Verimli traducir portugués
1,204 traducción paralela
- Çalışma zamanınızı... verimli kullanıyor musunuz kızlar?
- Vocês garotas estão... usando o período de estudos de forma produtiva?
İzlediğin yoldan çok daha verimli üstelik çok daha az insanı üzersin.
É mais eficiente do que o que tens feito... e vais levar menos pessoas contigo quando fores desta para melhor.
Tecrübelerine göre verimli bir şekilde yönetirsen ve bela aramazsan, başına bir şey gelmez.
Pela minha experiência, desde que se gira com eficiência... e se evitem conflitos, tudo corre bem.
Görüyorum ki çok verimli bir gün geçirmişsin.
Bem, estou a ver que o dia foi produtivo.
- Frank üniversiteyi bıraktı çünkü aşırı-verimli ablası üçüz doğuruyor.
O Frank tem de deixar a faculdade porque a irmã muito fértil vai três bebés.
Kişisel olara, aramızda uzun ve verimli bir işbirliği olacağını tahmin ediyorum.
Pessoalmente... eu prevejo uma longa e frutífera colaboração entre nos dois. Oh.
Hızlı ve verimli çalışan bir günlük programı oluşturdum.
Eu criei uma eficiente rotina diária.
Bir çoğunu kaybetmektense bir kaçını kaybetmek verimli bir plan.
Sacrificar alguns para salvar muitos, seria um plano eficiente.
Bunun daha verimli olduğunu söylüyor.
Ela disse que é mais eficiente.
Müretebatı uygun biçimde orginize... ettikten sonra daha verimli olacak.
A tripulação pode ser eficiente quando adequadamente organizada.
Paslanmaya karşı dayanılklı alışım, değişen yoğunlukta safra verimli bir dizayn.
Ligas resistentes à corrosão, lastro de densidade variável... um desenho eficiente.
Gezegeniniz verimli bir bahçe gezegeni.
O seu planeta é um jardim fértil.
" Robot kadınlar ucuz ve verimli olduğunda beni çözün.
Descongelem-me quando houver mulheres robôs baratas e eficazes.
Lanet olsun, hayır... Hemde hayatımın en verimli çağlarında.
E estava na flor da idade!
Bu harcanacak zamanın uyumlu ve verimli olmasını arzu ederim.
Gostaria que esse tempo fosse harmonioso e produtivo.
Uyumlu ve verimli.
Harmonioso e produtivo.
Böylece bir dürtü olsun ki, işimizi daha verimli yapalım.
E para tornarmos isto o mais eficaz possível há um pequeno incentivo.
Düşük verimli.
De fraco poder.
Ama İtalyanlar, Anavatan Rusya'daki toprakların henüz organize suçlar için yeterince verimli olmadığını düşünüyorlardı. Katılmaya hazır olmadıklarını söylediler.
Mas os italianos crêem que a Rússia ainda não está bastante madura para o crime organizado, sendo assim não querem se comprometer.
Siyam, nüfusu 6 milyon. 49 tane verimli vilayete bölünmüştür. Doğudaki Burma'dan batıdaki Kamboçya'ya uzanır. Kral Maha Mongkut tarafından yönetilmektedir.
O Siäo - populaçäo de seis milköes, espalkando-se por 49 províncias, desde a Birmânia a oeste ao Cambodja a leste, governado pelo Rei Maka Mongkut,
Şu verimli eksper'i işe aldılar, dost canlısı bir çocuk adı Brad- -
Eles contractaram este perito em eficiêcia, que é na verdade um sujeito amigável, chamado Brad...
Daha verimli enerji, sanırım.
Mais eficiente energeticamente, acho eu.
Verimli çalışmak için herkese ihtiyacım var.
Eu preciso de todos trabalhando no máximo da eficiência.
Seven of Nine kişisel veritabanını incelerken, warp sürücüsünü verimli hale getirme çalışmalarını buldum.
Eu descobri algo nos diários de dados de Seven e achei alguns projetos em que trabalhava... para realçar controle de dobra.
Seven of Nine... verimli ol.
Seven of Nine... seja eficiente.
Tom, yüksek-verimli torpidolar, tam dağılım.
Tom, torpedos de alto rendimento, totalmente pronto
Dünya'yı bizden sonraki nesillere devretmeden önce... verimli olmak ve çoğalmak ve yeniden doldurmak için mi?
Para frutificarmos, multiplicarmo-nos, e encher a terra enquanto abrimos caminho às gerações vindouras?
" O ülkeden çıkarıp geniş ve verimli topraklara götürmek için.
" e para fazê-lo subir daqui a um país bom e fértil.
Yüz yüze konuşmalarımız alt uzay görüşmelerimiz kadar verimli geçerse antlaşmayı birkaç güne imzalayacağımızdan eminim.
Se as nossas conversações presenciais forem tão produtivas como as nossas comunicações subespaciais têm sido, tenho a certeza de que assinaremos o tratado dentro de dias.
Taciz edilmemiş çalışanlar, verimli olurlar.
Trabalhadores sem assédio são produtivos.
Bu çok verimli bir alış verişti.
Bem, esta foi uma troca bem produtiva.
Seven olsa verimli bir dizayn derdi.
Como a Sete costuma dizer, um projeto eficiente.
Mühendisliği daha verimli hale getirmeyi denedim ama sen karşı koydun,
Eu tentei ajudá-la a tornar-se uma engenharia mais eficiente, mas você resistiu.
Verimli.
- Eficiente.
Verimli.
Eficiente.
Verimli bir birey olmalı.
Ela deve ter sido um indivíduo eficiente.
Kaplamaya ait bazı izleri bulduk, ama sensörlerimiz burada pek verimli çalışmıyorlar.
Estamos coletando traços do casco, mas as leituras dos sensores estão sendo refratadas. por todo resto aqui.
Verimli bir dizayn.
Tem um design eficiente.
Verimli.
É eficiente.
Verimli olduğunu söylemiştin.
Você disse-me que era eficiente.
Yeteneklerini değerlendirebilmek için en verimli yoldu.
Foi a maneira mais eficiente de avaliar suas habilidades.
Ama verimli değil.
Mas não tão eficaz.
M.Y. Skinner bizi bu davaya atayarak araştırmaya verimli bir yaklaşım olabileceğini düşündü ve biz, beklenen ev alıcıları olarak bu planlanmış toplulukta karanlık görünen muhtemel sessizliğin ölümcül gizemini ortaya çıkarabiliriz.
O director adjunto Skinner, ao atribuir-nos este caso, pensou que seria proveitoso para a investigação que aparecêssemos sob disfarce, como possíveis compradores, visto que esta comunidade planeada parece esconder uma sombria, e possivelmente assassina, conspiração de silêncio.
Tüm bu verimli eğreltiotu bozkırlarında, evrimsel bir savaş var, yeni sürüngen türlerinin arasında bu garip dünyada üstünlük sağlamak için.
Ao longo de todas estas pradarias de fetos, uma batalha evolucionária surgiu entre as novas espécies de répteis na luta pela supremacia neste estranho mundo.
Verimli alanlar kızıl çöle dönerken, Placerias'lar su arayışına zorlanıyorlar.
À medida que vastas áreas se tornam em desertos vermelhos, as Placerias são obrigadas a migrar na procura por água.
Uzak güneş sistemlerini, yani başka yıldızların etrafında dönen gezegenleri keşfetmek çok zor. Bu konuda akla gelen en basit fikir bakıp gezegenleri görmeye çalışmaktır ama yıldızla gezegenler arasındaki kontrast değeri çok yüksek olduğundan pek de verimli bir yöntem değildir.
Detectar planetas à volta de outras estrelas é difícil porque o primeiro objectivo é procurar para ver só planetas, e isso não é tão eficiente, porque o contraste de luz entre a estrela e o planeta é enorme
Avlanma iyi olduğu için, yüzlercesi bu verimli sürü içinde bir araya geldi.
Visto que as caçadas foram boas, muitas centenas reuniram-se em conjunto neste super grupo exuberante.
Toplum için tekrar verimli bir insan olmak istiyorum.
Quero apenas tornar-me um membro produtivo da sociedade.
Bugün topluma yeniden verimli bir birey olarak dönmek istiyorum.
Espero, hoje, reentrar na comunidade como um cidadão produtivo.
İnan bana çok verimli bir konuşmaydı
Excelente! Foi muito produtivo!
orası çok... güzel, çok verimli, çok... etkileyici.
Era tão bonita. Demasiado a entrar, sensações a mais.