Ulkesi traducir portugués
225 traducción paralela
Wak Wak Ülkesi'nin ruhları efendilerini arıyorlar.
Os Demónios de Wak-Wak procuravam a sua senhora.
"Beni Wak Wak Ülkesi'ne götür"
"Leva-me para Wak-Wak!"
"Sadece lamba Wak Wak Ülkesi'ne giden geçiti açabilir"
"Só a Lâmpada pode abrir os portões de Wak-Wak!"
Wak Wak Ülkesi'nin Ruhani Savaşı
A Batalha dos Espíritos de Wak-Wak
Bu tutanaklar sayesinde, gerçek Jeanne'ı keşfedebiliyoruz ; zırhlı ve silahlı haliyle değil, en sade haliyle. Ülkesi uğruna ölen bir kadın olarak.
Lendo este registo vemos Jeanne tal como ela era, não de elmo e armadura, mas simples e humana, mas uma jovem que morreu pelo seu país
Yaşasın, yaşasın Freedonia... Ülkesi...
Salvé, Salvé, Freedonia, terra dos...
Çocuklar, "Özgür Insanlarin Ülkesi" ni tarih kitaplarinda okumakla kalinca... bu vatanin ne anlama geldigini unutuyor.
Os rapazes esquecem-se o que quer dizer o país deles só ao ler "Terra dos Livres" nos livros de história.
STROMBOLİ TANRI'NIN ÜLKESİ
STROMBOLI - TERRA DE DEUS
Ülkesi için savaşmak istemediğinden değil. Bunu istiyor.
Não que ele não queira lutar pelo país, porque quer.
Doğan Güneşin Ülkesi.
No país do sol nascente.
Tokyorama'da, Doğan Güneşin Ülkesi'nde.
Em Tokyorama, No país do sol nascente.
Ülkesi için en iyisidir, tümümüz için en iyisidir.
É bom para este país. Bom para todos nós.
Bolluk Ülkesi.
A Terra da Abundância.
Ülkesi için hayatını tehlikeye atan bir erkek için bir tek iş bile yoktu.
Não havia nenhum trabalho para este homem que arriscou a sua vida pelo seu país.
Ülkesi adına, evet.
Pelo seu país, claro.
Ülkesi, kum, gezgin Bedeviler, yoksulluk ve cehaletten ibaretti.
O país era areia, beduínos nómadas, pobreza e analfabetismo.
SARAP VE ÜZÜM ÜLKESİ
Terra do vinho e da uva.
Yarın - Ötesi Ülkesi!
A Terra do Amanhã-manhã!
Anlayın artık burası sizin eviniz ve Yarın - Ötesi Ülkesi yok ben de Kaptan Walker değilim.
Têm de perceber que isto é a vossa casa e não há Terra do Amanhã e eu não sou o Capitão Walker.
- Ötesi Ülkesi yok!
Não há Terra do Amanhã!
Yarın - Ötesi Ülkesi mi?
É a Terra do Amanhã?
Oraya "Gökyüzü Ülkesi" deniyor. Göz alabildiğince uzanan bir arazi. Ve baktığında 100 km ilerisini görebiliyorsun.
Chama-se a Região do Grande Céu, o terreno nunca mais acaba, estende-se 32 km para um lado e 80 km para o outro.
Ülkesi mahvolmuşken, sadece kralın yaşamasının ne anlamı var?
De que vale ser rei de uma civilização em ruínas?
Ülkesi, dostları, prensipleri ve'altın çocuk'un yanağındaki pırıl pırıl gözyaşları uğruna.
Um homem pode lutar por muitas coisas : o seu país, os seus princípios, os amigos, a lágrima brilhante no rosto de uma criança dourada.
Ülkesi için neler yaptığını hatırla.
Podes dizer que é pela pátria!
Sihirle, perilerle, acımasız korsanlarla dolu olan cinsten... Periler Ülkesi diye geçen.
Uma cheia de magia e fadas e piratas selvagens... chamada, a terra do nunca.
"Bu Dağlar Ülkesi'nde,... toprağın sadece % 12'lik bölümü işlenebilir durumdadır."
"Neste país de montanhas... " apenas se pode cultivar o 12 % de toda a superfície. "
Demek Oz'un Ülkesi burası...
Com que então, é a Terra de Oz...
Her seye güvenli mesafeden gülmenin kolay oldugu Ukala Ülkesi'nde.
Que acha tão fácil rir-se duma distância segura, lá na terra dos espertalhaços.
ÖLÜLER ÜLKESİ
TERRA DOS MORTOS
Talbot's O YUNCAK ÜLKESİ
PARAÍSO DOS BRINQUEDOS do Talbot
Sen Rachel Ülkesi'ne çekilmiş, Rachel işleriyle uğraşıyorsun insanların maymunlarına veya hislerine karşı tamamen unutkansın. - Ross!
Vives na "terra da Rachel", a fazer "as coisas da Rachel" esquecendo os macacos das pessoas ou os sentimentos das pessoas e...
Sen Rachel Ülkesi'ne çekilmiş, Rachel işleriyle uğraşıyorsun insanların maymunlarına veya hislerine karşı tamamen unutkansın.
Vives na "terra da Rachel", a fazer "as coisas da Rachel", esquecendo os macacos das pessoas ou os sentimentos das pessoas.
Fark etmemişsindir diye söylüyorum Ajan Mulder, Özgürlükler Ülkesi, tatile çıktı.
Caso ainda não tenha notado, Agente Mulder, a Estátua da Liberdade está de férias.
Ülkesi için çok üzgün
Está triste pelo seu país
Rüyalar Ülkesi'ndeki çocuk.
O cara é um sonhador.
Bu A.B.D. Maymun Ülkesi'nden geldi!
Isto veio do Condado dos Babuínos, EUA!
Sizi Işığın Ülkesi'ne götüreyim.
Deixem-nos levar-vos à Terra da Luz.
Çok tehlikelilerdi, biz de onları Karanlığın Ülkesi'ne göndermek zorunda kaldık.
Tornaram-se tão perigosos que nós fomos forçados a bani-los para a Terra das Trevas.
Ülkesi mermer kadar serin biliniyor. Bayan Skyros'un hobileri müziği, egzotik dans etmeyi ve Tanrılar'a kurban etmeyi içeriyor.
Tão fria como a mármore do seu país, os hobbies da Miss Skyros incluem música, dança exótica, e sacrifícios para os deuses.
Ülkesi için bazı barış hayalleri vardı... ve benim ruhum için.
Ela tinha tantos sonhos pela paz para a sua terra... e para a minha alma.
"Ejderha Ülkesi'ne Hoşgeldiniz."
"Bem vindo ao pais dos dragões."
Ejderha Ülkesi burda son buluyor.
saimos do pais dos dragões.
Ama Işığın Ülkesi'nde hoş karşılanacaksınız.
Mas serão bem vindos na Terra da Luz. Tuplo espera do outro lado.
Ülkesi uğruna can verenler. Huzur içinde uyuyun. Sizi sessizce selamlıyorum.
Em silêncio os recebas, que em paz durmam, vitimas das guerras da sua nação.
Kırmızı hapı alırsan Mucize Ülkesi'nde kalırsın ve sana tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu gösteririm.
Se tomares o comprimido vermelho ficas no País das Maravilhas e mostro-te a profundidade da toca do coelho.
"Somon Krallığı." "Kereste Ülkesi."
"Reino do Salmão", "Terra da Madeira".
Gerçek bir Şeker Ülkesi!
- Sim, uma Candy Land.
Ülkesi ve halkı yok olmuş olsa bile o yaşadığı müddetçe düşmanlarıyla savaşmak zorundadır.
Deve juntar as pessoas e formar o seu pais de novo. Ele lutará contra o inimigo durante toda a sua vida.
Bu hastayla ahlaki açıdan "Olmayan Şeyler Ülkesi'ndeyim."
Estou a viver na terra do faz de conta, com este paciente.
Sen, Kokmuşlar Ülkesi'nin başkanı değil misin ki?
Bom, não és tu o presidente da Cidade Turd?