Yapmadın mı traducir portugués
2,013 traducción paralela
- Askerliğini yapmadın mı?
Algum de vocês serviu no exército?
Sence... Sence yanlış hiçbir şey yapmadın mı?
Não acha que fez nada de mal?
- Hâlâ plak anlaşması yapmadın mı?
- Mas ainda tens o contrato, certo?
Daha önce bunu yapmadın mı?
Nunca fizeste isto antes?
Bunu daha yapmadın mı?
Ainda não o fizeste?
Elinden gelenin en iyisini yapmadın mı?
Não fizeste o teu melhor?
Yeterince yapmadın mı? Gerçekleştirmek için çalıştığımız gizli operasyonu çoktan batırdın bile.
Já destruíram uma operação secreta que passámos anos a preparar.
Sen hiç delice bir şey yapmadın mı?
Nunca fizeste nenhuma loucura no momento?
Yani yapmadın mı?
Não o fizeste?
Hiç bir kadın için aptalca bir şey yapmadın mı?
Nunca fez nenhuma maluqueira por uma mulher?
O zaman gittin ve hiçbir şey yapmadın mı?
Então, voltaste e não fizeste nada?
Bunları sen yapmadın mı?
Não fizeste nenhuma daquelas coisas?
Yani yapmadın mı?
- Então não o fizeste?
Artık o rakun makyajını yapmadığına memnun olmam dışında mı?
Além de estar satisfeito por já não usares aquela maquilhagem de guaxinim?
Bazen numara yaparken bazen yapmadığını mı düşünüyorsun?
Achas que finge umas coisas e não outras?
Bakın, ben bir şey yapmadım.
- Olha, eu não fiz nada.
Ben yanlış bir şey yapmadım. Yapmanız gerekeni yapın dostum.
Faz o que tens a fazer, meu.
İçinde bulunduğun bu durum yüzünden..... olay yeri incemelerindeki zorlanmalara rağmen..... yanlış bir şey yapmadın ya da kullanmadın mı?
A sua condição não colocou qualquer limite aos químicos que podia usar no processamento da cena do crime?
Kimse benimle öyle bir şey yapmadı, anladınız mı?
Nunca ninguém se meteu comigo dessa maneira,'tá a ver?
Anlaşmayı yapmadım Ama sanırım Edmond babasını sattı.
- Não aceitei o negócio. Mas acho que o Edmond denunciou o pai.
Yoksa daha yapmadınız mı?
Eu disse que não podiam tomar!
Bunu benim için yapmadığını umarım, böyle bir şey istemedim senden.
Não fizeste isso por mim quando te pedi.
Babamın vermiş olduğu parayı alıp borcumu ödeyebilirdim, ama yapmadım.
Podia ter ficado com o dinheiro que o meu pai me deu e ter pago a minha dívida, mas não consegui fazê-lo.
Onu ve diğerilerini de... Yapmadınız mı?
A ele e a todos os outros...
Tanrım, bunu yapmadın.
Meu Deus, não acredito.
Ameliyatını yapmadığım için hâlâ bana kızgınsın ve bunu anlayabiliyorum.
Ainda estás chateado por eu não fazer a tua cirurgia. E eu percebo.
Ben yapmadım. - Neyi yapmadınız?
Não fui eu.
Bilirsin, normalde yapmadığın şeyler yaptın mı?
Sabes, fizeste alguma coisa que normalmente não farías?
Kevin'in, Dow'un Bhopal'i düzeltmek için neden hiçbir şey yapmadığını tanıdığımız herhangi birinden daha iyi açıklayabileceğini düşündük.
- Mais do que ninguém, nós sabíamos, nós pensávamos que o Kelin podia explicar a indiferença da Dow.
Seninle seks yapmadım diye sen de tüm hayatımı aldın benden yani?
Por eu não ter sexo contigo, tu... tiraste-me a minha vida?
- Ama sen olmayacaksın. - Tabi dediklerimi yapmadıkça. - Evet, ne gerekiyorsa yapacağım.
- Mas você não, a não ser que faça exactamente o que eu disser.
Benden kaçmak dışında hiçbirşey yapmadın, Bu yüzden bu gece buraya arkadaşım olarak gelmedin. Sen benim şoförümsün, işte bu kadar.
Esta noite não és meu amigo, és meu motorista, e mais nada.
Evleniyorsunuz, Ve hiç seks yapmadınız mı? Herhangi biriyle?
Tu vais te casar, e nunca tiveste sexo com ninguém?
Bak, ben şunu anladım, Owen için hiçbir zaman düzgün bir kadın olamadım, hiçbir zaman ona ne kadar değer verdiğimi göstermek için tüm bu küçük sevimli şeyleri yapmadım.
Percebi que nunca fui a esposa ideal, nunca fiz coisas adoráveis para mostrar o quanto me importo com ele.
Yapmadın mı?
- Você não fez?
Beni kurtarmak için yapmadığın bir şeyi, itiraf edemezsin. Çünkü kurduğun her şey, beraber kurduklarımız, eğer böyle yıkılmasına izin verirsek, bu sona ermeyecek.
Um dia estou em Nova lorque numa conferência, esbarramo-nos e... ela perguntou-me se me podia entrevistar.
Kimsenin hayatım boyunca bana yapmadığını son bir kaç haftada bana yaptın.
Fizeste mais por mim nas últimas semanas do que alguém fez em toda a minha vida.
- Sen yaptın. - Hayır yapmadım.
- Sim, Jake, é a sua bomba.
Bakın, bunu ben yapmadım.
- Olhe, não fui eu que fiz isto.
Tamamını ben yapmadım. Sadece...
Não o inventei todo.
Sen Brooklyn'li ayak takımıyla yapmadın sanki.
Como se tu não tivesses feito o mesmo com os restos do Dumbo.
- Evet. Peki, Jenny size onun kaybolduğunu söylediğinde hiçbir şey yapmadınız mı?
E a Jenny disse-lhe que ele estava desaparecido, e não fez nada?
Majesteleri Kralın aleyhinde yanlış bir şey yapmadım.
Nada fiz de mal contra Sua Majestade.
Sonra kardeşinin çikolatalarını suç mahallinde buldum. Ben bir şey yapmadım. Çikolataları güven sağlamak için kullandınız değil mi?
De início, julguei que talvez tivesse contratado alguém para fazer isto, Dina, mas achei a caixa de chocolates da sua irmã, no local do crime.
Şaka yapıp yapmadıklarını anlayamadım.
Não consigo perceber se estão a brincar ou não.
Kızdın çünkü ot kulübüne seni ortak yapmadım.
Estás chateado porque não te incluí no clube da erva.
Bana şimdiye kadar hiçbir şey yapmadığını mı söylüyorsun?
Queres dizer-me que nunca andaste lá em cima, a semear algumas nuvens?
Hayır, yapmadın. Yapsaydın ben duyardım.
Não, não fizeste ou teria ouvido algo sobre isso.
Hayır - Tamam o halde arkadaşım seks yapmadın
Não Bem amigo, não teve relações sexuais.
Bay Tanner, sizinle iyi bir başlangıç yapmadığımızın farkındayım ve bunun için özür dilemek istiyorum.
Sr. Tanner, compreendo que o senhor e eu não tivemos o melhor dos começos, e quero pedir desculpa por isso.
Baygınken bana o ejderhalı kadının kim olduğunu söyleyemeyeceğin için yapmadım.
Mas se estiveres inconsciente não vais poder responder a perguntas como quem era aquela senhora dragão?