English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ V ] / Vicky

Vicky traducir portugués

862 traducción paralela
Vangie, buraya gel.
Ouve Vicky, vem aqui.
- Evangeline albino değil.
Referes-te à Vicky?
Vicky.
Vicky... Lermontov irá.
- Boris, sanırım arkadaşım Vicky Page ile tanışmamıştın.
Boris, penso que não conhece uma amiga minha. Vicky Page.
Vicky. Vicky!
Vicky?
İstediğin tempoda dans et.
Vicky?
- Benimki de Vicky.
E o meu é Vicky.
Vicky gösteride harikaydı, küçük bir Dresden çoban kızı.
Vicky estava maravilhosa em Boutique. Como uma pequena pastora de Dresden.
Seninki. Vicky'den.
Para si, da Vicky.
Sevgili Vicky, her zaman harika dansçılar aradığımı biliyorsun.
Sabe bem, minha querida Vicky... que ando sempre à procura de grandes bailarinas.
O kırmızı ayakkabıları giy Vicky ve yeniden bizim için dans et.
Vista "Os Sapatos Vermelhos" Vicky... e dance para nós novamente.
Vicky, koca dünyada istediğin yerde dans edebilirsin.
Vicky, pode dançar em qualquer outro lugar do mundo.
Vicky, aşkımızı yok etmek mi istiyorsun?
Nunca mais! Vicky? Quer destruir o nosso amor?
Vicky.
Vicky...
Küçük Vicky.
Minha pequena Vicky...
- Vicky...
" - Vicky...
Vicky, oyunculuk sonradan sürpriz olsun.
Vicky, a representação fica uma surpresa para depois.
Vicky, şu artikülâsyonu bırakır mısın?
Vicky, esquece isso da elocução?
- Bu Bay Lew Harris.
- Vicky, este é o Lew Harris.
Vicky, Tim Donahue'yu tanıyor musun?
Vicky, conhece o Tim Donahue?
Bayan Vicky Parker.
Miss Vicky Parker.
- Ne dersin Vicky?
- Que dizes, Vicky?
Merhaba Vicky.
Olá, Vicky.
Bir dakika bekle Vicky.
Só um minuto, Vicky.
Lew Harris Vicky Parker'ı bir Broadway revüsüne çıkarıyor.
O Lew Harris apresenta a Vicky Parker na Broadway, para a semana.
Vicky, beni ve Tim'i şovunda istiyor.
A Vicky quer-me a mim e ao Tim, por isso, Mr.
Onlar tam Vicky'nin ihtiyacı olan şey.
É mesmo do que a Vicky precisava.
Vicky'den başka bir şey düşünmez misin sen?
Não pensas noutra coisa que a Vicky?
- VICKY PARKER "MANHATTAN PARADE"
- VICKY PARKER "MANHATTAN PARADE"
Sen ve Vicky paylaşacaksınız.
A mãe e a Vicky partilham o camarim.
- Bence Vicky'e bir özür borçlusun.
- Deve pedir desculpa à Vicky.
Vicky'yi suçlayarak devam edemezsin.
Não pode continuar a culpar a Vicky.
Steve, Vicky Parker.
Steve, é a Vicky Parker.
Vicky, bana bir iyilik yapar mısın?
Vicky, faz-me um favor?
Bununla kocası sürekli kavga ediyorlar.
Vicky e o marido brigam constantemente.
Bak, pastayı Vi aldı ama tabelayı ben yaptım.
Vicky trouxe-o da pastelaria. Fui eu que o decorei.
Vi de bana bunu aldı. Onu istediğimde bunu çalabiliyordum.
Vicky comprou-o para eu apitar se precisasse dela.
Vi, beni şu filme götürmüştü, kızın küçük kardeşinin bir arkadaşı vardı. Sence kime benziyordu?
Vicky levou-me ao cinema uma tarde... e sabes com quem se parecia o irmão da rapariga do filme?
Vi'ye 80 sent borçluyuz, param yoktu.
Devemos 60 centavos à Vicky, eu não tinha dinheiro.
50 gönderdi ama düzenli olarak değil.
Mandava-me 50, mas não todos os meses. Vicky teve de me emprestar dinheiro algumas vezes.
Sana iyi baktı mı?
Vicky tem sido muito boa.
Vi, rüyasında köşedeki doktorun beni iyileştirdiğini görmüş.
Vicky sonhou que esse novo médico da esquina me curava.
Vi, ortalığı toplarken koymuştur.
- Se calhar foi a Vicky ao limpar.
Vi, mutfak harcaması için bıraktı.
Da Vicky. Pagou a conta da loja.
- Günaydın Peter. - Merhaba Vicky.
Bom dia, Peter.
- Burada ne işin var?
Olá, Vicky.
Vicky, bizi seçmiş!
Vicky, ele escolheu-nos às duas.
Vicky'den mi?
Da Vicky!
Evet Vicky?
Então, Vicky?
Vicky... bana bak.
Vicky, olhe para mim.
Vicky...
Vicky?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]