Vereceksin traducir portugués
4,418 traducción paralela
Ne zaman seni hafta sonlarımın kalıcı aktivitesi yapmama izin vereceksin?
Quando vais deixar que te torne parte dos meus planos de fim de semana?
- Bana ne vereceksin peki?
O que me dás em troca?
Sözleşmeyi bana vereceksin, çünkü bu şekilde sırrın güvende olacak.
Vai dar-me o contrato. Porque assim o seu segredo ficará seguro.
- Bunun için ne vereceksin bana?
O que me dás?
Ona sıcak ve ıslak bir kızıl amcığı vereceksin.
Servir-lhe um belo suco do teu gengibre.
Sen neye karar vereceksin?
O que decides?
Peki ya sen Viviane bana ne vereceksin?
E tu, Viviane, o que me dás em troca?
-... onu bana vereceksin sanirim? - Hem de memnuniyetle.
E se eu vos mantiver vivo, conceder-ma-eis, suponho?
Yakında vereceksin.
Mas, irás.
- Umarım, çünkü bu iş ters giderse bunun hesabını vereceksin.
Vou garantir que sim. Espero que sim, porque se isto correr mal você... vai pagar um grande preço.
Bu saçmalığa bir son vereceksin artık!
Pára com esta parvoíce!
Ne zaman kendine çeki-düzen vereceksin?
Quando te vais fazer à vida?
Ona benim söylememe izin vereceksin, tamam mı?
Vá lá. Deixa que ele o saiba por mim, sim?
Ve yeni bir hanedanlığa soy vereceksin.
E tu e eu daremos nascimento a uma nova dinastia.
Tekrar mı ifade vereceksin?
Vais testemunhar outra vez?
Charlie, bu yoz hayvanın benimle böyle konuşmasına izin mi vereceksin?
Charlie, vais deixar este degenerado falar assim comigo?
Peki ne zaman bir kadın grubu kurmak hakkında sorduğum soruya yanıt vereceksin?
Desculpa, mas quando tratas do meu grupo de mulheres?
- Bana zarar mı vereceksin.
- Vais magoar-me?
Cehennemin daha berbat bir yer olmasına izin mi vereceksin?
O quê, vais apenas deixar o inferno ir para o inferno?
Bana zarar mı vereceksin?
Vais-me magoar?
Bana işe yaradığın sürece nefes alıp vereceksin. An itibariyle de, 100 yıl evvel öldürdüğümbir cadının neden intikam için döndüğünü söyleyerek işe yarayabilirsin mesela.
Só viverás enquanto me servires, e agora, o melhor serviço que poderás prestar será explicar-me, porque é que um bruxo que matei há cem anos, voltou por vingança.
Her araba satışında Özel Olimpiyatlar'a falan para vereceksin sanki.
Vais doar dinheiro para os Paralímpicos sempre que venderes um carro?
Bunu ayarladın ya, hesabını vereceksin.
Faça isso e farei com que você seja processado.
İşini yapacak mısın Şerif yoksa senin yerine başkalarının yapmasına izin mi vereceksin?
Hey, chefe, vais fazer o teu trabalho, ou vais deixar as outras pessoas fazê-lo por ti?
Saat 9'da bölge savcılığında ifade vereceksin.
DEPOIMENTO 9H DA MANHÃ
Ben sana ruhumu vereceğim peki sen karşılığında ne vereceksin?
Dou-te a minha alma e o que é que me dás em troca?
Ya Yedi Harika'yı başarıyla gerçekleştireceksin ya da bu uğurda canını vereceksin.
Irás executar as Sete Maravilhas ou morrerás a tentar.
Şimdi güçlerimi kanıtladığıma göre sorularımın cevaplarını vereceksin.
Já provei o meu poder. Quero respostas.
Koda karşılık kız, Hector,... ve bunun bir daha olmayacağının sözünü vereceksin.
Os códigos pela miúda, Hector, e a garantia de que uma coisa assim não vai acontecer outra vez.
Sevgisinin boşa gitmesine izin mi vereceksin?
Vai deixar o amor dele ser desperdiçado?
Oksijenin kesilmesi emrini sen vereceksin.
Tu darás a ordem para cortar o oxigénio.
- Bunları geri vereceksin.
- Vais devolvê-los.
Nezarete girdiğinde hikayeni anlatacaksın. Bize direk detayları vereceksin.
Para que quando estiveres numa cela comum a contar a tua história, lembra-te dos detalhes correctos.
Ona zarar vereceksin!
Vais magoá-lo!
-... onu bana vereceksin sanırım? - Hem de memnuniyetle.
Você vai me apresentar com ele, eu suponho?
- Bunu yapmasına izin mi vereceksin?
Vais deixá-lo fazer isto?
Burada kalmalarına izin mi vereceksin?
Vais deixá-los ficar?
Şimdi sen de karşılığını vereceksin.
Agora vais devolver o favor.
- Yani onu öldürmeme izin mi vereceksin?
Então, deixas-me matá-la?
Sessiz kalıp o tehlikeli kadının burada kalmasına izin mi vereceksin?
Ao permaneceres em silêncio, permites que esta mulher, claramente perigosa, permaneça cá.
Gerçek şeytanın deli olanı harcamasına izin mi vereceksin?
Deixou a maluca apanhar as culpas pela verdadeira malvada?
Bu saçmalığa son vereceksin, anlaşıldı mı?
É bom que pare de dizer disparates, percebeu?
Ayrıca Los Angelicos ile birlikte balık pulu dışındaki işleri de bana vereceksin.
Além disso, irás entregar todos os negócios dos "Los Angelicos", assim como os não - "fishscale".
Cidden oraya gidip eroin almama izin mi vereceksin?
Vais simplesmente deixar-me comprar a droga?
Bunun devam etmesine daha ne kadar izin vereceksin?
Durante quanto tempo é que vais deixar aquilo continuar?
Bana bu şekilde davranmasına izin mi vereceksin?
Ouviste? Vais deixar que me trate desta forma?
Kopyası sende kalacak ve aklına bir şey gelirse, en ufak bir şey bile gelirse bize haber vereceksin, tamam mı?
Ok, fica com essa cópia, e se alguma coisa... alguma coisa te vier à cabeça, diz-nos qualquer coisa.
- Yaka kartını nasıl geri vereceksin? - Ben vermeyeceğim.
- Como lhe vai devolver o crachá?
Sen vereceksin.
- Não vou. Vai você.
Şimdi ne dersem yapıp, bana o beş ismi de vereceksin.
Por isso, vai fazer o que eu disser e vai dar-me os cinco nomes.
"... sen de bana istediğimi vereceksin. " Ben cinsel bir hizmet falan bekliyordum.
Pensava que ele se referia a favores sexuais.