Ukalaca traducir portugués
46 traducción paralela
Artık, senden ukalaca istemiyorum, Bay Jones.
Agora, não quero ouvir mais nenhuma esperteza sua, Sr. Jones.
Kulağa ukalaca gelir.
Fico pretensioso.
Sürekli pipo içip durdu. Ukalaca sorular sorup durdu.
Usa cachimbo e faz muitas perguntas.
Okuyucularına ukalaca gelebilir.
Tenho receio que me possa fazer parecer pomposo perante os seus leitores.
Albert Rozerfeld, Şerif Truman'a ve diğerlerine karşı ukalaca konuşmanız hiç hoşuma gitmiyor!
Albert Rozerfeld, não gosto da maneira esperta como fala para o xerife e toda a gente!
Ukalaca evrenin ahlak bekçisi rolü yapman bana o kadar boş geliyor ki, Q.
A pergunta da Amanda merece uma resposta. Você é o juiz, o jurado e, se for necessário, o executor.
Çünkü, senin ukalaca bir şey söyleyeceğini söylüyor.
- Ele diz que tu vais acabar por ser arrogante.
Bu biraz fazla ukalaca değil miydi?
Ena... que presunçao.
Bir teşekkür alıyor muyum? Hayır, ukalaca cevaplar alıyorum.
Não, só ouço respostas atrevidas.
Tavrımız hiçbirşey ama ukalaca.
Nossa atitude é tudo menos irreverente.
Bu biraz fazla ukalaca değil miydi?
Ena... que presunção.
Ve... noldu... Önceden Linux diyemem zannettim ya bu çok megolaman, ukalaca çünkü.
E... o que aconteceu foi que... eu inicialmente pensei que eu não podia chamá-lo de Linux publicamente,
beni nezarete götürdü.oraya gidince başka bir ismim olup olmadığını sordu bende ukalaca evet bana Patates Salatası. " derler dedim
Ele leva-me para a cadeia. Quando lá chegamos ele pergunta-me se eu tinha nomes alternativos. E eu, que estava a ser Chico esperto disse, " Sim.
Böyle ukalaca konuşmaya devam et bakalım, elbet o mührü kıçına sokmayı bilirim.
Continua com essa atitude e o meu pé estará 9 / 10 dentro do teu rabo.
Akıllıca davranma demek istedim... ukalaca değil.
O que quis dizer foi, "Não seja esperta demais"... e não, não se arme em esperta.
Sen sadece etrafta tırnaklarını yapıp, ukalaca yorumlar yaptın.
Tu só ficas sentada a arranjar as unhas e a fazer comentários espertinhos.
- Hayır. Ukalaca laflar dışında bir şey yok.
Muitos comentários à chico-esperto.
Aslında tüm o ukalaca laflarını ve göndermelerini bir kenara bırakırsak o...
Tu sabes, uma vez que passas as obervações e referências parvas, que percebes no Google... ela é..
Cidden, günlerdir hakkımda ukalaca, alaycı yorumlarda bulunmadın.
É verdade, não fazes nenhum comentário estúpido e mau há dias.
İnatçı ve ukalaca davrandım.
Fui teimoso e arrogante.
Biraz ukalaca davrandım, "Bilançolara meraklı mısın"?
Acho que fui um pouco arrogante ao dizer, "Interessam-lhe os balanços?"
Ukalaca bir şey söylemek için Emerson'u bekliyorum.
Estava à espera que o Emerson dissesse alguma coisa impertinente.
Bu çok ukalaca bir yanıt.
bem, essa é uma resposta bastante arrogante
Yıllardır, ne zaman bu konuyu göz önüne getirsem hep ukalaca cevap verdin.
Sempre que toco neste assunto ao longo dos anos, responde-me com um comentário trocista.
Biliyorum ukalaca olacak ama, orada en iyi olan benim.
Sei que parece mal, mas sou a melhor ali dentro!
Ukalaca olmasın ama, bildiğim kadarıyla "takılmak", "çıkmanın" geçmiş zaman kipidir.
Não quero ser pedante, mas, tanto quanto sei,
Tüm ukalaca cevaplarım tükendi dostum.
Já se esgotaram as minhas respostas inteligentes, amigo.
Bu dediklerinin biraz fazla ukalaca olduğunu düşünmüyor musun?
Não achas que isso é um pouco arrogante?
Biliyorsun Claudia, bence biraz ukalaca olacak ama...
Sabes, Cláudia, sinto que terá de ser mais cheio.
Ama sanatçıların çalışmaları hakkında konuşmasının ukalaca göründüğünü biliyorum. ... bu yüzden burada oturup bir pislik gibi görünmeyeceğim.
Mas sei ao que soa quando os artistas começam a falar do seu trabalho, por isso não vou ficar aqui e parecer um convencido.
Bununla ilgili olarak asla ukalaca davranmak istemiyorum.
Nunca quis ser convencido sobre isto.
- Biliyorum ukalaca geliyor.
- Sei que soa arrogante.
Ukalaca lafların yok mu?
Sem espírito de retaliação?
Ne yani, ukalaca bir cevabın yok mu?
Então, não tem nenhuma resposta sarcástica?
O odaya girince ne görürsek görelim komik surat yapmayacak, gülümsemeyecek ukalaca bir espri yapmayacak.
Não me importa o que vejam naquela sala, ninguém faz caretas, sorri ou faz piadas. - Está a falar de ti.
Ukalaca, tembelce, dişlerini katarak.
Quero dizer, arrogante, preguiçosa, com muitos dentes.
"Sapık" kelimesini bu kadar ukalaca kullanmamalıyız bence.
Sabem de uma coisa? Acho que não devíamos ser tão picuinhas com a palavra "perseguidor".
Biraz ukalaca belki sanki havalı olmak için çok kasıyorsun tıpkı şurada oturan Hugh gibi.
Talvez um pouco exagerada, porque tentas demasiado ser fixe, tal como o Hugh.
Muhtemelen ukalaca bir cevap olmuştur.
Provavelmente alguma resposta esperta.
Ukalaca bir cevap.
É uma resposta esperta.
Sana hoş geldin demek için akşam tavlası ve roze şarap önerdiğimde ne kadar hızlı bir şekilde ve ukalaca reddettiğini göz önüne alırsak aradığın kız ben değilim.
A julgar pela rapidez com a qual empinaste o nariz quando te ofereci uma tarde de gamão e vinho rosé como boas vindas, não sou a rapariga certa para te ajudar.
Bundan böyle ukalaca isimler kullanmak yok.
A partir de agora, nada de nomes espertinhos.
Biraz ukalaca değil mi sence de?
Mas é um pouco arrogante, não te parece?
- Baba! İzle! Bana ukalaca çocuğumu nasıl yetiştireceğimi söylerken mi?
Dizendo-me condescendentemente como devo educar o meu filho?
Ukalaca sözlerine rağmen, önemsediğini biliyordum.
Apesar dos teus comentários idiotas, sabia que te ralavas, mas, desta vez...
Ne yani, ukalaca bir cevap yok mu?
O quê, não respondes com uma boca?