Uğrattın traducir portugués
946 traducción paralela
Beni düş kırıklığına uğrattınız.
Falhaste!
- Beni hayal kırıklığına uğrattınız.
- Você surpreendeu-me.
Şiirleriniz harika Bay Brookfield ama beni hayalkırıklığına uğrattınız.
Os seus poemas são excelentes, mas o senhor desiludiu-me.
İkiniz de beni çok fena düş kırıklığına uğrattınız.
Estou profundamente desapontada com vocês os dois.
Tess. Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Tess, estou desapontado contigo.
- Ama şimdi beni hayal kırıklığına uğrattın.
- E agora não podes ignorar-me.
- Beni hayal kırıklığına uğrattın, Hondo.
- Desapontaste-me mesmo, Hondo.
Albay Dax, beni hayal kırıklığına uğrattınız.
Coronel Dax, o senhor me desapontou.
Ronald, beni hayal kırıklığına uğrattın.
Estou dececionado contigo.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Marcus Glabrus.
Desiludes-me, Marcus Glabrus.
Az önce adamlarımın yaşayan günışıklarını şoka uğrattın.
Tu conseguiste chocar o dia dos meus homens.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Desilude-me, Goldfinger.
- Beni hayal kırıklığına uğrattın Alan
Desiludiste-me, Alan.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Eu estou desapontado contigo, Elizabeth.
Beni hâyâl kırıklığına uğrattınız.
Vocês desapontaram-me!
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Desilude-me.
Ama şunu söyleyeyim, bu kez beni hayal kırıklığına uğrattınız Komiser.
Tenho de lhe dizer que estou desiludida consigo, tenente. - Estou muito desiludida.
Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın, Kolumbo
Estou muito desiludido consigo.
Şerif beni hayal kırıklığına uğrattın. Bir bebeğin elinden şekeri almak kadar kolay oldu.
És uma desilusão, Xerife, deixaste-te enganar como uma criança.
Bizi hayal kırıklığına uğrattın evlat.
Estamos desiludidos contigo, miúdo.
Sana güvenmiştim. Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Confiei em ti e tu deixaste-me ficar mal.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Estou muito desiludido contigo.
Beni düş kırıklığına uğrattın.
Desiludes-me!
Beni hayalkırıklığına uğrattın.
Falhaste-me, Fiddler.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Tu és mesmo um grande desapontamento para mim.
Siz ikiniz beni o kadar hayal kırıklığına uğrattınız ki.
Vocês são duas desilusões.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Estou desapontado.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Desapontaste-me.
İnsanların ruhlarını kedere boğdun, çöküntüye uğrattın!
Conspurcas as almas com a mentira, a desolação e o abandono!
Daniel, Daniel, Daniel. Beni çok hayal kırıklığına uğrattın.
Daniel, Daniel, Daniel, decepcionastes-me.
Özellikle de sen beni hayal kırıklığına uğrattın.
Em teu caso é especialmente decepcionante, Louise.
Beni hayal kırıklığına uğrattın Red.
Estás a decepcionar-me, Red.
Bay Dillinger, beni büyük hayal kırıklığına uğrattınız.
Sr. Dillinger, estou muito decepcionado consigo.
Kusura bakmayın ama, beni hüsrana uğrattınız.
Desilude - me, se näo se importa que lhe diga, senhor.
Norman, Norman, beni hüsrana uğrattın!
Norman, Norman, contrariaste - me!
Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama kasabanın kumar işleriyle Don ilgilenir.
Lamento desapontá-lo, mas o Don controla todo o jogo na cidade.
Sizi düş kırıklığına uğrattığını biliyor.
Ele sabe o quanto estão desapontados.
Ben inanıyorum ama yoldaşların onları hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor.
Talvez eu acredite em ti, mas os teus companheiros estão muito zangados contigo. Acham que os deixaste ficar mal.
Şey, senin posta havalesi kahininin beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim.
Bem, devo dizer que estou desapontado com o teu profeta por correio.
" Sanık arabasını dikkatsiz kullanım sonucu hasara uğrattı,
"O sujeito danificou o seu veículo, devido a uma condução imprudente,"
Ve sen çığlık atmanın veya korku anında insanın çıkardığı sesin, onu felce uğrattığına inanıyorsun.
Acredita que o grito ou o som produzido pelo medo pode desenergizá-Io e paralisá-Io?
Beni düş kırıklığına uğrattığınızı itiraf etmeliyim.
Confesso que estou extremamente desapontado.
Führer'in karargahları bir Zeon atağını bozguna uğrattığını rapor ediyor.
A sede do Fuhrer informa que reprimiu um ataque de Zeon.
Beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim.
Não me importo de dizer que estou desapontado consigo.
Bence meraklı Parislileri hayal kırıklığına uğrattığı için onu cezalandırıyormuşuz gibi yapacaksak onu ormandan buraya getirmiş olmamızın hiçbir faydası yok.
Mas ê inútil tirá-Io da floresta e trancá-Io como se o puníssemos por desiludir os parisienses.
Amerikan hava üslerini yerle bir ettik dört savaş gemisi batırdık, üçten fazlasını da ağır hasara uğrattık.
Destruímos os campos aéreos americanos, afundámos quatro navios de guerra e danificámos seriamente outros três.
Howard Beale, kendisini öldüreceğini söyleyerek bu akşamki programını sekteye uğrattı.
"Howard Beale interrompeu o noticiário esta noite, para anunciar que se irá suicidar."
The Chiefs'performansı Stadı dolduran ve bu fiyaskoya çok para ödemiş olan bu 4 bin Charlestown taraftarını derinden hayal kırıklığına uğrattı.
A actuação dos Chiefs vai ser uma desilusão amarga para estes 4.000 e tal fãs do Charlestown que apinharam este War Memorial, a pagarem bom dinheiro para assistir a este fiasco.
Ve zalim Rohanlıları bozguna uğrattıktan sonra... doğuya doğru gidip... bütün Orta Dünya'yı ayaklarımızın altında ezeceğiz.
Quando toda Rohan, sua ant ¡ ga opressora, est ¡ ver derrotada... poderemos voar para o leste e varrer toda a Terra-Méd ¡ a... sob nossos pés.
Fakat belirgin gerçekleri göz ardı etmek,... elitist bir bilim anlayışı ile deneysellik yerine miztisizmi kucaklamak,... köle düzenini kolayca kabullenmek ; ... bütün bunlar insanlığın gelişimini sekteye uğrattı.
Mas a supressão de factos inquietantes, a defesa da ideia de que a ciência devia ser reservada a uma pequena elite, o desprezo pela experimentação, a adopção do misticismo a fácil aceitação das sociedades esclavagistas, e as suas influências, retardaram significativamente,
Majestelerinin Roma ordusunun kumandanını selamlayın, cesur ve asil Marcus İntikamus, Sparta'da, Giritlileri bozguna uğrattıktan sonra Roma'ya döndü.
Viva o comandante das legiões de Roma de Sua majestade, o corajoso e nobre Marcus Vindictus, que regressa a Roma após uma grande vitória aos cretinos de Esparta.