Yalan mı traducir portugués
5,646 traducción paralela
Yani yemeğimi yiyip, mutlulukla yüzüme karşı yalan mı söylüyordun?
Então estás a comer o meu manicotti e a mentir na minha cara?
Çoktan el sıkıştınız mı... yoksa anlaşmanın kesinleştiği yalan mıydı?
Vocês já fecharam o negócio ou fui induzida em erro?
- Yani bana yalan mı söylediler?
- Então eles mentiram-me?
Yalan mı?
Certo?
- Yalan mı?
- Vamos.
- Bunca zamandır bana yalan mı söylüyordun yani?
- Mentiu-me todo este tempo?
Gregori, bazen yalan mı söylüyor?
- O Gregori às vezes mente?
- Sence yalan mı söylüyorum?
- Acha-me capaz de mentir?
Yalan mı söylüyorsun?
Estás a mentir?
- Yalan mı söylemiş yani?
Está a dizer que ele mentiu?
Senin hatan. - Conch Fritters grubu hakkındakiler yalan mı?
- Menti sobre os bolinhos?
Efendi'ye yalan mı söylettireceksiniz?
Devia mentir para o Laird?
- Yalan mı söyledin yani?
Mentiu?
Pekâlâ bir arkadaşımın seni tavsiye ettiğini söylerken yalan söyledim.
Tudo bem, eu... Eu menti sobre o meu amigo que me recomendou falar contigo.
Yalanım yok, kolay olmayacak.
Não te vou mentir. Não vai ser fácil.
Yalan amına koyayım.
Uma grande treta.
George Sheridan'ın yaptıkları hakkında niye sana yalan söyleyip durayım ki?
Porque é que eu iria mentir acerca do que o George Sheridan faz?
Charlotte, tatlım, bu adi herifin seni etkilemek için yalan söylemesi bana büyük acı veriyor.
Charlotte, minha querida, me entristece que este canalha te mentiu sobre quem é, e quais são as suas intenções. .
- Bu pislik bana yalan atmanı mı söyledi?
- Ele disse-te para mentires?
Belki hapse gitmem hakkında yalan attım ama işimi yaptım. Hazırsın!
Menti acerca de ter ido preso, mas fiz a minha função, preparei-te.
Senin yalanına odaklanalım.
Vamos concentrar-nos na tua mentira.
Sonra da ne yaptığım hakkında yalan söylüyorum.
E depois minto sobre o que estive a fazer.
Barney Moloztaş en iyi arkadaşım ama ona yalan söyleyip bu maç iptal oldu dedim.
O Barney Rubble é o meu melhor amigo. Eu menti-lhe e disse que este combate tinha sido cancelado.
Sanırım ona yalan söyledim.
Sim, acho que... Acho que lhes menti.
Yalan mı söylüyordun?
Mentir?
Tek bir yalan daha söylersen CIA beynini kontrol paneline yayarım.
Se tentar algo, rebento-lhes esses miolos da CIA por cima do painel de comando.
Sana veya Oliver'a yalan söylemem, tamam mı?
Eu não mentiria para ti. Para ele, está bem?
Yalanımı geri alıyorum. Çünkü artık beş oldun.
Estou a desmentir, porque tu já tens 5 anos agora.
O gece bir arkadaşımın evinde kalıyordum ama Alec yalanımı yakaladı ve itiraf edersem Lee'nin hüküm giyeceğine söz verdi.
Não, estive em casa de um amigo, mas o Alec descobriu que eu menti e prometeu-me que, se dissesse a verdade, ele seria condenado.
Öğretmeninden inandığım her şeyin yalan olduğunu öğrendim.
Me tive que interar con tu maestra que todo que yo hay confiado es una mentira.
Ely'a yeni, güzel kapıcımız Gabriel'ın bana mesaj atabileceğinin anlamsız olduğuna dair kendime yalan söylüyorum.
Minto para mim que não tem importância não contar ao Ely que o Gabriel, o novo porteiro lindo, às vezes me manda SMS.
Geleceğime dair bir planım olduğunu söylediğimde NYU heyetine de yalan söyledim.
Menti à comissão de admissões da NYU ao dizer que tinha um plano para o meu futuro.
Neden yalan söylediğimi bilmek ister misiniz? Ve Ely'ın neden hayatlarımıza enkaz dediğini?
Sabem porque minto e o que queria o Ely dizer com o desastre da nossa vida?
Ben de anneme atlatacağını söyleyerek yalan söylemeye başladım.
Então, comecei a mentir à minha mãe a dizer que ela ia superar.
Ama en çok sanırım kendime yalan söylüyorum.
Mas acima de tudo acho que minto a mim própria.
Hiç şaşırmadım desem yalan olur.
Estaria a mentir se dissesse que não fui apanhado de surpresa.
Bunun tek seferlik, zaafıma yenik düştüğüm bir an ve daha önce hiç yapmadığım bir hata olduğunu söylemek isterdim. Ama bu yalan olur.
Gostaria de dizer que foi temporário, um momento fugaz de fraqueza, um erro que nunca tinha cometido antes.
Sorunun ne olduğunu bilmiyorum ve yalan söyleyerek seni neşelendirmeyeceğim ya da hiçbir zaman anlamadığım şeylerden bahsetmeyeceğim.
Não sei qual é o problema. Não vou tentar animar-te mentindo e falando de coisas das quais nunca soube
Sen kendi ağzınla "kızım yalan söylemez" demişsin.
Tu mesmo disseste que a tua filha nunca mente.
Yaşım konusunda yalan söyledim.
Menti sobre a minha idade.
- Adamlarım yalan söylemez.
Nossos homens não mentiriam.
Ve bu olunca fark ettim ki belki de duygularım hakkında hem kendime hem de sana yalan atıyormuşum.
E quando isso acontecia, apercebi-me que talvez tenha estado a mentir a mim próprio ou a ti sobre o que penso acerca de certos assuntos.
Yalan attığımı anlardı.
Ele teria percebido logo.
Lyla, yalan söyledim, tamam mı?
Lyla, eu menti! Okay?
- Deftere yalan mı yazıyorsun?
Mentes para o caderno?
Sana yalan attığımı düşünüyorsun, ama yanılıyorsun. Atmadım.
Acreditas que te menti, mas não o fiz.
Yalan mı söylüyorum?
Acha que estou a mentir?
Size yardım etmeye çalışıyordum. Bana yalan söylediniz!
Bem, mentiram-me, tentei ajudar-vos!
Basit bir yalan söyleyeceklerdi, ben de altını almak için küçük bir ekip toplayıp kişi başı düşücek olan miktarı artıracaktım.
Ajudavam-me a contar uma simples mentira, eu usaria uma tripulação mais pequena para recuperar o ouro, e as nossas três partes quintuplicariam.
- Kızı tanımadığı yalanını yutmadım.
Não acreditei que não a conhecia. Eu também, não.
- Tüm hayatım boyunca bana yalan söyledi.
- Ela enganou-me toda a vida.