English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ U ] / Uygulaması

Uygulaması traducir portugués

683 traducción paralela
Yasa yasadır ve siz askerlerin bunu uygulamasını talep ediyorum.
De preferência a ver a sua Nação destruída. A lei é a lei, e exige que vocês rapazes a façam cumprir.
Pekala, o halde Bay Smollett'e yukarıdan delme yöntemini uygulamasına izin verelim.
Bem, suponho que deixamos o Sr. Smollett fazer à sua maneira, do topo.
Akıllı kadınlar, hayatlarını, modern bankacılık teorisi ve uygulaması üzerine kurar.
A mulher sábia rege a sua vida pela teoria e prática na banca moderna.
Şerif bir şey yapmayacağı için... adamlarım, yasayı kendilerinin uygulaması gerektiğini düşündü.
Visto que o Xerife não entra em ação, os meus homens queriam fazer cumprir a lei com as próprias mãos.
Bazen uygulaması en zor emir olan... nefret değil, sevgiye inan emrini uyguluyoruz.
Às vezes, é o mandamento mais difícil de seguir, mas, para resumir, acreditamos no amor, não no ódio.
Bu yaşamların alınması yerine, yaşamların verilmesi... demek olan göze göz uygulamasından farklı bir tür olabilir.
Talvez esse seja um tipo diferente de olho por olho... dar vidas ao invés de tirar vidas.
Emirler benden uygulaması sizden, yoksa hemen burada yollarımız ayrılır.
Eu é que dou as ordens. Seguem-nas, ou separamo-nos aqui e agora.
Bu gece bu inancın bir uygulamasını gördüm.
Assisti a uma demonstração dessa fé à pouco.
Basitçe dürüst bir işletme uygulaması, tatlım.
É uma simples questão de boas relações de trabalho.
Tüm bunlar kanun uygulamasının eğelenceli olabileceğini gösteriyor.
"Tudo isto para mostrar que aplicar a lei pode ser divertido."
Çöl alanı uygulamasında kişi dönümü 1.25 dolardan 320 dönüm alabilir.
Segundo a Lei do Deserto, um particular pode registar até 320 acres a um dólar e um quarto por meio acre.
Merkeze Rex Planı'nı uygulamasını söyle ve çemberi daraltırken köpekler kullanılsın.
Peça ao Presidente da Câmara para accionar o Plano Rex, e use cães para a busca.
Cesareti, çarpışma sırasında parlak taktikler uygulaması...' '.. süslü binici takımı, çizmeleri ve kabzası inciden Colt-45 liğiyle...''... kısa zamanda "Demir Süvari" lâkabıyla anılır oldu.'
A sua coragem, o seu brilhantismo em improvisar no calor da batalha, a sua farda colorida, calças de montar, botas e Colt 45 com punho em madrepérola em breve lhe valeram a alcunha de "Cavaleiro de Ferro".
Gaz odaları uygulamasına başlayın.
Inicia as operações das câmaras de gás.
Modern savaşın nafileliği, günümüz devletinin ikiyüzlülüğü toplum içindeki şiddete bir standart uygularken, bir toplumun diğerine uyguladığı şiddete başka standart uygulaması.
Da futilidade da guerra moderna? E a hipocrisia pela qual o governo atual aplica um critério à violência no seio da comunidade e outro à violência perpetrada por uma comunidade contra outra?
İlk olarak... temel beyincik fonksiyonlarının nörolojik uygulamasını, sizlere sunmak istiyorum.
Primeiro devo oferecer à vossa consideração uma demonstração neurológica das funções cerebrais primárias.
Karısını kaçırdıktan sonra, Pilate'a onun elimizde olduğunu ve taleplerimizi hemen uygulamasını söyleyeceğiz.
Apanhamo-la e avisamos o Pilatos que a temos, e fazemos as nossas exigências.
Esirleri açık vagonlarda taşıma uygulamasını durdurdunuz mu?
Você interrompeu a prática de colocar os prisioneiros em vagões abertos?
Patron Güvenlik uygulaması tarihindeki en büyük uygulama açığını yakaladım.
Chefe, é o maior golpe na história das forças de segurança.
Diğer taraftan, kanun uygulayıcı resmi kuvvetler zavallı bir şekilde silahlanmış öldürücü olmayan kuvvet uygulaması öğretilmiş ve, büyük bir çoğunlukla, sahip oldukları silahları kullanmakta da usta değillerdir.
Os oficiais que aplicam a lei, por outro lado, estão mal armados, doutrinados para o uso de força não-mortífera e, em grande parte, não são competentes com as armas que possuem.
46 yıldır tıp uygulaması yapıyorum ve bir haksızlık yapılırsa bunu bilirim.
Tenho vindo a praticar medicina há 46 anos, e sei quando foi cometida uma injustiça.
"Genel anestezi uygulamasından en çok dokuz saat öncesine kadar hastanın gıda almaması gerekir." Bu sözler tanıdık geliyor mu?
"O paciente deve abster-se de ingerir alimentos durante as nove horas anteriores ao início da anestesia geral." Diz-lhe alguma coisa?
Eğer hastaneye kabulünden önceki bir saat içinde yemek yemiş olsaydı, o zaman genel anestezi uygulaması bir ihmal olur muydu?
Se ela tivesse comido uma hora antes de dar entrada no hospital, então aplicar uma anestesia geral teria sido um acto de negligência?
Bu, "Seattle Revizyon Uygulaması, 61 ve 76."
Isto é : "Processo de Reorganização de Seattle, 61 e 76."
Hala denemek istediğim Stravinchy defansının 642 farklı uygulaması var.
Ainda gostava de testar 642 variações da defesa Stravinchy.
Kanatma uygulaması Roma'ya dayanır.
A prática do sangramento remonta aos Romanos.
Tanımlama uygulamasını başlatın.
Iniciar procedimento adequado.
Sandi, birinci derece güvenlik uygulamasını aktifleştirdi.
Estado de alerta um.
Bu, alışılmadık bir polis uygulaması değildir.
Não é um procedimento policial invulgar.
Dün gece, Anglo-Sakson halkının önceden planlı orkestrasyonunun ansiklopedik uygulamasını kutladım.
Celebrei ontem à noite a implementação enciclopédica da minha orquestração premeditada de Anglo-Saxão demótico.
Bir savunma eğitimi uygulaması.
Algumas demonstrações em treino de defesa.
Doğru oksijen uygulaması böyle yapılır...
Este é o procedimento adequado para administrar oxigénio.
Bu şeyi nasıl... uygulaması gerekiyor?
E como é que ela deve aplicar essa coisa?
Bir vatandaşa, kendi yöntemleriyle kanunu uygulamasını tavsiye etmem ahlaksızlık olur.
Não posso aconselhar um cidadão a tomar a lei nas suas mãos.
Erkekler sığınağında yiyebildiğin kadar açık büfe uygulaması mı başlatmışlar?
Abriram um restaurante de comer-até-cair no abrigo?
İki genç Denizcinin, felaketle sonlanabileceğini asla hesaplamadıkları sıradan bir emri uygulamasıyla bunun aynı olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?
Acha que é o mesmo com dois fuzileiros adolescentes... a fazer algo que achavam que não iria provocar danos?
Ama İslam'ın gerçek uygulamasının, tüm Amerikalıların kalplerindeki ve ruhlarındaki, ırkçılığı söndürebileceğine inanıyorum.
Mas eu believe a prática verdadeiro ofIsIam pode remover o câncer ofracism..... dos corações e o souls ofaIIAmericans.
Beverly... belki de onun şu genetronik yöntemini uygulamasına izin vermelisin.
Beverly talvez devesse deixá-la que siga com esse procedimento genético.
İleri saat uygulaması.
Horário de verão.
Bu kabul edilebilir bir Ferengi ticari ulaşım uygulamasıdır.
É uma prática ferengi de trânsito aceite.
- Tabi, tabi... Şimdi de söz sırası ; bu adamın öylece emirleri uygulamasında.
Vai dizer-nos agora, que só faz o trabalho dele e cumpre ordens...
Eğlenceli, sağlıklı, uygulaması kolay, ve çocuklar buna bayılacak. Deneyimi daha keyifli hale getirmek için içine biraz kum koyduk.
É divertido, saudável, os miúdos vão adorar, pomos um pouco de areia para o tornar mais agradável.
Dikiş uygulaması.
Estou a treinar as suturas.
Bölgede karantina uygulamasına geçildi.
Foi criado um comité consultivo e instaurada quarentena.
- Seni kısa bir süre sonra ararım. - Tamam, görüşürüz. Bana göre devletin bu programı uygulamasının vakti geldi.
Jà passaram seis anos, està na hora do Estado avançar com o programa.
Yani pozisyonu uygulaması seni rahatsız etmez mi?
Quer dizer que já não te importas que ele use o truque? !
Eski bir hayvanat bahçesi uygulamasıdır.
Reflectia a política antiquada e não progressiva do jardim zoológico.
Deri matris uygulaması formülü, numara 2,714.
A implementar fórmula da matriz 2,714.
- Bu kulübün bir uygulaması var.
- Temos uma política neste clube.
İnsan uygulaması üzerinde bir karara varmalıdır.
O homem tem que decidir a sua aplicação.
Kitlelerin Parti Meclisi üzerine baskı uygulaması gerekir. "
Não!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]