English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ U ] / Uyanın

Uyanın traducir portugués

3,429 traducción paralela
Uyanın bakalım!
- Baril! - Vamos ao que interessa.
Uyanın millet!
Atenção!
Zor savaşçıları, uyanın!
Guerreiros Zor, acordem!
Uyanın artık.
Acordem.
- Uyanın.
- Acordem.
Uyanın.
Acorda.
Uyanın, canlanın, millet!
Mais energia, pessoal!
Hepsi temiz çıktı. Garcia, araç kayıtlarına bak ve bölgede şüphelinin aracının tanımına uyan tüm araç sahiplerini bul.
Garcia, vê na Direcção Geral de Viação se encontras um registo nessa zona, que coincida com a descrição do veículo do suspeito.
Tüm birimlere, A25 2. Cadde ve Manhattan Meydanı'nda tanıma uyan bir şüpheliyi gözaltına aldığını bildirdi.
Todas as unidades, A-25 informa ter um suspeito que corresponde com a descrição feita, na Rua 2 em Manhattan Place.
Tüm birimlere, A25 2. Cadde ve Manhattan Meydanı'nda tanıma uyan bir şüpheliyi gözaltına aldığını bildirdi.
Todas as unidades, A-25 informa ter um suspeito que corresponde com a descrição feita, na 2ª Rua com a Manhattan Place.
Bir kadın, bir anne olarak korkunuzu anlıyorum ve bu Makaslı Sapık'ın mağduru olduğunu düşünen veya bu kimliğe uyan birini tanıyan herkesin 911'i aramasını rica ediyorum.
Como mulher, mãe... entendo os vossos medos... apelo a qualquer uma que possa ter sido vítima do Maníaco da Tesoura ou que possa ter informação em relação à sua identidade, por favor, ligue para a linha de emergência.
Ve bir sabah, uyanıyorsun ve fark ediyorsun ki, yatağın diğer tarafındasın.
E uma manhã acordamos e apercebemo-nos de que estamos do outro lado da cama.
Uyanık geçirdiğim her anı bu April kızını bulmak için geçirdim.
Passei o dia todo à procura da April.
Kütüphane yaklaşık bir saat önce adamın tanımına uyan birini rapor etti.
A bibliotecária disse que um homem parecido com ele saiu há uma hora atrás.
Her gün uyandığın "Rainman" halinden bir uyan.
Acordar com o Rainman todas as manhãs.
O kadın her sabah uyanıp mutfağında beni çocuğunu kucaklarken görüyor.
Aquela mulher acorda todos os dias e vê a minha cara na cozinha dela a segurar a filha dela.
Max, uyanık mısın?
Max, estás acordada?
Uyanık kalmalısın.
- Tens de manter-te acordada. - Está bem.
Sen uyanıksın.
- Está acordada.
Sen hala uyanıksın.
O que é?
50 galonluk 3 ayrı varil içinde uyanırsın.
Vais acordar em três tanques de 190 litros!
Taksi şirketi Nell'e Preman'nın eşkâline uyan birinin nakit ödeyip Venice'deki Seaward Otel'de indiğini söylemiş.
A empresa de táxis disse à Nell que um homem com a descrição do Prodeman pagou em dinheiro e desceu no Hotel Seaward, em Venice.
Tanımınıza uyan dokuz ev var.
Nove propriedades encaixam na descrição.
Çok geç vakitte uyanıksın.
Está acordado a uma hora imprópria.
- Evet, uyuyakaldın. Bense uyanıktım.
- Tu dormes e eu fico acordada.
Millet uyanın!
Levantem-se todos!
DD'de, yasaya uyan iyiler, City Of Heroes'da kahramanlar oluruz ve Grand Theft Auto'da da fahişelere vaktinde paralarını verip hiçbir zaman beyzbol sopasıyla dövmeyiz.
No DD somos legalmente bons, no City of Heroes somos os heróis e no Grand Theft Auto pagámos a pronto às prostitutas, e nunca lhes batemos com o taco.
Profile uyan dört kadın var ve hiçbiri hamile değil.
Há 4 mulheres que encaixam no perfil, mas nenhuma delas esteve grávida.
Uyanıcaksın.
Irás fazê-lo.
Buna inanamayabilirsin ama çoğu insan sabahın köründe uyanır ve gece yatar.
Podes não acreditar nisto, mas a maioria das pessoas acorda de manhã e vai para a cama à noite.
Araştırmasını genişletti, ama tanımına uyan bir şey yok.
Alargou a pesquisa, mas nada coincide com a descrição dele.
En büyük fantezim ne biliyor musunuz? Sabahın birinde uyanıyorum ve diziniz benim kanalda yayınlanıyor. - Ne?
A minha fantasia é acordar amanhã e ter a vossa série no meu canal.
Dikkat etmemi ve uyanık kalmamı sağladın.
Fez-me parar e prestar atenção.
Kesinlikle, o sabah uyanıp kaçtığını fark edene kadar.
Sim, até que acordei naquela manhã e descobri que tinhas escapado.
Garcia. Hey, uyanık mısın?
Olá, estás acordada?
Kiracılardan birisi bir kadınla, Cavanaugh'un tarifine uyan bir adamı gördüğünü rapor etmiş. Kadın rehine olabilir.
- Um dos inquilinos do prédio disse que viu um homem com a descrição do Cavanaugh, a deixar o prédio com uma mulher.
Kızın evin yan tarafından kırmayı başardığı asma Balon Adam tarafından kaçırılırken uyanık olduğunu ve mücadele ettiğini gösteriyor. - Yani?
A vinha arrancada do lado de fora da casa pela menina... demonstra que estava acordada e reagia quando o Homem dos balões a levou.
Uyanık. Sosyal medyanın katılımcılara ulaşmak için kullandığı deneysel bir proje var.
É um projecto experimental que usa as redes sociais para alcançar os participantes.
Bu yüzden Operasyon : Uyanık, doktor onların tek bağlantısıydı.
Então, além do Vigilante, o doutor era o único elo.
Uyanık'ın tüm haberleşmesi online olarak yürütülüyordu.
Toda a comunicação do Vigilante, era feita online.
İşe bakılırsa Uyanık, Doktor Mathers'ın düşündüğü gibi büyük bir sır değilmiş.
Parece que o Vigilante não é tão secreto quanto o Dr. Mathers acha.
Uyanık oyunu uygulamasının son versiyonu birçoğu.
A versão mais recente do aplicativo do Vigilante.
Uyanık'ın teknolojisi gerçekleşmeden önceki olası Amerika saldırılarını görüyor.
A tecnologia de O Vigilante prevê ataques nos EUA antes que ocorram.
Eğer Astrid, Hoffman'ın bilgisayarını ya da mailini kullansaydı tüm Uyanık aktivitelerinin ondan geldiğini bilirdi.
Se a Astrid usava o e-mail e o computador do Hoffman, toda a sua actividade do Vigilante parecia ser dele.
Uyanık'ın başarısız olduğunu bilen sadece ben değildim.
Não era o único a saber do fracasso do Vigilante.
Zaten uyanıktın sanırım. Evet.
Parece que já acordaste.
" O dudaklar o gözler o gülümseme, ölümümdü ağzın bir söz verdi ama kalbin yalanlarla kaplıydı yalanlar söylediğin her şey yalanlar çağır beni yalanlar bittiğinde her şey, her zaman yalan uyan...
* Aqueles lábios * * Aqueles olhos * * Esse sorriso era a minha morte *
Gezegendeki herkes uyanık zamanını benden kaçarak geçiriyor.
Todas as pessoas no planeta ás vezes fogem de mim.
Oğullarımın uyanıp, ilk kim lavaboya girecek kavgasının sesi.
O som dos meus filhos a acordar. A discutirem para ver quem vai à casa de banho primeiro.
Oldukça iyi bir gözlemcisiniz her şeye karşı uyanıksınız, etrafınızda olan her şeyin farkındasınız.
É muito observador, muito vigilante, e consciente do ambiente.
Uyanık mısın?
Está acordado?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]