kim estão em piquinhos.
Laurie, benim adıma bir fil için bağış yapmana hala kızgınım. - Tuk-tuk mı?
Laurie, ainda estou furiosa por teres salvado um elefante em meu nome.
Bana onun dişlerinden yapılmış bir kolye almadığın sürece Tuk-tuk ile ilgili bir şey duymak istemiyorum.
Não quero saber do Tuk-Tuk, a não ser que me tragas um colar de marfim.
Otobüsle şehir merkezine gideceğiz.
O autocarro. O autocarro leva-nos ao centro da cidade... e depois podemos apanhar tuk-tuks para o resto do caminho.
Tuk-tuk nedir?
O que é exactamente um tuk-tuk?
Geçen gün tuk-tuk'a bindim.
Outro dia apanhei um tuk-tuk.
Tuk Tuk ister misin?
Queres Tuk Tuk?
Tamam, Tuk Tuk burada.
OK, tuk tuk aqui.
Sonra rickshaw ile biraz turladım.
Depois apanhei um Tuk-tuk. ( Táxis motorizados )
Bir Gecenin Öfkesi, bir Öldürücü Naddar... ve Luk Tuk'un batısındaki en iyi iki ejderha binicisi.
É um Fúria da Noite, um Nadder Mortífero... e dois dos melhores cavaleiros de dragões a ocidente de Luk Tuk.
Tu-tuk-lu.
De-ti-dos.
Ne yaparsan yap, umrumda değil.
Por mim, podes ir de tuk-tuk. Não.
Hollandalı araştırmacı Mirjam Tuk'un dolu mesaneye sahip insanların daha iyi karar verdiğini belirten çalışmasını uyguluyorum.
Estou a aplicar os estudos do investigador holandês Mirjam Tuk, que descobriu que quando as pessoas têm a bexiga cheia tomam melhores decisões.
- Adın Tak mıydı Tuk muydu neydi?
- Bug? Bag? Tag?
Üzerinde akrep olan kaç tane tuk-tuk var ki?
Quantos tuk-tuks há com escorpiões?
Sadece taksiyi alırsan hiçbir şey almamış olursun.
Ei, você tem tuk-tuk, você não tem nada.
Bangkok'taki bir numaralı taksiciyim ben.
Eu sou o tuk tuk número um em Banguecoque.
Dostum, kaçış araban taksi ise taktiksel seçimlerinle ilgili sorunların var demektir.
Companheiro quando um tuk-tuk de Banguecoque é a tua maneira de sair de um plano, eu tenho de questionar seriamente as tuas escolhas tácticas.
Bu normal bir taksi değil.
Isto não é um tuk-tuk qualquer. Este é o tuk-tuk do Benz.
Güzel, ben Bangkok'taki bir numaralı taksiciyim.
Sim, eu sou o melhor número um tuk-tuk em Banguecoque.
Öhöm. Tak, tuk tak yaptı büyük demir kapı
* Clang, bang, clang Foi a grande porta de ferro *
Şu mopedi geçtik ve devam ediyoruz.
Passamos um tuk-tuk, e não paramos.
Tık-tık-tık-tak-tuk?
Uma rapidinha?
Stiinga-tuk.
Eu...
İyi eleman.
É o Tuk-Tuk. Gajo fixe.
Hapı yut-tuk!
Estamos todos lixados.
Tuk-tuk'ı seviyorum!
- O Tuk-Tuk?
Başlatma Tuk-tuk'ına.
Adoro o Tuk-Tuk. - Que se lixe o Tuk-Tuk.
Daha sonar da tuk-tuk'lara bineriz. - Nelere?
- O que é que ele disse?
Tak-tuk.
- Volte a ser o capitão Robô.
Takunyalarının tak tuk ettiğini duydum.
" Mas que caralho?