Utç traducir portugués

- Eski UTÇ'yi yeniden doldurdum.

Acabei de reabastecer o KWCP.

- UTÇ mi?

- "KWCP"?

Ortalama Güneş Saati'ne göre 13 : 00'te Berlin'de Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın iki ajanı kaçırıldı.

Às 13 : 00 UTC, dois agentes da Agência Central de Inteligência foram raptados em Berlim.

Veriler, 2106 UTC'de zayıf bir döner ikili gösteriyor.

Estou a ler um fraco dístico de rotação às 2106 TUC.

- Biz evrensel saati kullanırdık.

- Usava o tempo universal coordenado. - UTC?

Tahmini varış saati UTC 19.30.

Chegada às 19 : 30 GMT.

+ 11 saat diliminde öğleden sonra 4'te meydana gelen tek fırtına Vladivostok, Rusya yakınlarında gerçekleşmiş.

A única tempestade às quatro da tarde no fuso horário UTC + 11... ocorreu em Vladivostok, na Rússia.

Bu da bizi - 1 saat dilimine götürür.

Coloca-o no fuso UTC - 1.

Sevgili vatandaşlarım, bu akşam saat 5.37'de bir SEAL timi Kashfar'daki Tenwar bölgesine sevk edildi.

Meus compatriotas americanos, às 17h37, horário de UTC, uma tropa dos SEALs foi enviada a Kashfar, Quénia.

UTC, eksi beş. - Diğer bir deyişle,

Horário de Greenwich, - 5.

Trans Alliance 420 uçuşu, Pittsburgh'den 13 : 00'da geliyor saat 17 : 10'da Phoenix'e inmesi bekleniyordu.

Vou pôr-vos ao corrente. O voo 420 da Trans Alliance, com origem no Aeroporto Internacional de Pittsburgh, às 13h00 UTC, e devia aterrar no Phoenix Sky Harbor às 17H10.

San Diego'dan 14 : 05'de ayrılmış 19 : 15'de Washington'a inmesi bekleniyor.

Saiu de San Diego às 14h05 UTC, e devia aterrar em Washington DC, às 19h15.

Saat 06.30 UTC'de moloz yığınları Pilgrim'e isabet etti ve rotamızdan saptık.

Às 06 : 30 UTC... a capsula "Pilgrim" embateu no lixo espacial e foi desviado da rota.

Saat 04 : 35 UTC.

04 : 35 UTC.

Kayıttayız. Saat 06 : 40 UTC.

Estamos a gravar, 06 : 40 UTC.

- Saat 11.20 UTC.

- 11 : 20 UTC.

Ben Dr. Miranda North. Karantina memuru. Saat 23 : 20 UTC.

Dra. Miranda Norte, oficial quarentena, 23 : 20 UTC.

Saat 22 : 33 UTC.

22 : 33 UTC.

Ateş timime Ganymede İstasyonu'nda MKCD UTC + 02 : 00 devriye görevi verildi.

A minha equipa foi designada para patrulhar a Zona Bravo da MCRM na Estação de Ganímedes.