English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yarım saat mi

Yarım saat mi traducir portugués

90 traducción paralela
Yarım saat mi?
Meia-hora?
Yarım saat mi?
Daqui a meia hora?
Yarım saat mi?
Meia hora!
Yarım saat mi?
Meia hora?
Yarım saat mi? Bu sürede çadırlarımızı bile kuramayız.
Nem temos tempo de montar tudo.
- Yarım saat mi?
Meia hora?
- Sadece yarım saat mi?
- Só meia hora?
Yarım saat mi istiyorsun?
Que fazemos? Queres meia-hora?
- Yarım saat mi?
- Em meia hora?
Yarım saat mi? Grup seansı için hazırlanacaktık. Kusura bakma.
Mas nós estamos a prepararmo-nos para o workshop.
Ne kadar sürdü, yarım saat mi?
Quanto tempo levaste? Meia hora?
On dakika mı, yirmi dakika mı, yarım saat mi?
Dez minutos? Vinte? - Meia hora?
- Yarım saat mi?
- Meia hora?
Ne kadar sürer? Yarım saat mi?
Quanto tempo é que vai demorar?
Nathan bayılalı 20 dakika mı olmuştu, yoksa yarım saat mi?
Vinte minutos depois de o Nathan desmaiar, talvez meia hora?
Yarım saat mi düşündüm ben?
¡ Que! ? Levo meia hora reflexionando.
Yarım saat mi?
- Meia hora?
Yarım saat sonra diyelim mi?
Pode ser daqui a meia hora?
- Yarım saat mola verelim mi? - Hayır.
- Intervalo de meia hora.
Ve sen onun yarım saat içinde geleceğini mi söylüyorsun?
E chega daqui a meia hora?
Yarım saat sonra, aşağıda veda kokteyli verilecek. - Şimdiden mi?
Daqui a meia hora, esteja lá em baixo para o cocktail de despedida.
Benim ailemi yarım saat içinde mi?
A minha família em meia hora?
Yarım saat iyi mi?
Cerca de meia hora?
Seni alması için yarım saat sonra arabamı göndereyim mi?
Posso mandar o meu carro buscá-la dentro de meia hora?
Sen biraz önce,'yarım saat sonra görüşürüz, anne'mi dedin?
Acabas de dizer : "Até daqui a meia hora, mãe?"
Yani, cinayetten yarım saat sonra, sanığın arabasına atlayıp, 100 km. öteye gittiğini mi söylemeye çalışıyorsunuz?
Você viu o acusado uma hora depois do assassinato parado junto ao seu carro a 150 km da cena do crime?
Ama savunma makamı, size bir görgü tanığı sundu, öyle değil mi? Yemin etmiş bir kanun adamına ettiği yeminle ifade vererek, sanığı Greenwood Mississippi'de gördüğünü söyledi. Cinayetten yarım saat sonra 100 km. ötede.
Mas a defensa apresentou-vos a uma testemunha ocular um oficial juramentado da policia que testemunhou, sob juramento, que viu o acusado em Greenwood, Mississipi a 150 km de Jackson menos de uma hora depois do assassinato.
Oh, yarım saat mi?
Meia hora?
Dr. Benton, her şeyi bitirdim, ve gece vardiyam yarım saat sonra başlayacak. - Bir şeyler yemeye gideyim mi?
Dr. Benton, já fiz tudo, e o turno da noite só começa daqui a meia hora.
En az yarım saat önce geri döndüm. Sen de hissetmeye başladın değil mi?
Se você quer minha cooperação, Embaixador, você vai ter que fazer melhor do que isto.
Ben de çekinizi vereyim. Yarım saat içinde diyelim mi?
Pode ser dentro de meia-hora?
Bu adam yarım saat-bir saat önce gördüğümüz adam değil mi?
Não viste este homem à meia hora atrás?
Yarım saat içinde gelir mi?
Ela está aí dentro de meia hora...
Yarım saat önce sigara almak için bir bey geldi mi?
Veio cá um homem comprar cigarros há meia hora?
- Yarım saat yeter mi?
- Meia hora chega?
Yarım saat için telefon yok, değil mi?
Nada de telefonemas durante meia hora?
Ama onunla yarım saat görüşünce bunları anlayıverdin öyle mi?
E após uma ausência de vinte anos percebeu isso numa acumulação de meia hora que passou na presença dela?
- Öyle mi? Yarım saat önce.
- Faz meia hora.
Hey, yarım saat önce Sookie'nin oradan alevler mi çıkıyordu?
Vi chamas a sair da casa da Sookie há cerca de meia hora?
Aeryn'i beklememiz gerekmez mi? Dediği gibi, yarım saat bekleyeceğiz.
Esperaremos meio arn, como ela disse.
Tören yarım saat sonra biliyorsun, değil mi?
A cerimônia é em meia hora, sabe, não?
- Yarım saat mi?
Porque não um pouco mais?
Bundan sonraki yaşamımızda, Nerissa'dan vermesini isteyeceğim ilk karar yatmak için yarın akşama kadar mı bekleyecek? Yoksa sabaha iki saat kala şimdi mi yatacak?
A primeira pergunta que farei à minha Nerissa será... que prefere esperar o anoitecer... ou dormir agora... perto do alvorecer.
Yarım saat sonra gidip kahve içelim mi?
Queres tomar um café daqui a meia hora?
Aslında yarım saat önce buradaydı. - Öyle mi? - Evet.
- Ele esteve aqui há meia hora.
- Yarım saat önce mi? - Evet. Yarım saat önce.
- Ela não respondeu.
- Sokakta yarım saat mi?
Meia hora em baixo esperando-te...?
Yarım saat içinde mi, o yolu gidip gelirdi?
Meia hora na estrada e entrega.
Yarım saat önce kapı çaldı ve açmaya zor cesaret ettim. Aslında çok saçma. Katil geri dönerse herhâlde kapıyı çalmaz, değil mi?
A campainha tocou há meia hora e quase não conseguia ir à porta, o que é um disparate, o assassino não deve voltar e tocar à porta, pois não?
- Yarım saat kadar bekleyemez mi?
- Pode esperar meia hora?
Yarım saat sonra geleyim mi?
Queres que eu volte daqui a cerca de meia hora?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]