Yanımdasın traducir portugués
229 traducción paralela
Ölümün gölgesinin vadisinde yürüyor olsam da hiçbir kötülükten korkmam, çünkü Sen yanımdasın.
Mesmo que atravesse os vales sombrios da morte, nenhum mal temerei, pois estais comigo.
- Çünkü yanımdasın.
- Porque está ao pé de mim!
Çünkü sen yanımdasın ; senin asan... " "... bana huzur verir.
"O teu poder e o teu bordão reconfortam-me."
Sonunda yanımdasın
Estás aqui, por fim
Seni görebiliyorum. Yanımdasın.
Posso senti-la junto a mim.
Ama benim evimdesin ve yanımdasın.
Mas está na minha casa!
Bunu bilmene rağmen hala benim yanımdasın, değil mi?
Compreendes isso e no entanto permaneces comigo?
Harley, niçin yanımdasın?
Harley, porque está comigo?
Trendeyim ve yanımdasın.
- Diz que ainda és minha.
Ve ben karanlık ovalarda dolaşsam da kötülüklerden korkmam, cünkü sen benim yanımdasın... "
Sim, apesar de caminhar pelo vale da morte, não temerei o mal, pois Tu estás comigo.
Yanımdasın.
Estás comigo.
Şimdi yanımdasın. Seni hayatta bırakmam.
Agora que estás aqui nunca mais te largo.
"Ve ölümün gölgesindeki vadide yürüyorum, kötülükten korkmuyorum. Çünkü sen yanımdasın, değneğin ve sopan..."
'Ainda que eu ande pelo vale de sombras da morte, não temerei mal algum, porque Tu estás comigo, Tua vara e Teu cajado... "
# Çünkü sen yanımdasın
Só por tu estares perto de mim
Çok iyiyim çünkü sen yanımdasın
Tão bem, porque te tenho a ti!
Çünkü sen yanımdasın
Só porque estás perto de mim
Steve, sen halâ benim yanımdasın, değil mi?
Steve, não desististe de mim, certo?
Ramon kaç yıldır yanımdasın?
Ramon há quanto tempo estás comigo?
Burada, yanımdasın.
Agora estás comigo.
Şimdi yanımdasın.
Mas estás aqui agora.
Benim gibi bir moruğu kabul ediyorsun, ve hala yanımdasın.
Conheces este velhote tão bem, mas ainda continuas casada comigo.
Ve ihtiyaç duyduğumda yanımdasın.
E um conforto nesta minha altura de necessidade.
Mina, yanımdasın.
Mina, estás perto.
Siz yanımdasınız ya, o bana yeter.
Mas tenho-as a vocês.
Peki nasıl oldu da Cehennem'den kurtuldun ve şu anda benim yanımdasın?
E como é possível que agora esteja fora do inferno?
Her allahın günü belirsiz, önemsiz durumlar oluyor ve sen ya yanımdasın, ya da değilsin.
São situações pequenas, vagas e quotidianas... e ou tu estás lá, ou não estás.
Napalım olamazsak. Şu anda benim yanımdasın.
O que tinha de acontecer, aconteceu.
- Her zaman yanımdasın değil mi.
- Estás sempre pronto a ajudar-me.
- Sende benim yanımdasın.
- Farias o mesmo por mim.
Sen yanımdasın.
Por estares aqui.
Ama artık yanımdasın?
Mas agora, estás comigo?
- Yanımdasın.
Querida...
Yanımdasın.
Estás aqui.
Hergün benim yanımdasın ama benimle çıkmıyorsun.
Convives comigo a toda a hora e não fazes isso.
Çünkü sen yanımdasın. - Mutlu Noeller.
Se tem assinado o nome estava ele aqui, agora.
- Benim yanımdasın, değil mi?
- Vais ajudar-me ou não?
Hep yanımdasın.
Posso contar sempre contigo.
Eğer onlara bugün meydan okumazsam yarın dövüşmem gerekecek ya da sonraki gün ve bugün, sen benim yanımdasın.
Se não os enfrentar hoje terei de o fazer amanhã, ou depois. E, hoje, estás aqui comigo.
Şey, Sufi... on yıI sonra karşımda oturuyorsun... yanımdasın... ama senin varlığını hissedemiyorum.
Sabes, Sufi, passados dez anos, estás sentada à minha frente, estás perto de mim, mas não sinto a tua presença.
Ya sen ya çocuklar yanımdasınız. Çocuklar yokken de olmuyor çünkü annen ve baban gelip duruyorlar.
Estás comigo, ou estão os miúdos, e quando os miúdos não estão, aparecem os teus pais.
Sam iyi ki yanımdasın.
Sam... Gosto de te ter comigo.
Sen hep yardım için yanımdasın...
Está sempre pronto para me ajudar...
Bana mail yolla. Arkadaşlar giderler ama sen her zaman yanımdasın.
Manda-me um mail. eu quero que tu saibas que os amigos partem, o teu é o melhor olá.
Yanımdasın.
Você está aqui comigo.
Ne zamandır yanımdasın?
Há quanto tempo trabalhas para mim?
Şu anda yanımdasın. Gerçek bir kahramansın ve gerçek bir amacın var.
E agora está aqui e é um autentico herói e tem uma aventura genuína.
- Onun bir Von Muffling olduğunu hatırlatmak isterim. - Sabahları yanımdasın.
É a informação que ela tem andado a ocultar.
Akşamları yanımdasın.
Estás lá à noite. Nos momentos bons.
Sanki ikinizde yanımdasınız.
Parece que vocês os dois estão aqui comigo, neste momento
Benim yanımdasın diye öyle davranmak zorunda değilsin.
Não tens de me esconder nada.
Görüş alanımdasın bir bombanın yanında duruyorsun ve konuşma özgürlüğün yok sen ve senin kocan silah üretip onları her sikik ülkeye ya da sokaktaki göt heriflere ya da para ödeyebilen her Amerikan çocuğuna satıyorsunuz.
Está na minha linha de visão. Está ao lado de uma bomba e não tem a liberdade de dizer que você e o seu marido fabricam armas e que as vendem a qualquer país ou rufia, ou a qualquer miúdo tipicamente americano que vos pague?