English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ T ] / Tutuyorum

Tutuyorum traducir portugués

2,087 traducción paralela
Seni tutuyorum.
Vou torcer por ti.
Sizi tutuyorum Bay Monk.
Quero contratá-lo, Sr. Monk.
Her gün karşılaştım o ızdırap ve acı çığlık atmak istememe sebep oluyor, ama tutuyorum.
A desgraça e a dor que vejo todos os dias dão-me vontade de gritar.
Tutuyorum, çünkü sakin ve mantıklı olmalıyım çünkü bu benim işim, ama bu tetiği çekmek istiyorum.
Mas eu guardo tudo porque tenho de me manter calma e racional. É essa a minha função. Mas eu quero premir este gatilho.
- Neden ben tutuyorum ki?
- Porquê eu?
Sana sonsuz ızdırap sözü verdim ve sözümü tutuyorum.
Prometi-te uma eternidade... de sofrimento, portanto só estou a... manter a minha palavra.
Biliyorum. Ben de bu yüzden senin ülkenden insanları tutuyorum.
Eu sei, é por isso que contrato gente da tua cultura.
Kaç zamandır içimde tutuyorum.
Ali, eu já disse isso.
Evet, bunun için ona el bagajı diyorlar tatlım ve onu arabamın bagajında tutuyorum.
É por isso que são chamadas de "go bag", querida, eu deixo-a no porta-malas do carro.
Kaybolmasından sizi sorumlu tutuyorum.
Eu considero-a responsável por o ter perdido.
Şimdi de bebeği kucağımda tutuyorum.
Agora, tenho o bebé ao colo.
Bunu bu yüzden elimde tutuyorum.
Por isso estou segurando isso.
- Klişelere kafa tutuyorum.
- Estou para lá dos clichés.
O halde ben de, zaman zaman öfke nöbeti geçirip tüm paranı harcama hakkımı saklı tutuyorum.
Está bem. Então, na ocasião, reservo o direito de explodir de raiva e gastar o teu dinheiro todo.
- Yas tutuyorum.
Estou de luto.
Neden üstünde "McCain Feingold" yazan bir servis tabağı tutuyorum?
E por que estou a segurar um prato de refeição que diz McCain / Feingold?
- Dilek tutuyorum.
- Estou a pedir um desejo.
Elimde taş gibi kanıtı tutuyorum ama bir bok yapamıyorum.
Estou com um raio duma prova, e não posso fazer nada quanto a isso.
Gözlerimi zar zor açık tutuyorum.
Mal consigo manter os olhos abertos.
İşte bu şekilde serseri takımını sokaklardan ve senin gibi güzel şeylerden uzak tutuyorum.
É assim que mantenho a escumalha afastada das ruas e das coisinhas lindas como você.
Neden bu bebeği tutuyorum?
Porque estou a segurar este bebé?
- Sadece personelimi emniyette tutuyorum.
- Estou apenas a zelar pelo meu pessoal.
Sana, bana eşlik edebileceğin sözünü vermiştim, ve sözümü tutuyorum.
Prometi-te que poderias acompanhar-me, e mantenho a promessa.
- Saat tutuyorum. - Tanrım.
Vou cronometrar.
Elimde, her maçın skorunu tutuyorum ve turnuva levhasını da Bu takım son.
Aqui tenho todos os resultados dos campeonatos que essa equipa disputou nos últimos 20 anos.
Tutuyorum.
Já está.
- Tutuyorum.
- Eu trato disto.
Ellerimi hürmetle arkamda tutuyorum, efendim.
Estou respeitosamente com as mãos atrás das costas, senhor agente.
Seni tutuyorum.
Estás contratado.
İlk seferi en zorudur, ama seni tutuyorum.
O primeiro degrau é o mais complicado, mas eu amparo-te.
Şimdi onun yasını tutuyorum. Samimiyetimden şüphe duyuyorsun.
Agora sofro e duvidas da veracidade do meu coração.
Ve hepsini uygun bir çalışma düzeni içinde tutuyorum.
E mantê-los todos em bom estado de funcionamento.
Sevgili amcam, Kral'ın ölümünün yasını hala tutuyorum ama sizlerin bana ona karşı olduğunuz kadar sadık hizmet edeceğinizi biliyorum.
Lamento sinceramente a morte do meu querido tio, o Rei, mas sei que posso contar convosco para me servir tão lealmente como o servistes a ele.
Oruç tutuyorum.
Estou em jejum.
Biliyorum, tutuyorum.
Eu sei, estou a fazer isso.
Tutuyorum, tutuyorum!
Só eu. Fechado. Fechado.
Tamam, tutuyorum.
Certo, eu aceito.
Tutuyorum.
Eu seguro-te.
Evet, burada onlarla her gün balık tutuyorum.
Sim, pesco aqui todos os dias com elas.
Balık tutuyorum.
Pesco.
Balık tutuyorum.
Estou a pescar.
Eddy ile balık tutuyorum.
Estou a pescar com a Eddy.
Aro'nun düşüncelerini de kontrol altında tutuyorum.
Também tenho andado de olho no Aro.
Seni olabildiğince sıkı tutuyorum.
- Eu peguei-te.
Sonra birden tutuyorum kendimi.
E retenho-me. Amo-te
Kargaları burada tutuyorum.
Eu mantenho os corvos aqui.
Yani bakalım eğer burada çok uzun zaman kalırsak diye fikrimi tamamen değiştirme hakkını saklı tutuyorum.
Se estivermos aqui durante muito mais tempo, reservo-me aqui o direito de mudar completamente de ideias.
- Neden bunu tutuyorum...
- Por quê?
Hayır, kendi evimde tutuyorum.
- Não, tenho-as em minha casa.
- Günlük tutuyorum.
Tenho feito artigos para um jornal.
Seni tutuyorum.
Mãe! - Eu peguei-te.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]