Variş traducir portugués
464 traducción paralela
ATLAYIŞIN VARIŞ NOKTASI
FIM DO SALTO AO CANAL
UÇUŞ ERTELENDİ VARIŞ YERİ YOK Bayanlar ve baylar, beni dinler misiniz lütfen?
Senhoras e senhores, posso ter a vossa atenção, por favor?
- VARIŞ
- DESTINO
Çılgın varis.
A herdeira impulsiva.
Sosyeteye yeni tanıtılan varis Bayan Vance Jerry Warriner ile Bar Harbor'da tatil yapıp eğleniyor.
Menina Vance, debutante e herdeira, com Jerry Warriner, de férias em Bar Harbor e a divertirem-se juntos.
- Dört varis mi?
- Quatro varizes?
Bir varis istiyorum.
Eu quero um herdeiro.
Varis mi?
Herdeiro?
"Sizin Amerika'da, hem akrabalık hem de yasal varis olmak açısından" bilinen bir şahsiyet olmamanızdan dolayı " kimliğinizi belirlememiz gerekmekte.
"Como você é um estranho... " tanto para seus parentes como para seus advogados nos EUA.. " é necessário verificar sua identidade.
Ve tüm bunları Walker Hendricks olarak Kelson'un ofisine götürecek ve böylece 200.000 dolara varis olacak bir adam.
Quem se apresentasse como Walker Hendricks no escritório do Kelson... herdaria $ 200.000.
Sonunda tanrılar Makedonya tahtına meşru bir varis ihsan edecek.
Que os deuses finalmente dêem à Macedónia... um herdeiro legítimo para o trono.
Varis yerimiz Altair-4 şu anda ana ekranda görülebilmektedir.
O nosso destino, Altair-4, está agora visível no painel principal.
Demek ki kalenin tahtı için Miki'nin oğlunu varis göstermenin ne kadar saçma olduğuna inandıramadım seni.
Não consigo convencer-te do erro que é nomear o filho de Miki para herdeiro do trono deste castelo?
Bir gün bir varis seçmemiz gerek.
Em breve, teremos de escolher um herdeiro.
Doğrudan bir varis de yok, Leydim.
Não há herdeiros directos.
Bir varis var.
Há um herdeiro.
Ağabeyi Paolo intikam yemini edip dağa çıktı ve, tek varis olan Vito'yu cenaze töreninde annesi ile yalnız bıraktı.
O seu irmão mais velho Paolo jurou vingar-se e desapareceu nas montanhas, deixando Vito, o único herdeiro masculino, para comparecer com a mãe no funeral.
Bunlar cüzzam değil, varis.
São varizes, senhorita. Só que não as pude tratar.
Eğer Octavian varis ilan edilmeseydi sen ve oğlun kaç saat veya dakika hayatta kalabilirdiniz?
Se Octavian não tivesse sido nomeado quantas horas ou minutos teriam vocês sobrevivido?
En iyi varis olduğuna karar veremedi
Quem iria o trono ocupar
İngiltere'ye bir varis gerek.
A Inglaterra precisa de um herdeiro.
Ama bir varis istiyorsak böyle olması şart.
Mas necessário para nos dar um herdeiro.
- John'un varis olmasına hepimiz rıza göstermeliyiz, bu böyle olacak böyle istiyorum.
Até concordarmos que o herdeiro é John, posso prender-te e fá-lo-ei.
Görünüşe göre, annenizi öldüren adam, aylar önce Yeni Zelanda'da ölmüş... ve hem sizi hem kız kardeşinizi büyük bir miras için varis olarak seçmiş.
Parece que o homem que matou a sua mãe morreu meses atrás na Nova Zelândia e nomeou você e sua irmã herdeiras de uma pequena fortuna.
Bana onun bir varis seçmediğini mi söylüyorsunuz?
Disseste que ela nomeou um sucessor?
Ağabeyi Paolo intikam yemini edip dağa çıktı ve, tek varis olan Vito'yu cenaze töreninde annesi ile yalnız bıraktı.
O seu irmão mais velho Paolo jurou vingar-se e desapareceu nas montanhas, deixando Vito, o único herdeiro masculino, para comparecer com a mãe no funeral. Ele tinha 9 anos.
Diğer vatandaşlar ise onun, Baden hanedanlığından atılmadan önce tahta çıkması en muhtemel varis olduğunu söylüyor.
- O que foi isso? Outros cidadãos dizem que era parte da dinastia Baden e que devia ser eliminado como possível herdeiro.
- Bir erkek çocuk ve varis istiyor.
- Ele quer um filho e herdeiro.
Bir erkek çocuk ve varis hakkında konuşmuştuk ve eğer onu çok sık görseydin kim bilir hangi piçe adımı vermek zorunda kalacaktım.
Apesar de tudo, nós falámos sobre um filho e herdeiro e se o viesses a ver demasiadas vezes quem sabe a quantos bastardos teria que dar o meu nome.
- Varis anneden mi, korsan babadan mı?
- Da mãe herdeira ou do pai pirata?
- Varis sen misin? - Hayır.
- Então, és tu quem herda?
Gerçek varis o.
É verdade que ela herda.
- Varis istiyorum, Tess.
Eu quero herdeiros, Tess.
- VARIŞ SAN JUAN UÇUŞ 12 - KAPI 42
Esse foi o melhor telefonema que já recebi, Alberto.
Varis miydin yoksa?
Herdaste?
"Sen bir seyyahsin ve ben de senin varis noktan."
És um viajante e eu sou o teu destino.
Bu aile şirketi olduğundan bir varis bırakmaya takmıştı, bunu biliyorsun.
Bem, ele estava obcecado por ter um herdeiro nos negócios da companhia.
Onu kendi haline bırakıyoruz ve varis de ben oluyorum.
Deixamos como está, e eu trato dos negócios.
Babam aciz duruma düşerse, reşit olduğum anda varis ben oluyorum.
Se o meu pai ficar incapacitado, eu fico com tudo quando tiver idade.
O da tek varis, ben de tek varisim.
Ela é a nica herdeira, e eu, o nico herdeiro.
Ve ikisi de sizi yasal varis tayin etmişti.
E ambos a puseram em seus testamentos.
Arkadaşınızın adının yasal varis olarak geçmesinden
não teria sido um pouco suspeito de que o teu amigo...
Öldüğünde kim varis olduğunu iddia edebilir?
Quem a iria reclamar assim que ele morresse?
Ben Varis Sul, Paqu Valisi.
- Sim? O meu nome é Varis Sul, Tetrarca dos Paqu.
Ben Varis Sul.
Sou a Varis Sul.
Varis, halkının bu topraklar için ölmeye hazır olduklarına emin misin?
Varis, tem a certeza de que o seu povo também está disposto a morrer por esse território?
Borovnia tahtına bir varis.
Um herdeiro ao trono da Borovnia.
Bana saf kan bir varis doğuracaksın... böylece, Commodus... ve soyu 1000 yıl daha hüküm sürecek.
Dar-me-ás um herdeiro de sangue puro, para que Commodus... e a sua prole governem por 1.000 anos.
Ama, Kozak, daha iyi bir rakip tarafından onurlu bir kavgada öldürülürse herhangi bir ayrıcalık tanınmaz ve erkek varis olmadığı için hanedanlık kapatılır.
Mas se o Kozak morreu numa luta honrada, foi simplesmente derrotado por um adversário melhor, nenhuma dispensa teria sido concedida. E sem herdeiro masculino, a casa vai cair.
Şu andan itibaren, öldüğüm zaman servetimi bırakabileceğim uygun genç bir erkek varis arıyorum.
Procuro um jovem herdeiro adequado... a quem deixar a minha fortuna quando falecer.
İskoç Kralı, arkasında bir varis bırakmadan ölmüştü ve İngiltere kralı "uzunbacak" olarak bilinen acımasız ve dinsiz Edward İskoç tahtında hak iddia etti.
O Rei da Escócia morrera sem filho. E o Rei da Inglaterra, um pagão cruel conhecido por Eduardo Pernas Longas, reclamava para si o trono da Escócia.