Vaughn traducir portugués
1,575 traducción paralela
Vaughn ona mı nezaret ediyor?
O Vaughn está a acompanhar?
Vaughn.
Vaughn.
Cenazene bizzat gittim. Vaughn'un, senin küllerini denize savuruşunu izledim.
Eu próprio fui ao teu velório, vi o Vaughn deitar as tuas cinzas ao mar.
Babam hayatta olduğumu biliyor mu? Ya Vaughn?
O meu pai sabe que estou viva?
Bay Vaughn ve babana mümkün olan en kısa sürede bilgi verilecek.
O Vaughn sabe? O Sr. Vaughn e o teu pai saberão assim que houver oportunidade.
Senin, dostlarının, ailenin ve Vaughn'un.
Atrás dos teus amigos, da tua família, do Vaughn.
Onları birlikte görmek senin için zor olsa da Vaughn'un karşısına çıkamadın.
E por muito difícil que fosse vê-los juntos, não podias confrontar o Vaughn.
Sen ve Vaughn konvoyun yolunu kesip onu gözaltına alacaksınız.
Tu e o Vaughn vão interceptá-lo e traze-lo sob custódia.
Ajan Vaughn-Reed.
Agente Vaughn... Reed.
Bayan Vaughn Reed.
Sra. Vaughn Reed.
Vaughn, biri geliyor.
Vaughn, vem ai alguém!
Marshall gerçek şifre anahtarını kullanarak Vaughn'un Bayan Reed'den aldığı belgeleri deşifre etti.
Usando a chave verdadeira, o Marshall conseguiu decifrar os documentos que o Vaughn recuperou da Sra. Reed.
Vaughn, elimizden geleni yapıyoruz.
Vaughn, estamos a fazer o que podemos.
Bir şey mi ima ediyorsunuz, Bay Vaughn?
Está a tentar dizer alguma coisa, Sr. Vaughn?
VAUGHN : Keşke doktorun yüzünü görebilsek.
Gostava que pudéssemos ver a cara do médico.
Vaughn, şimdi sırası değil.
Agora não é altura para isto.
Vaughn'la birlikte Cienfuegos'a gidip Yolcu deneyleri ve Sloane'un yeriyle ilgili bilgi almaya çalışın.
Tu e o Vaughn vão para Cienfuegos. Descubram tudo o que puderem sobre as experiências com o Passageiro e onde encontrar o Sloane.
Vaughn, vaktin var mı?
Vaughn, tens um minuto?
Vaughn!
Vaughn.
Vaughn bunu yapamazsın.
Vaughn, não podes fazer isto!
VAUGHN : Dixon'la konuştum.
Falei com o Dixon.
Vaughn, Nadia'yı almalıyız.
Vaughn, temos de por a Nadia em segurança!
Vaughn!
Vaughn!
911'i arayın, Bay Vaughn.
Telefone para a policia, Sr. Vaughn.
Onunla Vaughn'u konuşturmanı önerebilir miyim?
Posso sugerir que envies o Vaughn para falar com ele.
Korkuya boyun eğme eğilimi olduğundan Vaughn'un varlığı, istediğimiz sonuçları verecektir.
Dado o seu padrão para ceder ao medo, acredito que a presença do Vaughn vai dar mais facilmente os resultados que procuramos.
İşbirliği yapmaya hazırım, Bay Vaughn.
Estou mais do que disposto a colaborar, Sr. Vaughn.
Vaughn nerede?
Onde está o Vaughn?
Vaughn ne oluyor?
Vaughn, o que se passa?
Vaughn için en iyisini istiyorsan olmaz.
Não se queres o que é melhor para o Vaughn.
- Lauren, Vaughn'un hayatını mahvetti.
Ela destruiu a vida do Vaughn.
- SYDNEY : Vaughn'unkini, seninkini değil.
A vida do Vaughn, não a tua.
Asıl mesele Lauren'ın Vaughn'a yaptıkları, annemin sana yaptıkları değil.
Isto é sobre o que a Lauren fez ao Vaughn, não o que a mãe te fez a ti.
Ona ne söyledin ya da bunun ne kadarını sen ayarladın bilmiyorum ama çarpık bir şekilde omzundaki yükü Vaughn'a yükleyip,.. ... senin hiç fırsat bulamadığın bir şeyi ona yaptırmaya çalışıyorsun.
Não sei o que lhe disseste ou que parte disto orquestraste, mas de uma forma retorcida, puseste o Vaughn a carregar o teu fardo, a tentares obter descanso para ti ao fazer a única coisa que nunca tiveste a hipótese de fazer,
Vaughn da böyle hissedecek.
O Vaughn vai sentir o mesmo.
- Vaughn!
- Vaughn!
- Vaughn.
Vaughn.
İyileşeceksin. Vaughn.
Vaughn, vais ficar bem.
Vaughn iyileşecek. Ve iyileştiği zaman bu işi o bitirmeli, sen değil.
O Vaughn vai ficar bem, e quando ficar, ele tem de o fazer, não tu.
Vaughn onu öldürebiliyorsa ben de öldürebilirim.
Se está bem para o Vaughn, está bem para mim.
Benim tavsiyem Lauren'ın Vaughn'a ihanetiyle ilgiliydi.
O meu conselho era especifico para a traição que a Lauren lhe fez.
Adamınla buluşmaya gittiğimde Vaughn da oradaydı.
Quando fui ter com o teu contacto, o Vaughn estava lá.
Adamın Vaughn'du.
Ele era o teu contacto.
Bu küçük numaran, Vaughn'un beceremediğini gösteriyor.
Este teu pequeno truque significa que o Vaughn falhou.
Vaughn'un kalbi durdu.
O Vaughn está a ir-se abaixo.
- Vaughn, ne yaptığını düşün.
Pensa no que estás a fazer, homem.
Vaughn önden çıkıyor.
O Vaughn vai sair pela frente.
VAUGHN : Dur!
Pára!
VAUGHN :
Sabes o que eu quero?
İşe yaradı. Vaughn gidiyor.
Resultou.
Vaughn seni kandırdı.
O Vaughn enganou-te.