Voz traducir portugués
16,752 traducción paralela
Sesi hâlâ orada olabilir ya da 210 ruhu etkisiz hâle getirmek için kullandığı komut her neyse işte.
Pode ainda ter a voz dele. Ou o comando que usou para incapacitar 210 pessoas a bordo.
Onun sesi beni terk ettiğinde ve bağı gevşediği zaman... Hâlâ üzüntü hissediyorum.
Quando a voz d'Ele me deixa, quando a Sua trela alarga, ainda sinto tristeza.
Sesi hâlâ orada olabilir.
- A caixa negra. Talvez ainda tenha a voz dele.
Şunun gibi : "Efendi'nin sessiz sesini duyanların dili tutulur."
"Aqueles que ouvirem a voz silenciosa do Mestre ficarão sem palavras".
"Sessiz ses" mi?
"Voz silenciosa"?
Bu sana bağlı değil.
Não vos cabe a voz decidir isso.
Çıkar yol adına günlüğü sesli okuyacağım şimdi.
Por uma questão de interesse, vou ler em voz alta do diário : " Eu confrontei a mãe acerca da sopa venenosa dela.
Asla ama asla başkasının sesini kullanmayın!
Nunca usem uma voz emprestada!
Gardım düşüyordu, dışımdan asla söylemem ama bu iyi hissettiriyordu.
As minhas defesas começavam a descer e nunca o tinha dito em voz alta, mas a sensação era boa.
Kafamda tek duyduğum... senin sesin.
Na minha cabeça, só consigo ouvir... a tua voz.
Tek yapman gereken oraya çıkıp sesini duyurmak.
Só precisas de ir para ali e deixar que ouçam a tua voz.
"Başkasının sesini kullanmayın." dediniz. " Kendi sesinizi bulun.
Disse : "Não usem uma voz emprestada." " Encontrem a vossa.
Tek bir ses!
Uma voz!
Başkasının sesini kullanmamayı.
Não falar com uma voz emprestada.
Şöyleydi, "Senin sahip olduğun şu ayaklar var ya..."
Eu ouvi uma voz a dizer "Tens uns pés que..."
Ve ben de şöyleydim, " Bekle bir dakika.
E eu pensei : " Eu reconheço esta voz.
Büyük adamın sesimi tanıyacağını sanmıyorum.
Acho que o maior não conhece a minha voz.
Sesi susturmak zor oluyor.
É difícil silenciar a voz.
Sesi mi?
Uma voz?
Zihnimdeki sesi.
Tenho uma voz na cabeça.
O ses bir çocuğa ait gibi mi?
A voz soa-te a criança?
Annemin sesine benziyor.
Tem a voz da minha mãe.
Ses düzgün geliyor ama görüntü göndermeye çalıştığımızda sanki başka bir sinyal araya girip hattı bozuyormuş gibi oluyor.
- O problema não é aqui. A voz é perfeitamente perceptível, mas, quando tentamos enviar imagens, há alguma coisa a bloquear a linha, como outro sinal a sobrecarregar o canal.
Tam burada sesini duymuş gibiydim. Beni durduruyordu.
Parecia que conseguia ouvir a voz dele aqui mesmo, a impedir-me.
Sözcünün olduğu yerde sır da vardır.
Onde há um porta-voz, há um segredo.
Karşımdaki Binbaşı konuşkanın aksine.
Do Major Porta-Voz, aqui à minha frente.
Sesini duymak çok güzel.
É tão bom ouvir a tua voz.
Bazı hocaların ağızla kontrol edilen tekerlekli sandalye kullandığını fark ettim.
Vi alguns dos teus professores em cadeiras de rodas controladas por voz.
Evet, harika bir sesin vardır, aslında ama beni hiç sevmiyordun.
Tinhas uma voz incrível. Mas não gostavas de mim.
İlki, bu şekilde sesimi duyup yaralanmadığımı ve sağlıklı olduğumu bilmenizdir.
primeiro, para que ouçam a minha voz e saibam que não estou ferido e que estou de perfeita saúde ;
Belki de suçu Orta Doğu'ya atarlarken siyahi bir adamın sözcüleri olması hoşlarına gidiyordur.
Talvez gostem de ter... um preto como porta-voz, enquanto culpam o Médio Oriente.
Tecrübelerime dayanarak, sözcünün olduğu yerde sır da vardır.
E pela minha experiência, onde há um porta-voz, há um segredo.
Sözcülerisin.
Porta-voz.
Artık sözcüleri değilim.
Já não sou um porta-voz.
Gelen Arama - Sözcü Binbaşı
Major Porta-Voz Chamada a entrar
Sesin çok kötü geliyor.
Estás com péssima voz.
Rosie, sesini duymak ne güzel.
Rosie, que bom ouvir a tua voz.
- Hayır, suç müvekkilimin değil ya da hâlâ söz alamamış olan kurbanın annesinde de değil.
- Não, mas não culpo o meu cliente, nem a mãe da vítima, cuja voz não foi ouvida!
Taksi Emma'yı burada bırakmış. Monty Emma'nın mesajından sesini çıkarıp arka plandaki sesleri yükseltmiş. Monty Emma'nın mesajından sesini çıkarıp arka plandaki sesleri yükseltmiş.
Está bem, então o Monty conseguiu remover a voz da Emma da mensagem no gravador e depois aumentou o ruído de fundo, e o ruído do ambiente.
Sesini bu yüzden mi değiştiriyorsun?
É por isso que mudas a tua voz?
Sesimi beğendiğini söyledi.
Ele disse que gostava da minha voz.
Sesli oku.
Leia em voz alta.
Gerekli olmadıkça konuşmayın, gerekirse sessizce konuşun.
Só falem se for absolutamente necessário e em voz baixa.
Binlerce sesten oluşmuş koroya bugün bir ses daha eklemek istiyoruz.
Ouvimos milhares e milhares de vozes e hoje gostaríamos de acrescentar mais uma voz a esse coro.
Bahsettiğim ses güçlü bir ses.
E é uma voz poderosa :
Time'dan bir röportaj isteği ve bir yaşatma fonuyla alakalı sesli mesaj var.
Houve um pedido de entrevista da TIME, uma mensagem de voz sobre um fundo de homenagem.
Sesli mesaj.
Espere. A mensagem de voz.
Ses analizi batı Tennessee, Memphis bölgesini işaret ediyor.
As análises de voz apontam para o Tennessee Ocidental, área de Memphis.
Ses tanıma uyarı mesajı duyacaksınız.
Haverá imediatamente um reconhecimento de voz.
Binbaşı Sözcü.
Major Porta-Voz?
Yüksek sesle.
Em voz alta.