English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ V ] / Vesti

Vesti traducir portugués

900 traducción paralela
Sana kadın kıyafetleri verirsek, onları giyer misin?
Se te dermos um vestido de mulher vesti-lo-ás?
- Deneyebilir miyim?
A sério que posso vesti-lo?
Bunu en son giydiğimde Riggs'lerin kulübesinde oturuyordum.
E a última vez que o vesti estava sentada em uma cabana.
Paris'ten aldığım o sabahlık var ya, Yardım et de onu giyeyim.
Sabe o negligé que eu comprei em Paris? Ajude-me a vesti-lo.
O yüzden ben de bunu giydim Tarzan.
É por isso que vesti este, Tarzan. Pensei que gostasses dele.
Haydi, giyin.
Vesti-vos.
- Giyeceksin!
- Vesti-vos!
- Haydi, giyin de gel.
- Então, vai vesti-Io.
Bu elbiseyi senin için giydim acizane varlığım senden nasıl af dileyeceğini bilemiyor.
Vesti-me de branco para ti para me ajudar a pedir com humildade que me perdoes.
Bu gece bu yüzden bu beyaz elbiseyi giydim.
Foi por isso que me vesti de branco hoje.
Bir daha giyemeyeceksin. Üstüne bira döküldü.
Não pode voltar a vesti-lo, está manchado de cerveja.
Bütün gün yanıma gelmediniz! Bu eski şeyi sizin için giydim.
Não chegaram perto de mim, e vesti isto a pensar que gostariam.
Giymektense, ölmeyi tercih eder.
Prefere morrer, a vesti-lo.
Git ve giyin.
Vai lá vesti-lo.
Donanma mavisi bir takım giydim, Dietrichson'un giyeceği gibi..
me vesti de azul marinho, igual a Dietrison.
Beyaza boyamak durumu değiştirmez.
Vesti-la de branco não adianta.
Önce Bombacha'larımı giyip yeni botlarımı ayağıma geçiriyorum.
Primeiro, vesti as bombachas e atei o chiripá. Depois, calcei as botas novas... e pus as boleadoras bem à mão.
Kadınsı kıyafetleri her zaman çok sevdim ama giymeye hiç cesaret edemedim.
Sempre gostei de roupa feminina, mas nunca me atrevi a vesti-la.
- Bunu şimdi giyeceğim.
- Vou vesti-la já!
O yüzden giyindim.
Vesti-me a condizer.
Neden başkasının elbisesini giydiriyorsunuz bana?
Por que vesti-me em trajes emprestados?
Ben bir tane buldum, hatta denedim bile, benimle gelmene gerek yok, parayı versen yeter.
Eu conheço um bonito vestido. Até já o vesti. Você não precisa de vir comigo.
ve onu özellikle bugece için yaptırdım.
Vesti-o especialmente para hoje à noite.
Sizi bekletmemek için giyindim.
Eu já me vesti, para que não estivessem à minha espera.
- Sizi giydirmeye hazırız.
- Estamos prontos a vesti-la.
Damatlığım bile üstümde.
Até vesti o meu fato de casamento.
Üzerine âlim elbisesi geçirdim cüppeye sardım örtmeye çalıştım.
Vesti-o com as vestes de estudioso, e embrulhei-o numa batina tentei escondê-lo.
Ben de yeni elbisemi giydim... odadan çıktım.
Então, vesti o meu vestido novo... e apareci com ele.
Evet, prensleri kurutalım!
Sim! Vesti-los como uns príncipes!
Bundan o kadar emindim ki bu duruma uygun olarak giyindim.
Estou tão segura... que até vesti roupa de festa.
- Ama paltomu almadım ki.
- Eu não vesti casaco.
Şu çorabı giy, bir sürü soru sor... aşağı inmeye davran.
Vesti isto, fiz perguntas. Estava a ver que nunca mais o dizias.
Ve yıkayıp, elbiselerini giydireceğiz, uyuması için sallayacağız.
E lavá-la e vesti-la e pô-la a dormir.
- Sen giyiyorsun da ondan, tatlım.
- É porque estás tu a vesti-lo.
Maxie, hazırım.
Maxie, já me vesti.
O sırtına elbise giysin diye bir başkasının mutfağında çalışıyorsun.
Você trabalhou de cozinheira 2 ou 3 anos para vesti-la.
Daha rahat bir şeyler giyeyim dedim.
- Vesti algo mais aconchegante.
Bize karşı gelenlerin bu kıyafetleri giymelerine izin verilmeyecek.
E, aqueles que nos desafiarem, não será permitido vesti-las.
Pantolonumu çıkarıp, takımımı giydim. Annem bavulumu topladı. Trene atladım.
Assim, vesti-me o meu fato azul, a mãe fez-me uma mala e parti no primeiro comboio!
Hizmetçilerimi amazonlar gibi giydirdim. Şam'a kadar yaka bağır açık, at sırtında gittim.
Vesti as minhas alas de amazonas e meio nua cheguei a Damasco.
Giymek ister misin?
Queres vesti-lo?
Yanabilir.
Não vale a pena vesti-lo.
- Ama giyebilirsin, değil mi?
Tu consegues vesti-los.
Ona şimdiye kadar reddettiği kıyafetlerin yararını gösterdik. Kıyafetlerini odasına koyduk ve onu odasında, soğukta bıraktık. Yardım almadan kıyafetlerini giymeye karar verdi.
Mostramos-lhe a utilidade da roupa deixando-o ao frio com a roupa ao lado até que ele decida vesti-la sem ajuda.
Sulh mahkemesine çizgili elbiseyle çıktığım zaman gibi.
Como daquela vez em que vesti a toga às riscas no tribunal de magistrados.
Sabahlığını giy, olayı gördüğümüzü sanmasın kimse.
Vesti o roupão, caso a ocasião nos chame para testemunharmos.
Ellerini yıka, geceliğini giy.
Lavai vossas mãos, vesti o roupão.
- Niçin giymeyecekmişim ki?
- Vesti-la para quê?
Giyin bakalım.
Vesti-vos!
Onu böyle giydirmek için izniniz var mı?
- Está autorizado a vesti-lo assim?
çorapların, niçin giyiyorsun?
As peúgas. Porque hás-de vesti-las?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]