Yapacak bir sürü işim var traducir portugués
94 traducción paralela
Pardon, yapacak bir sürü işim var.
Agora que chegou, com licença. Tenho um milhão de coisas pra fazer.
Çıkıyoruz ama onun dışında benim de yapacak bir sürü işim var.
De vez em quando saímos juntos, mas pode acontecer que a gente não se veja durante um ano. Não temos nenhum compromisso, nem projectos.
Olamaz, yapacak bir sürü işim var.
Meu Deus, todo este trabalho para fazer.
Bir hafta yatamam ben, yapacak bir sürü işim var.
- Não posso, tenho muito trabalho.
Yapacak bir sürü işim var, artık devam etsek diyorum sen ne dersin?
Acho que devíamos correr.
Oteldeyim ve yapacak bir sürü işim var.
Estou no hotel e ainda tenho muito que fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho tanto para fazer!
Saat çok geç oldu ve yapacak bir sürü işim var.
É muito tarde, e eu tenho muito que fazer. Eu...
Mac, yapacak bir sürü işim var.
Tenho muito trabalho para fazer.
Sen git kendi ülkenle ilgilen, yapacak bir sürü işim var!
Vai lá fazer essa tua viagem. Estou um pouco ocupado aqui.
Hemen. Bugün yapacak bir sürü işim var, efendim. İş bekleyebilir.
Quero que se apresente ao Conselheiro Telnorri e que comece a ter sessões de aconselhamento diárias enquanto ele achar aconselhável.
- Yapacak bir sürü işim var.
Desculpe-me mas tenho mais que fazer.
Biliyor musun, aslında yapacak bir sürü işim var.
Sabes que mais? Tenho muito trabalho para fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Eu tenho um bocado de trabalho para fazer.
Merak ediyordum acaba, şey... Şey, yapacak bir sürü işim var, ve...
Agora estou preocupado por não ser inteligente como a Leela, mas sinto-me aliviado por ser mais bonito do que ela.
Yapacak bir sürü işim var zaten.
Tenho muito trabalho a fazer.
Üstelik yapacak bir sürü işim var.
Há tanto o que fazer.
Sorun değil. Yapacak bir sürü işim var.
Não faz mal, tenho muito trabalho para fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
- Tenho muito trabalho a fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho imenso trabalho para fazer.
Çok çabuk. Yapacak bir sürü işim var.
É rápido, querida.
Muhtemelen yatacağım. Yarın yapacak bir sürü işim var.
Devia ir para a cama, amanhã tenho imenso que fazer...
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho muito que fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho muito trabalho para fazer.
İyi olur. Yapacak bir sürü işim var.
Tenho muito que fazer.
Dostum, yapacak bir sürü işim var.
Rapaz, tenho muitas coisas para fazer.
Dinle, dostum, reddedilmiş eski sevgililerle uğraşmak dışında yapacak bir sürü işim var.
Amigo, já tenho tantos problemas que não falo com um namorado abandonado.
- Şu andan itibaren yapacak bir sürü işim var. Seneye de Bonneville'e gideceksem tabii.
Tenho muito que fazer se quero voltar a Bonneville para o ano.
Yani, yapacak bir sürü işim var zaten.
Quer dizer, tenho muita coisa para fazer. Eu fico bem.
Ne var biliyormusun. Yoruldum atık, başım ağrıyor. Yapacak bir sürü işim var.
Será que quer vir jantar a minha casa?
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho melhores coisas para fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho de ir trabalhar.
Uh, aslında yapacak bir sürü işim var, bu yüzden.
Mas tenho muito trabalho, portanto... Ok.
- Bugün yapacak bir sürü işim var.
- Tenho muito que fazer hoje.
Yapacak bir sürü işim var.
- Tenho muito que fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Já terminou? Tenho muito o que fazer.
Öğleden sonra yapacak bir sürü işim var.
Tenho muito trabalho para hoje à tarde.
Yapacak bir sürü işim var.
Tenho todo este trabalho para fazer.
Bardaklarınızdaki suyu hemen bitirin ardından çekin gidin. Yapacak bir sürü işim var.
Acabem as vossas bebidas... e desapareçam da minha casa.
Eğer dalga geçmen bittiyse, yapacak bir sürü işim var.
Sim um pouco, vamos temos montes de trabalho para fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Vou estar muito ocupada.
Bilirsin, kocam gelmeden önce, yapacak bir sürü işim var.
Eu tenho uma data de coisas a fazer antes que o meu marido chegue.
Yapacak bir sürü işim var, ve aceleye getirmek istemem.
Tenho muito que fazer e não quero fazer as coisas à pressa.
Daha yapacak bir sürü işim var.
Tenho uma pilha de papéis na minha mesa.
Üzgünüm, yapacak bir sürü evrak işim var.
Lamento. Tenho uma pilha de papéis para tratar.
Hallie, kız arkadaşını bu geceki martini partisine getirecek misin? - Yapacak bir sürü işim var.
Vais trazer a tua amiga à nossa festinha de hoje?
Ayrıca yapacak bir sürü ayak işim var.
Além disso, tenho coisas para fazer.
Yapacak bir sürü işim var.
Entendido.
Tatil yapacak vaktim yok delikanlı. Bir sürü işim var.
Não é boa altura, tenho muito que fazer.
Bir sürü yapacak işim var.
Tenho muito trabalho a fazer.
Daha çok gencim, yapacak daha bir sürü işim var.
Sou jovem, ainda tenho muito para fazer.