Vaz traducir portugués
1,090 traducción paralela
Asla vaz geçmiyorsun değil mi?
Será que nunca desistes?
Haklıydı çünkü ben asla onu aramaktan vaz geçmezdim.
E ela tinha razão... Nunca teria deixado de a procurar...
Hakkımızı almak yerine her şeyden vaz mı geçelim yani?
Ou seja, que si há que lutar pelo que merecemos, melhor deixá-lo? O aconteceu, Louis? Esse é teu conceito de revolução?
Yani evlilik hayatından vaz mı geçti?
Acha que ele abdicou por si do matrimónio?
Gerçekten bu çamaşırhanedeki adamdan vaz mı geçmeliyim?
Preciso mesmo de eliminar esse tipo da lavandaria?
Calderone'u yakalamaktan vaz mı geçtin yoksa?
Estás a mudar de ideias acerca do Calderone?
Bedenimden vaz geç.
Querem que eu desista do meu corpo.
Asla vaz geçmeyecek.
Ele nunca irá desistir.
Suçlamaların çoğundan vaz mı geçtik?
Parece que tivemos de retirar a maioria das queixas?
- Asla, vaz, geçme.
Nunca... digas... morto.
Asla vaz geçme.
Nunca digas... Mata-te.
Bizim için Rhonda'dan vaz mı geçtin?
Desististe da Rhonda por nós?
Beni küçük görmekten vaz gececek.
Vai deixar de pensar que sou um falhado.
Bir kız için her hakkından vaz mı geçiyorsun?
Vendes a tua herança por uma ratinha?
Ama, ben vaz geçmedim, Bayan Foliat.
Pois não me dou por vencido, Sra. Folliat.
Ve vaz geçmeyeceğim de.
Não desistirei.
Hercule Poirot asla vaz geçmez.
Hercule Poirot nunca desiste.
- Huylu huyundan vaz mı geçti?
- Os macacos velhos aprendem artes novas?
Vaz mı geçtin?
Rendei-vos? Hein?
Belki de E - Polis - Vaz mı geçeceğiz Jason?
Talvez o E-polícia tem... que já rendeu, Jason?
Nasıl oldu da gelmekten vaz geçtin?
Porque não vais com o teu parceiro, Kate? Bem...
Benden vaz mı geçtin?
Porque me abandonaste?
Komşularını yanlışlıkla bir şavaş alanı içinde bırakma sorumluluğunu almak istemezsin. Önerim, hemen bu iddiandan vaz geçmen.
A menos que queira ser culpado... de converter sua vizinhança numa zona de guerra... sugiro que esqueça tudo isto agora mesmo.
Sahip olduğun tüm güzel şeylerden vaz mı geçeceksin?
E renunciar à boa vida? Perderás o teu livro, o teu consultório.
Doktorluk şeyinden? Korumak için çok çabaladığın her şeyden? Vaz mı geçeceksin?
Renunciarás às coisas que lutas por proteger?
Tanrım... hayatımın sonuna kadar vaz geçebilirim.
Oh, Cristo, desistir o resto da vida.
İnadınızdan vaz geçip onlara hayaletleri gösterince sandınız ki korkacaklar, havlu attğınızda da daha çok korkacaklar.
Quando vc quase se mata dando a eles os fantasmas que tanto queriam... gritam, e quando te rende... gritam ainda mais alto.
O zaman Bay Hofman, neden vaz geçmiyorsunuz?
Então, Mr. Hofman, porque não desiste?
Gerçekten karınız için Bears'ta oynama şansından mı vaz geçtiniz?
Uma ideia que já estava na hora de se fazer. Céus, Steve, não contes a ninguém sobre a tua inacreditável busca para criar moedas de 99 cêntimos.
- Ne o, vaz mı geçtin?
O que, está desistindo?
Hakikat peşinde koşmaktan vaz geçmeyeceksin.
Jamais desistias da busca pela verdade.
Hayır, yortu için vaz geçtim.
Eu dispenso.
Ancak Bly Bio Chem'i zehirli atıklarını arazime atmaktan kimse vaz geçirmedi.
Mas ninguém impediu que a Bly Blo Chem despejasse resíduos nas minhas terras.
Oraya girme.
Não vaz ai dentro.
Vaz geçme sakın!
Não desistas!
Vaz geçme!
Não desistas!
Vaz geçme!
Aguenta-te!
Planımızdan vaz mı geçiyoruz?
Retiramo-nos?
Bu özgürlükten vaz mı geçeceksin yani?
E largar esta liberdade?
Vaz mı geçiyorsunuz yoksa?
Parece que queres desistir.
Eğer biri gelir ve senin ona ait olduğunu söylerse... senden vaz mı geçmeliyim?
Se aparecer alguma a dizer que és dela, devo entregar-te?
Steve, burası Mussolini'nin İtalya'sı değil istediğin zaman vaz -
Steve, isso não é a Itália de Mussolini. És livre para mudar de idéia se quiseres...
Her yer boşluk!
Vazio. Está totalmente vaz...
Peki, sen vaz geçmişsin, iyi.
Se já desististe, tudo bem.
Bana Nişancı demekten vaz geçemez misin?
E se eu lhe pedisse para não me chamar Atirador?
Görevden alındın diye beni takip etmekten vaz geçme.
Não deixe de me seguir, agora que está suspenso.
Yoksa... rekabetten vaz mı geçtin?
Ou desistiu da ideia de competir?
Beyaz adamın zehirini almaktan vaz geç.
Deixe tomar os venenos do homem branco em seu corpo.
Beni sevmekten vaz geçeceğini sandım.
Pensei que não me amavas mais.
- Vaz mı geçtin?
- Deixaste para lá?
- Hadi, vaz mı geçiyorsun?
Então, desistes?