Unicron traducir portugués
51 traducción paralela
Orbulus! Bak, bu Unicron!
Olha, Orbulus, é o Unicron!
Ben Unicron.
Sou o Unicron.
Ne cüret, Unicron!
Como te atreves, Unicron.
İtaat edeceğim, Unicron.
Obedecerei ao Unicron.
Hayır! Unicron! Neden?
Unicron, porquê?
Beni Unicron'a götür, hemen!
Leva-me até ao Unicron, leva-me agora...
Gezegenim Unicron tarafından yok edildi.
O meu planeta foi destruído pelo Unicron.
- Unicron mu?
- Unicron?
Unicron da kim?
Quem é o Unicron?
- Unicron, neden bana işkence ediyorsun?
- Unicron, porque me torturas?
Hayır, Unicron.
Não, Unicron.
Unicron, efendim, bununla seni kölem yapabilirim.
Unicron, meu amo, com isto te farei meu escravo.
- Cevap : Unicron.
- E a resposta é :
- Demek ki Unicron'u yok etmeliyiz.
Unicron. - Então temos de destruir Unicron.
Evet, dostlarım, hemen Unicron'u yok etmeliyiz. Grand Poobah'u öldürün.
Sim amigos, e agora destruamos Unicron, matemos o grande inimigo.
Evet! Unicron'u yok et! Grand Poobah'ı öldür!
Destruamos Unicron, matemos o grande inimigo, eliminemos já as manchas mais difíceis.
Unicron! Cevap ver! Bunu gördün mü?
Unicron, responde-me.
İşte Matrix.
Vês isto, Unicron?
Unicron kanıyla doldurdum!
Se referiam como O Sangue do Unicron
Unicron ;'Yıkıcı'...
Unicron, o destruidor?
Unicron'un kanı...
Pelo sangue do Unicron.
Sanki Yokedici Unicron'un kanı damarlarımda dolaşıyormuş gibi.
É como se o sangue de Unicron, o Destruidor... fluísse pelas minhas veias.
Unicron?
Unicron?
Unicron'la aramıza mesafe koymadan ışınlanma köprüsü isteğinde bulunamayız!
Não podemos activar a Ponte Terrestre, até nos afastarmos de Unicron.
Demek istediğim, mültecileri Cybertron'a davet etmek için mesaj yayınlıyoruz ve ilk sıraya giren... -... Unicorn mu oluyor?
Activamos uma chamada para os refugiados voltarem para Cybertron e o Unicron é o primeiro da fila?
Şimdi Unicron ölümlü bir vücut içerisine girmiş olabilir ama o hâlâ bir tanrı ve bu da onu geleneksel yollarla yenemeyeceğimiz anlamına geliyor.
Apesar do Unicron possuir agora um corpo mortal, ainda é um Deus. E por isso, não pode ser morto por meios comuns.
Optimus, bizi duyabiliyorsan Unicron Cybertron'a geri gelmeyi başardı.
Optimus, no caso de nos poderes ouvir, Unicron voltou para Cybertron.
Unicron'un neden burada olduğunu öğreneceğiz.
Descobrimos porque é que o Unicron está aqui.
- Unicron'un hâlâ orada olup olmadığını öğrenmek için Darkmount'a bir saldırı düzenleyeceğiz.
Vamos lançar um ataque à Montanha Negra. Contando que o Unicron ainda esteja lá.
-... yaşayan ölüler lorduyum.
E o senhor dos mortos-vivos. Unicron.
- Daha önce de ölüp geri döndü şüphe yok ki bu fenomen Unicron'un kanının onun damarlarında dolaşmasından doğan bir lanet.
- Ele morreu e já voltou antes. Um fenómeno causado pelo sangue do Unicron, que correu nas veias dele.
- Unicron adımlarımızı mı takip ediyor?
O Unicron a refazer os nossos passos?
Unicron'un kendisiyle uğraştığımıza göre, bu enerji kümesi sadece tek bir şey olabilir...
Ao imaginar que estamos a lidar com o próprio Unicron, a massa de energia só pode ser uma coisa.
Unicron yaşayan ölülerden oluşan bir ordu yaratıyor.
O Unicron vai montar um exército de mortos vivos.
Unicron açıkça görülüyor ki bizim onu yenilemeye çalıştığımız aynı yerden onun çekirdeğine ulaşmaya çalışıyor.
O Unicron procura chegar ao núcleo do planeta, pelo mesmo ponto de acesso que usamos para restaurá-lo.
Unicron'un ordusu ile kuyunun arasına gireceğiz.
Colocamo-nos entre o exército de Unicron e o Poço.
Ana füzyon topları, battal ışınları, iyon patlayıcıları Unicron'un ordusuna karşı koymak için...
Canhões de fusão primários, raios anuladores, canhões de íons. Tudo o que precisamos para ter uma hipótese... contra o exército de Unicron.
Unicron'un elinden canlı kurtulmak için...
O Scream não vai usá-lo. Ele precisa de nós para ter hipótese de sobreviver a Unicron.
Artık Unicron Dünya'yı evi olarak görmediğine göre orası iyi bir seçenek olabilir.
A Terra pode ser uma boa odeia, agora que o Unicron já não lhe chama lar.
Öyle olsun! Umarım Unicron ilk sizi yok eder!
Óptimo, espero que o Unicron vos destrua primeiro!
Unicron da öyle.
Assim como o Unicron.
Unicron'u da yanımızda götürmeden olmaz.
Não sem levar o Unicron connosco.
Allspark'ı Unicron'un erişemeyeceği bir yerde tutmalıyız.
Devemos manter a Allspark longe do alcance de Unicron.
- Sana karşı koyduğum sürece olmaz, Unicron.
Não enquanto estiver à tua frente, Unicron.
Megatron, senle ben bir zamanlar Unicron'dan gezegeni kurtarmak için birleşmiştik.
Megatron, já nos unimos para salvar o mundo de Unicron.
Saf enerjiden oluşan biri olarak, Unicron'un Antispark'ı Primelar'ın kutsal emanetlerini sakladığı bu sandığa karşı savunmasızdı.
Como um ser de pura energia, a Anti-Centelha de Unicron era vulnerável a este relicário dos Primes.
Hem Allspark'ı korumak hem de Unicron'u mağlup etmek için kutunun içindekini boşaltmam gerekliydi.
Para proteger a Allspark e garantir a derrota do Unicron, fui obrigado a esvaziar o receptáculo do conteúdo.
Lord Megatron'un karanlık madde aşılanmış canlılarla veya eşyalarla bir sembiyotik bağ kurup onları kukla gibi idare etme yeteneğine sahip olduğu görülebiliyor, ama "Tek boynuzlunun Kanı" adlı şeyin savaş gemimizi...
Está bem, é verdade que Lord Megatron parece possuir uma ligação simbiótica com tudo e todos que já tiveram contacto, com a matéria negra, e controlá-los como fantoches mas... Esqueceste o que o sangue de Unicron fez à nossa nave?
Dünya ve Cybertron'un her zaman birbiriyle bağlantılı olduğunu anlamak oldukça zamanımı aldı. Tıpkı bir bütünün iki yarısı gibi Primus ve Unicron.
Levei tempo para perceber totalmente, que a Terra e Cybertron sempre estiveram ligados, duas metades de um todo, Primus e Unicron.
Unicron!
Unicron!
Kiraladığı yeni hayatı bana borçlu... yani Unicron'a!
Unicron.