Uzmanlık traducir portugués
1,263 traducción paralela
Hey, cadı tarzı bir durumumuz var ki gerçekten uzmanlık alanlarınızın yararı olabilir.
oi, temos um problema bruxesco para o qual precisamos da tua ajuda especializada.
Bu benim uzmanlık alanım.
É a minha especialidade.
Bunlar da Grado 125. Sesi çok iyi verir. Ses benim uzmanlık alanım.
E estes são Grado 125... o que é sensacional, som portátil sensacional.
Bak, herhalde Melissa, uzmanlık alanımın... seks bağımlılığı olduğunu söylemiştir.
A Melissa disse-lhe... que a minha especialidade é adições sexuais?
Ve FBI'daki dostlarına uzmanlık sağlıyorlardı.
E ofereceram os seus conhecimentos de peritos aos amigos do FBI.
Teknik uzmanlık seviyemizin yanına bile yaklaşamaz.
Nunca podem esperar estar à altura da nossa experiência profissional.
Ahlaki meseleler onun uzmanlık alanıydı.
Assuntos morais eram o seu forte.
Kocaman bir temizlik, ki bu benim uzmanlık alanımdır.
Um... clister gigante, o que é exactamente a minha área de experiência.
vücut hareketlerinin uzmanlık alanım olduğunu biliyorsun.
Já sabes. Movimentos corporais são a minha especialidade.
Bu benim uzmanlık alanım.
É a minha especialidade
Mum ışığıyla süslenmiş mutlu bir çift. Mum ışığı onun uzmanlık alanı.
"Alegre Companhia à Luz da Vela", sendo a luz da vela o forte dele.
Görüldüğü üzere, yine gayrimenkul işindeyim, ilk uzmanlık alanım.
Como vês, volto para a quinta, minha primeira profissão,
Bu benim uzmanlık alanım.
Esse é o meu forte.
- İyi, zaten benim uzmanlık alanım değil.
- Ainda bem. Não é a minha área.
Uzmanlık Alan?
Campo de perícia?
Yardımımı istediğin için gururum okşandı Kumandan... fakat silahlar tam olarak benim uzmanlık alanım değil.
Sinto-me lisonjeado por ter pedido a minha ajuda, comandante, mas não sou especialista em armamento.
Uzmanlık alanım sayılmaz Doktor.
Isto não é bem a minha especialidade, Doutor.
Akıl oyunları, pek senin uzmanlık alanın değil, kek.
Jogos mentais. Não é contigo, queridinha.
Uzmanlık alanım.
A minha especialidade.
Uzmanlık alanın dağıtıcılara para işletmek için emlak almak.
Acho que te especializaste na compra de bens imobiliários para traficantes de droga para que lavem o dinheiro. Certo?
Bak, bu sübyancıIık davaları uzmanlık alanım değildir.
Esta coisa da pedofilia não é o meu forte.
Bay Luthor, çabuk karar vermek uzmanlık alanınız sanırdım.
Mr. Luthor, julguei que a rapidez na tomada de decisões fosse o seu forte.
Tatlım, konu cinsel yolla bulaşan hastalıksa, benim uzmanlık alanım değil.
Querido, se tens gonorreia, não te vou examinar.
Uzmanlık alanı tümör alımı.
Especialista em ressecção de tumores.
Uzmanlık alanın ne?
Especializou-se em que área?
İnsanlar yıllarca bunun için uzmanlık dersi alırlar.
Há quem tire cursos de especialização nisto durante anos.
Bu senin uzmanlık alanına giriyor.
É suposto ser a sua àrea de especialização.
Çünkü senin de dediğin gibi bu benim uzmanlık alanım.
Afinal é, tal como diz, a minha àrea de especialização.
Planlamak, bu üniversitede uzmanlık alanı değildir.
Planear não é uma cadeira nesta universidade.
Aslında bu benim uzmanlık alanım değil.
Não sou especialista nessa área.
Şöhretin benim uzmanlık alanım olması gerekiyordu.
Olha, a fama é a minha área.
Ben kimyagerim. Uzmanlık alanım nükleik asit emisyonları.
Sou investigador de Química especia - lizado em emissões de ácido nucleico.
Uzmanlık alanı insanlardan kurtulmak olan biriyle hangi kadın çıkmak ister?
Que mulher sairia com um tipo cuja especialidade é largar pessoas?
Hepimizin uzmanlık alanları vardı.
Todos tínhamos as nossas áreas de especialidade.
Bu benim uzmanlık alanıma girmiyor Bay Hartford.
Não é minha área de especialidade, Sr. Hartford.
Dostumuz Alan. Bu onun uzmanlık alanı.
Essa é a especialidade do meu amigo Alan.
Endişelenmeyin. Bu benim uzmanlık alanım.
Não se preocupe, é a minha especialidade.
- Hayır, benim uzmanlık alanım kaynakçılık.
O meu trabalho é... serralheiro.
Uzmanlık alanım kanamasız ameliyatlardı.
O meu forte era cirurgia sem sangramento. Sempre sem sangue.
- Cinsel taciz benim uzmanlık alanım.
Sou especializada em assédio sexual.
- Uzmanlık alanınız nedir?
- Qual é a sua especialidade?
Eee, en son uzmanlık çalışmanı ne zaman yapacaksın?
Então quando é que vais fazer o teste final de admissão?
Komşuları uzmanlık alanını bilmiyor. Ama evine devamlı enfes kadınlar girip çıkıyormuş.
Nenhum dos vizinhos sabia qual era a sua especialidade, embora dissessem que vinham muitas mulheres bonitas.
- Bu senin uzmanlık alanın değil.
Não é bem a tua área, amigo.
Bu onun uzmanlık alanıdır.
É a sua especialidade.
Size söyledim Bayan Garrett, benim uzmanlık alanım yeraltı değil.
Eu lhe disse, Sra. Garret, minha habilidade não é o subterrâneo.
Sanırım bu sizin uzmanlık alanınız.
Essa não é a sua especialidade?
Benim uzmanlık alanımı bilmek istemezsin.
Não queira saber qual é a minha especialidade.
Bu benim uzmanlık alanım.
- É a minha especialidade.
Yatak hikayeleri uzmanlık alanıydı. " Selam tatlım.
A sua especialidade, eram histórias ao deitar.
Bu benim uzmanlık alanım değil. Bu ne benim ne de yargıcın bileceği bir şey. Bunu anca uzmanlar bilir, bu kararı verecek olanlar başkaları.
Não era isso que eu tinha de decidir ou julgar cabe a alguém decidir isso mas, se bem me lembro, as crianças estavam estavam muito bem lembradas do que o Arnold e / ou o Jesse lhes fizeram.