Yapmıyorum traducir portugués
5,054 traducción paralela
Şaka yapmıyorum, elinde bir demet çiçek var. Hayır, geliyor.
- O Max vem aí com um ramo de flores.
Şaka yapmıyorum hadi.
Não estou a brincar. Então? Vá lá.
Max, şaka yapmıyorum.
Se não vieres comer, eu vou comer. Max, não brinques.
- Pek bir şey yapmıyorum.
O que tens feito?
Sana işkence yapmıyorum.
Não te estou a torturar.
Öyle yapmıyorum, sana geri dönmeyeceğimi söylemiştim.
Não o estou a deixar à espera, e disse-te que não vou voltar.
Öyle sıkıntı falan yapmıyorum.
Não estou nervoso nem nada. Só que...
Şaka yapmıyorum, Frank, bunları götürmek yok.
Eu falei a sério, Frank. Não podes levar coisas daqui.
Size şantaj yapmıyorum Bayan Underwood.
Não é extorsão, Sra. Underwood.
- Ben bir şey yapmıyorum.
Eu não estou fazendo nada!
Bazı insanlar öne ve arkaya da koyuyorlar, aynı bebek bezi gibi ama ben yapmıyorum, iki tane yetiyor.
Algumas põem dois pensos na vertical, um na horizontal à frente e outro atrás, como uma fralda, mas eu uso apenas dois empilhados.
Ama ben etrafta dolaşıp duygusal arkadaşlar edinmeye çalışmıyorum veya tüm gün onları sikme planı yapmıyorum.
Talvez eu sinta isso. Mas não ando por aí a arranjar amigas emocionais, nem passo o dia a pensar fodê-las.
Gösteriş yapmıyorum.
Eu não estou a fingir.
Hiçbir şey yapmıyorum.
Não faço nada.
Servet avcısıyım, çünkü senin gibi yapmıyorum. " Hey, süper!
Sou uma interesseira porque não digo : " Fantástico!
Kendini açmak da çok zorlanıyor ve ona asla baskı yapmıyorum. Ama çok incindiğini anlayabileceğim kadar geçmişine dair şey paylaştı.
Ela tem dificuldade em abrir-se e nunca a forcei, mas ela partilhou algo do passado pelo que sei que ela guarda mágoas.
Ben onu yapmıyorum aslında.
Eu não faço isso.
Hiçbir şey yapmıyorum. Motor çalışmayı kesti.
Não estou a fazer nada, o motor parou de funcionar.
Balık tacoları yapmıyorum burada, Larry.
Não estou a fazer tacos de peixe, Larry.
Şaka yapmıyorum.
Não estou a brincar.
Noni, şaka yapmıyorum bak.
Noni, eu não estou a brincar.
- O zaman yapmıyorum.
- Eu não faço isto.
Hiçbir şey yapmıyorum. Motor çalışmayı kesti.
Não estou a fazer nada, o motor parou de trabalhar.
Bu durumda değil. Gemiyi kayalıklardan uzaklaştırıyorum, tam tersini yapmıyorum.
Estou a levar o navio para longe das rochas, não na direção delas.
Hayır, öyle şeyler yapmıyorum.
Não, eu não faço este tipo de coisas.
Epeydir böyle şeyler yapmıyorum, yani...
Não faço isto há algum tempo, portanto, se eu...
- Hile yapmıyorum. - 3.
- Não estou a fazer batota.
- Evet ama ben kan büyüsü yapmıyorum.
- Não faço rituais de sangue.
Şaka yapmıyorum tamam mı?
Não estou a brincar, certo?
Bana bakma. Ben öyle şeyler yapmıyorum.
Não olhes para mim, não faço isso.
Basın sizi sıkıştırırsa, bu tür dedikodulara tellallık yapmıyorum demeniz yeterli.
Se a imprensa o encurralar, diga que não espalha mexericos.
Ben bile tek başıma bir şeyler yapmıyorum.
Sozinho, eu não faço as coisas tão bem.
Seninle her hangi bir anlaşma yapmıyorum.
Não faço acordos contigo
Bunu sadece kendim için yapmıyorum.
Não estou a fazer isso por mim.
- Hile yapıyorsun. - Hayır, yapmıyorum.
- Isso é batota.
- Ben yapmıyorum.
- Eu, não.
- Hayır, pek yapmıyorum.
- Não muito. - Que vergonha.
O tür şeyler yapmıyorum.
Não faço esse tipo de coisa.
Moral bozanlık yapmıyorum, gerçekçi davranıyorum.
Não estou a ser depressivo, estou a ser realista.
Sana asık surat yapmıyorum.
Esta não é a minha cara de maldisposto.
- Şaka yapmıyorum, anne.
- Não estou a brincar, mãe.
Bunu artık yapmıyorum.
Já não fazemos isso.
Hatırlıyorum çünkü miksajı Matt yapmıştı.
E... é... Eu me lembro, pois o Matt fez a mistura a ela.
Evet, sanırım üç saat önce yapmış olmam gereken konuşmayı yapmak yerine oğlumdan daha beceriksiz dandik bir doktorla kurbağalı gölde anahtar arıyorum.
Sim, bem, eu devia fazer um discurso h � tr � s horas e, em vez disso, estou no meio de um lago � procura de uma chave com uma m � dica de merda que nem sequer consegue cuidar do meu filho.
- Sana götlük yapmıyorum.
Não estou a ser idiota contigo...
Hayır, şa-şaka yapmıyorum.
Não estou a brincar.
- Gerçekten üstümle bir şeyler yapmışsan... - Yapıyorum.
Se tivesse andado a fazer algo com o meu superior...
- Ben yapmıyorum!
Eu não!
- Hayır, yapmıyorum.
- Não.
- Johnny hile yapmıyorsan benim yaptığımı nereden biliyorsun? - Çünkü seni tanıyorum.
Johnny, como sabes que estou a fazer batota, se não estou a fazer batota?
Adamlarına bunu her kim yapmışsa, güç için yapmış olduğunu sanıyorum.
Quem vos fez isto, imagino, que eram uma oferenda para ganhar mais poder.