Weinstein traducir portugués
125 traducción paralela
Bay Weinstein, kabul edilebilir delil yetersizliğini açıklar mısınız?
Explique-nos o fundamento legal da decisão.
Bay Weinstein, karar sizi şaşırtmamışa benziyor.
Não parece nada surpreendido.
Ricca, avukatı Weinstein ve şoförü James Cantina.
Ricca, o advogado, o Cantina, o motorista.
Bay Weinstein, gençken nelerden hoşlanırdınız?
Sr. Weinstein, como era o senhor quando era rapaz?
Ve sizin de tırmandığınızı görmek istiyorum Bay Weinstein.
E quero vê-lo trepar, Sr. Weinstein.
Biliyorum, Weinstein'ın ailesi kızgındı, Müfettiş ama bunun boş bir mazeret olduğuna emindim.
Sei que os pais do Weinstein ficaram chateados, inspector... mas achei que era uma desculpa falsa.
Weinstein bir akciğer rezeksiyonunu öne almış.
O Weinstein antecipou uma ressecção pulmonar.
- Peter, Weinstein bizi bekliyor.
- Peter, o Weinstein espera-nos.
Marilyn'in sorunlarının Fox'un mali dertlerine eklenmesinden korkan şirket yöneticisi Peter Levathes Marilyn'in psikiyatrı Dr. Greenson'a başvurdu.
Levathes esperava que Greenson controlasse a atitude errática dela... mas o que o médico começou a controlar foi o filme. Afastou David Brown em favor de um amigo seu, o produtor Henry Weinstein.
David Brown'ı uzaklaştırıp yapımcılığı dostu Henry Weinstein'a verdirdi.
Fui atá lá e deram-me o roteiro... de Something's Got to Give. Pediram-me que nada dissesse a ninguém sobre isso.
Bir pazar günü şirketin o zamanki yöneticileri beni aradı. YAPIMCI Şirkete gittim ve bana senaryoyu verdiler :
Soube da minha iminente demissão pelo meu amigo Richard Zanuck... que disse : " Vi Henry Weinstein no elevador e levava... um roteiro de Something's Got to Give.
Görevden alınacağımı arkadaşım Richard Zanuck'tan öğrendim.
O realizador George Cukor ficou furioso com a demissão de Brown. E o seu ressentimento manteve-se quando Henry Weinstein chegou.
" Henry Weinstein'ı elinde Something's Got to Give'in senaryosuyla gördüm.
Eu fazia tudo o que Cukor não queria fazer. Simplesmente fazia.
Kızgınlığı Henry Weinstein'ın gelişiyle de sürdü. Cukor'ın istemediği ne varsa yaptım. Gerçekten yaptım.
Um entre Marilyn e Weinstein, e outro entre Cukor... e o seu produtor adjunto e diretor artístico, Gene Allen.
Birinde Marilyn ile Weinstein, diğerinde Cukor ile yapım ortağı ve sanat yönetmeni Gene Allen bulunuyordu.
Tinha escrito How to Marry a Millionaire... um enorme sucesso para a Fox e para Marilyn. - Sabe com quem eu casaria? - Com quem?
Bu kaygılarına rağmen zamanla Johnson'a güvenmeye başladı. Henry Weinstein gibi Marilyn de onun zekice yorumunu beğenmişti.
Um dos erros que cometi foi não ter... consultado Cukor, o que deveria ter feito.
1962 Mart sonlarında çekimin başlamasına sadece üç hafta kalmıştı.
As costureiras faziam horas extras para criarem o guarda-roupa... para todo o elenco. E o produtor Henry Weinstein lutou para não perder Marilyn de vista.
Ve yapımcı Henry Weinstein, Marilyn Monroe'yu izlemek için çırpınıyordu. Gerçekten de bir esir konumundaydı.
Mas, para sua surpresa, Cukor não apareceu para supervisionar e dirigir.
Ama Marilyn buluşmaya birkaç saat gecikince yapımcı yıldızın Brentwood'daki evine gitti.
Weinstein ficou chocado ao ver Marilyn Monroe... inconsciente com uma dose excessiva de soníferos. Disse ao estúdio : " Temos que adiar este filme.
Marilyn'i aşırı uyku hapı yüzünden bilincini kaybetmiş görmek Weinstein'ı şoke etmişti.
"O seguro não cobre ataques cardíacos, mas isto sim." Achavam que ela estava um pouco descontrolada... mas que ainda era uma estrela muito rentável.
Doktorun evinde yemek yiyordu. Santa Monica'da havuzlu bir evi vardı.
Weinstein receou... que uma solução para os problemas emocionais e a dependência química... estivesse a escapar até mesmo ao seu psiquiatra.
Orada yemek yiyordu çünkü doktor ona "normal" bir aile göstermek istiyordu. "Normal" kelimesi tırnak içinde.
Weinstein perguntava-se se Marilyn alguma vez se recuperaria... daquilo que realmente a afligia.
Weinstein, Marilyn'in gerçek sorunlarından kurtulabileceğinden şüpheliydi.
Ela referia-se a si própria na terceira pessoa. Acerca de um momento na cena, diria : "Não, Monroe não faria isto."
Ama Lee Strasberg'den kaptığı grip sağlığını bozmaya başladı.
E Weinstein receava que o mesmo sucedesse a Something's Got to Give.
Weinstein aynı şeyin Something's Got to Give'de de olmasından korkuyordu.
Nesse dia, 104 membros da equipe apresentaram-se no estúdio 14... prontos e ansiosos por trabalhar.
Seni tekrar ıslattı. Evet! - Tamam.
Weinstein tinha-lhe dado a sua hesitante aprovação... mas mudara de ideias.
Yapım başlamadan Weinstein ona izin verebileceğini söylemişti.
Quando por fim apareceu, trazia um vestido de seda... que revelava mais do que escondia.
4 Haziran Pazartesi Weinstein'ı arayıp çalışamayacak kadar hasta olduğunu söyledi.
Se Marilyn se preocupava com a idade, guardou segredo... e sem percalços filmou esta cena com Wally Cox e Dean Martin.
"Ona film boyunca bakacak bir psikiyatri hemşire lazım." Neden onun herhangi birinden daha başarılı olacağını düşünüyorlardı?
E na segunda-feira, 4 de junho, Marilyn telefonou a Weinstein... dizendo que estava demasiada doente para trabalhar.
O gece kesin Steven Spielberg ya da Harvey Weinstein gelirdi.
Certo, e isso seria na noite... em que o Steven spielberg aparecia para ver a peça, ou o Harvey Weinstein.
Selam.Ben Max Weinstein.
Olá, chamo-me Max Weinstein, o meu carro avariou-se.
Senin için dua ettim, Max Weinstein. Ve işte buradasın!
Eu rezei por ti, Max Weinstein, e aqui estás.
Merhaba? ! Max, Weinstein?
Tipo, Max Weinstein!
Bu benim özel arkadaşım Max Weinstein.Kendisi yahudi.
Este é o meu amigo especial, Max Weinstein. Ele é judeu.
Bay Weinstein, ödevime yardım edeceğinizi düşünüyordum.
Espere, Sr. Weinstein, pensei que me ia ajudar a matemática.
Eric Ari Josh'ın partisine gittiğinizi duyarsa çıldırır.
Eric, o Ari passar-se-ia se soubesse que vais a uma festa do Josh Weinstein.
Vince ve çocuklar Josh Weinstein'in evine gidiyorlar.
O Vince e os tipos vão à casa do Josh Weinstein.
- Josh Weinstein da kim?
- Quem é o Josh Weinstein?
Josh Weinstein'in evindeki şu parti için endişelenmeli miyim?
Devo preocupar-me com a festa a que vocês vão, na casa do Josh Weinstein?
Yeni menajerimizle konuştum. Josh Weinstein'le adi herif.
Falei com o nosso novo agente, o Josh Weinstein, sacana.
Weinstein nerede?
Onde está o Weinstein?
- Josh Weinstein'i gördünüz mü?
- Alguém viu o Josh Weinstein?
Howard Weinstein.
- Sou Nina Banks, a Annie... é a noiva... e... - Howard Weinstein.
Bay Banks, ben Howard Weinstein.
Estou? Sr. Banks?
Franck'ın asistanıyım.
Fala Howard Weinstein, assistente do Sr. Frank.
Weinstein'in thyrotropin hormonu adenosine, oxytocin monoxytocin, suppressin hormonları. Glycotetralin, collagen.
Glicotetralina colagenoide...
"Nunnally neden'çift çarpı'lafını kullandı?" dedi.
Adorou a sua interpretação sagaz da história, tal como Henry Weinstein.
Cukor orada olmasa da Marilyn'in performansı çok formda olduğunu gösteriyordu.
Weinstein mal podia esperar para partilhar o entusiasmo com a estrela.
Weinstein coşkusunu yıldızla paylaşmaktan kendini alamadı.
Percebi que estavamos em apuros.
Ama kameraların çalışmasına sadece beş gün kala Weinstein Marilyn'in duygusal sorunlarını ve bağımlılığını doktorunun da çözemeyeceğinden korkuyordu.
Uma vez fui a casa dela falar sobre uma cena em particular. Ela tinha umas ideias sobre a cena. Foi um encontro muito cordial.
New York'tan Hannah Weinstein.
Hannah Weinstein, de New York.