Uyumak traducir portugués
2,196 traducción paralela
Şimdi, bebek gibi uyumak istiyorum.
Agora eu, Eu durme feito um bebê.
Şimdi izin verirseniz biraz uyumak istiyorum.
Se não te importas, preciso de dormir.
Odaya gitmek istemiyorum. Uyumak istemiyorum.
Não quero ir para o quarto.
Yanlızca biraz uyumak istiyorum. - OH, Tanrım.
Só quero dormir.
- Hayır ama bu gece burada uyumak istemiyorum.
Não. Mesmo assim não quero ficar aqui esta noite.
Aradaki tek fark, ben uyuyamıyorum, sense uyumak istemiyorsun.
A diferença é que não consigo dormir e você não quer.
- Neden burada uyumak zorunda ki? - Gidecek başka bir yeri yok.
- Porque tem de dormir aqui?
Uyumak istediğimi sanmıyorum.
Eu não tenho certeza se quero dormir.
Sonra bir kaç saat daha uyumak için yatağa döndün.
E fui para a cama durante várias horas.
Herneyse, kız galiba birazcık uyumak istiyor... ve sana tavsiye ederim sende aynısını yap... yarın iyi bir yürüyüşe çık asker.
Enfim, acho que a rapariga quer dormir um bocado... e eu sugiro que faças a mesma coisa... vamos ter uma caminhada amanhã, soldado.
Uyuşturun beni, uyumak istiyorum.
Ponham-me a dormir. Quero estar a dormir.
- Babacığın yanında uyumak istiyorum.
- Quero dormir ao pé do papá.
Bu gece burada uyumak istiyor.
Ela quer dormir aqui esta noite.
Uyumak?
Dormiu?
Geceleri ışık açık uyumak zorunda olan topal bir satranç oyuncusuyla ne işin var?
O que estás a fazer com um vagabundo manco que joga xadrez quem tem que dormir com a luz acesa?
Orada yemek, içmek ve uyumak dışında yapacak bir şey yok.
Não há nada para fazer lá, para além de comer, beber e dormir.
Uyumak istiyorum.
Quero dormir. Eu sei.
Uyumak istiyorum.
Está bem.
Uyumak için başka bir yer ayarladın mı?
Arranjaste outro sítio para dormir?
Uyumak istiyorum.
Eu quero dormir.
Tamam. Uyumak istemiyor musun?
Queres ir dormir?
Sakinleşip uyumak için babanın ilaçlarından al biraz.
Toma as pastilhas do teu pai, assim acalmas-te e podes dormir.
Burada mı uyumak zorunda kalacağız?
Eu vou ter que... dormir aqui?
Kim kemikten bir yatakta uyumak ister ki?
E quem quereria dormir num colchão cheio de ossos?
Uyumak ister misin?
Queres dormir?
Kapıdaki bekçilere, Prensesin seni uyumak için dışarı yolladığını söyle.
Diz aos guardas do portão que a princesa te mandou dormir lá fora.
Hayır, hayır, hayır, şu anda sadece uyumak istiyorum.
Não, não, não, eu só quero ir dormir agora.
Ben burada uyumak istemiyorum.
Não quero dormir aqui.
Benimle uyumak ister misin?
Queres dormir comigo?
Uyumak istiyorum...
Só quero dormir...
Uyumak daha iyi hissetmeni sağlamaz.
Dormir não te vai ajudar a sentir melhor.
Bak, eğer tekrar uyumak istersen ben- -
Olha, se quiseres voltar a dormir, eu posso Não, não.
Ben sana kapı açıkken uyumak hakkında ne söyledim?
O que é que eu te disse sobre dormir com a porta aberta?
Uyumak.
Dormir.
Ama üç gecedir aynı yatağı paylaşıyoruz ve tek yaptığımız uyumak.
Mas temos partilhado a mesma cama durante três noites, e a única coisa que fizemos foi dormir.
Dün gece uyumak için çok çabaladım.
A noite passada quis tanto dormir.
Uyumak benim için hâlâ zor. Gerçekten mi?
- E tive dificuldade em adormecer.
Bazen bütün gece uyuyamıyorum ve sabah uyumak zorunda kalıyorum.
Por vezes, se estou a pé a noite toda, durmo de manhã.
Hoşlanıyorum, eğlenceli ama ödevlerimi yapıp uyumak zor oluyor.
É divertido, mas é difícil adormecer e acabar os meus trabalhos de casa.
Uyumak için iyi bir kanepe.
- Dorme-se bem no sofá.
Yapman gereken tek şey 9 mm'lik bir Glock tabanca alıp yastığının altında uyumak.
O que vais ter de fazer é comprar uma GLOCK de 9 milímetros e dormir com ela debaixo da almofada.
Biraz uyumak ister misin?
Queres ir dormir um pouco?
3 : 30 Cuma sabahı Uyumak istiyorum ben!
- Queremos apoiar-te. 3h30 madrugada de sexta Quero ir dormir.
Ben, kubbenin altında uyumak istiyorum.
Quero dormir num dossel.
Yani sarılıp da, uyumak için.
tipo, abraçar-me e dormir mesmo.
Artık, içinde uyumak zorundasın.
Agora vai ter de dormir nela.
Annenin öldürüldüğü evde uyumak çok zor olmalı.
Deve ser difícil dormir na mesma casa onde a tua mãe foi morta.
O - - Hayır, Parker, Uyumak bir hobi değildir.
Oh, isso... não, Parker, dormir não é um passatempo.
Onunla uyumak zorunda değilsin.
- Não tem de dormir com ele. E ressona.
Burada uyumak mı istiyordun?
Querias dormir aqui?
Uyumak için.
Para dormir.