Vâris traducir portugués
47 traducción paralela
- Ama yasal vâris bayan Mundson.
- Mrs. Mundson é a única legatária.
Sağlığıma kavuşacağım. Allah isterse, sağlıklı bir vâris doğuracağım.
E se for vontade de Deus, também irei dar à luz um herdeiro saudável.
Ama kimin gönderileceğine ve kimin Shikoku'da kalıp işleri idare edeceğine karar vermeleri gerekiyordu. ... tabii sorunsuz bir vâris bulabilirlerse.
Apenas restava decidir quem iriam enviar, quem ficaria para cuidar de Shikoku e se podiam colocar no lugar um sucessor sem problemas.
Dinle, dinle, Tama, gidip babamdan isteyeceğim! Ondan seni vâris olarak tayin etmesini ve burada kalmana izin vermesini isteyeceğim.
Escuta, Tama, eu vou falar com o papa, e pedir-lhe que te deixe ficar e que te designe como seu sucessor!
Bir vâris sahibi olmaktan ümidimizi kestiğimizde para biriktirmek için artık geç olmuştu.
Quando a sua mãe e eu desistimos de tentar ter um herdeiro, era tarde para economizarmos.
Sağlıklı çocuklarınız olsun ve tahtımıza yeni bir vâris getirin.
Que tenham muitos filhos saudáveis e gerem um herdeiro para o nosso trono.
Hamile kalmadan, kral ya da vâris üzerinde hiçbir nüfuzunuz olmaz.
Você não tem nenhuma influência sobre o rei e o príncipe sem uma gravidez.
Unutma, vâris doğana kadar oradaki yerinin garantisi yok.
Lembre-se, nada é certo quanto a seu lugar aí até que um herdeiro seja gerado.
Bize ne zaman vâris vereceksin?
Quando vai nos dar um herdeiro?
Vâris işi halledebildi mi?
E o príncipe herdeiro já realizou sua proeza?
Vâris mercimeği fırına verebildi mi?
O príncipe herdeiro já desflorou a princesa?
Tahtımıza bir vâris verdiniz.
Você é mãe de um príncipe herdeiro.
Bu vasiyet, yalnızca vâris, gerekenleri yaptığında geçerli olacaktır.
O testamento só fará efeito quando o herdeiro cumprir os requisitos.
Vâris, GangWondo'daki Boram Lisesi'ne nakledilecek.
O herdeiro deve ser transferido para Instituto Boram en Gangwondo.
Bir vârislik sistemi ve de bir tek de vâris yok mu?
Não há uma linha de sucessão, de forma a haver só um sucessor?
Çünkü Kral, vâris konusunda hayalkırıklığı yaşıyor ve şu andaki evliliğinin yasal olarak asla kabul görmeyeceğini biliyor.
Para um Rei, que só se decepcionou por questões de um herdeiro homem, e que sabe que seu atual casamento nunca será considerado legítimo.
Bay Cromwell'in ana hatlarıyla bize sunduğu şartlarda belirtildiği üzere İngiltere ile Roma arasındaki bir takım ilişkilerin düzeltilmesi Leydi Mary'nin vâris adaylarından biri olarak kabul edilmesi ve İmparator'un Milan yüzünden Fransa ile girdiği savaşta desteklenmesi.
Nos termos esboçados ao Sr. Cromwell. A restauração do relacionamento entre a Inglaterra e Roma, a inclusão de Lady Mary na linha de sucessória e o apoio ao Imperador em sua guerra contra a França por Milão.
Kimse yüzünü görmedi ve ismini bilmiyor, ama esrarengiz bir vâris hakkında söylentiler var.
Ninguém conhece a sua cara ou o seu nome, mas há rumores de um misterioso herdeiro.
Vâris olayını duydunuz mu?
- Bom dia. Já ouviu falar deste assunto do herdeiro?
Bu şekilde vâris hiçbir veraset işlemi yapmadan sadece hisseleri göstererek şirketi ele geçirebilir.
Desta forma, a companhia pode ser mudada sem pagar qualquer imposto sobre a herança e para se tornar no novo dono, o herdeiro precisa apenas de recuperar as acções...
Vâris olduğu haberini doğrulatmak istiyordu.
Muito nervoso. Ele queria saber se a história do herdeiro era verdadeira ou não...
Kendine başka bir vâris bul o zaman!
Então procura outro herdeiro.
Grubu kurtarmanın en iyi yolunun bu vâris olduğunu mu düşünüyorsunuz hâlâ?
Ainda achas que este herdeiro é a melhor forma para salvar o Grupo?
Largo'nun uyuşturucu kullandığını ve sattığını öğrenince Bay Winch vâris değiştirmeye karar vermiş.
Quando soube que o Largo andava a usar drogas e a traficar, o Sr Winch decidiu mudar o seu herdeiro.
Seni kim vâris olarak kabul eder?
- Quem te vai querer como herdeiro? - Quem?
Leydi Mary'yi vâris sanıyordum. O bir kız, salak.
Achei que Lady Mary é que era a herdeira.
Vâris mi, Bay Carson?
Herdeira, Mr.
Downton'ı kurtarmanın bedeli, Matthew Crawley'i vâris olarak kabul etmek.
Para salvar Downton tem de aceitar Matthew Crawley como herdeiro.
Yani, vâris mi yoksa değil mi?
É uma herdeira ou não?
Bayan Hughes, boğulan vâris Bay Patrick Crawley'in peşinde olduğunu söyledi.
Mrs. Hughes diz que ela andava atrás do outro herdeiro, Mr.
Annenin çocuğu erkek olursa, vâris o olacak ve ben hep çalışacağım!
Se o filho da sua mãe for um rapaz, ele será o herdeiro e eu volto a viver do meu trabalho.
Gerçek vâris odur.
Ele é o legítimo herdeiro.
Vâris odur.
Ele é o herdeiro.
Lord Eddard Stark, burada tayin edildiği üzere ülkenin koruyucusu olarak vâris yaşını doldurana dek kral naibi olarak hükmedecektir.
O Lorde Eddard Stark é pela presente nomeado Protector do Reino. Servindo como Regente até o herdeiro ter idade.
Kraliçeye bu rezil ihanetinizi itiraf edeceğinizi ve oğlunuza da kılıcını bırakmasını söyleyin. Sonra da Joffrey'i gerçek vâris olarak duyurun.
Que diga à Rainha que confessará a sua vil traição, que diga ao seu filho para se render e proclamar Joffrey como legítimo herdeiro.
Sana bir vâris verecek.
E ela dar-vos-á um herdeiro.
Bu bugün olmayacak, ya da yarın. Ama yakında birinizi vâris olarak göstereceğim. Ve yalnızca biriniz olacaksınız.
Não vai ser hoje, nem amanhã, mas vou começar a preparar alguém em breve e só pode ser um de vocês.
Vâris yapılacak şeyleri Cookie ile konuşacak mı?
A conversa do sucessor tem a ver com a Cookie?
Fakat benim önerim kendine bir vâris bulman.
A minha sugestão, no entanto, é que encontres um sucessor para ti.
Başka işlerim olacak sen de kendine güzel, küçük bir vâris bulup onu etkilemelisin.
Estarei ocupada, e precisa encontrar uma pequena e bonita herdeira para seduzir.
Onu sertleştirip Fraser Klanı'nı Lovat'ın yönetmesine uygun vâris yapmaya çalışıyor.
Está só a tentar enrijecê-lo, torná-lo um sucessor viável para chefiar o Clã Fraser de Lovat.
- Bir vâris ve bir yedek. Kesinlikle.
- Um herdeiro e um suplente.
O yedek. Kıdemli olan Michael Adeane Yasal vâris kendisi.
Michael Adeane é o mais velho, o verdadeiro herdeiro.
Marcus Aurelius'un vâris olarak Commodus'u seçmesinin temel sebebi onun oğlu olduğu gerçeğiydi elbette.
O motivo para Marco Aurélio eleger Cómodo para seu sucessor é o óbvio motivo de ser seu filho.
Vâris atamak da buna dahil.
Nomear um sucessor é uma delas.
En önemlisi, sağlıklı bir vâris.
E...
- Ona vâris gibi mi davranacağız?
- Devemos tratá-lo como o herdeiro?