Uyurum traducir portugués
408 traducción paralela
- Eldivenle uyurum.
- Eu durmo de luva.
İstediğim kadar uyurum.
Posso dormir o tempo que quiser.
- Bilene kadar ne uyurum ne de çalışabilirim.
- Não trabalho, não durmo, até saber.
Bu durumda ben de ortada uyurum.
Nesse caso, durmo no meio.
Johnny divanda yatar, ben de sandığın üstünde uyurum.
O Johnny dorme no sofá e eu no banco da janela.
Geceleri orada uyurum.
Agora durmo lá em cima.
Geç saatlere kadar uyurum, genellikle 6'ya kadar.
Tenho o hábito de dormir, geralmente até às 6h.
Yani denersem uyurum.
- Sim. Quero dizer, se tentasse, conseguia.
Sonra da eve gider huzur içinde uyurum.
E vou para casa dormir sem remorsos.
Peki, dışarıda uyurum.
Está bem, eu durmo lá fora.
Tamam. Burada uyurum.
Está bem, dormirei aqui.
Tabii, çıkabilirsin. Ben de biraz uyurum.
Claro, vai lá, preciso de dormir um pouco.
Ben çift kişilik yatakta uyurum.
- Eu durmo na cama de casal.
Ben kütük gibi uyurum ve hep pencerem açık uyurum.
Tenho o sono muito profundo e durmo sempre com as janelas abertas.
Ben plajevinde uyurum.
- Vou dormir no vestiário.
- Ben uyurum.
- Não. eu durmo lá.
Aman ne güzel rahat rahat uyurum artık!
É uma bela consolação!
Hapishanede uyurum.
- Vou dormir na cadeia.
- Tozlukla uyurum.
- Durmo de polainas.
Hiç biri. İki damla Fransız parfümüyle uyurum.
Nem um nem outro, apenas com duas gotas de perfume francês.
Param varsa, bir şişe satın alıp odama giderim. Öyle zamanlarda gayet iyi uyurum.
Quando não estou quebrada, eu sempre tenho uma garrafa em meu quarto e então eu durmo muito bem sem dúvida.
Bebek gibi uyurum.
Que nem um bebé.
Bense kocam yokken daha iyi uyurum.
- De minha parte, durmo melhor quando meu marido está longe.
- Ben bu tarafta uyurum, Ruth pencere tarafında.
- Aqui, a Ruth ao pé da janela.
Daima, tehlikeli anlarda yapabileceğim bir şey olmadığında, tehlikeyi azalmak için, uyurum
Sempre nos momentos de perigo... Quando não há nada que eu possa fazer para diminuí-los, eu durmo.
Hayır, bende senin kadar üzgünüm, ama acıkınca yerim, yorgun olunca uyurum, sende yiyor ve uyuyorsun.
Estou tão perturbado como tu. Só que eu como quando tenho fome, durmo quando tenho sono, e tu também comes e dormes.
Ben yanlız uyurum.
Durmo sózinho.
Bazen çok derin uyurum.
Meu sono é pesado.
Bir hap alır, uyurum.
Tomo uma pilula e me deito-me.
Biraz sessiz olursan, belki uyurum.
Se te calasses talvez conseguisse.
Ben yedide uyurum.
Ás 7 : 00, estou a dormir.
Ben uyurum.
Dormirei descansado.
- Tamam, dışarıda uyurum.
- Está bem, durmo fora.
- Çok yorgunum. Uyurum.
- Estou muito cansada.
Dinle, ben sandalyede uyurum yatak senin olsun.
Ouve, tu dormes na cama e eu durmo na cadeira. É na boa.
" Ben ortada uyurum.
Eu durmo no meio.
Yeniden uyurum mu sandın?
O que foi? Estavas com medo que tivesse adormecido outra vez?
Yeniden uyurum mu sandın?
Estavas com medo que tivesse adormecido outra vez?
Çalışırken nerede olsa uyurum..... fakat yaslanacak biri lazım.
No meu trabalho, estou habituado a dormir em qualquer lugar... mas preciso de foder.
Bir kulübe yapar uyurum ve evimde gibi yaşarım.
Nas montanhas uma pequena cabana. Dormir lá. Bastante bom para mim.
- Ben böyle uyurum.
É assim que eu durmo.
Ben küvette uyurum.
Durmo na banheira.
Teşekkürler, uyurum.
Obrigado.
İşler ters giderse geri gelip o bölmede uyurum.
Se tudo correr mal, volto e durmo naquele estábulo.
Konuşurum, cevap veririm, düşünürüm kıyafetlerimi giyerim uyurum ve yerim.Günlük bir zorlama bu.Garip, sert bir yüzey.
Falo, respondo, penso, visto-me, durmo e como. É compulsivo. Uma estranha e dura superfície.
Gündüzleri ve çalıştığım geceler uyurum.
Tenho dormido de dia e trabalhado à noite.
Ben ölü gibi uyurum. Dövme mi?
Não, eu durmo feito uma pedra.
Karımla uyurum ama ortaklarımla birlikte yaşarım.
durmo com a minha mulher, mas vivo com os meus colegas.
Ben koltukta uyurum.
Posso dormir aqui no sofá.
Holde, koltukta uyurum ben.
Você o viu?
Ben, Red Rock'da bir mağarada uyurum.
Durmo numa gruta mesmo por baixo do Rochedo Vermelho.