Yarın mı traducir portugués
14,684 traducción paralela
Yarın mı?
Amanhã?
- Yarın mı?
- Amanhã?
Dinleyin, arkadaşlar, bugün için yaşamaya devam mı edeceğiz yoksa yarın neler yapabileceğimize mi bakacağız karar vermelisiniz.
O que quero dizer é que temos de decidir se continuamos a viver hoje, ou se planeamos viver amanhã.
Kadınların senin için yarışacağını mı sanıyorsun?
Pensas seriamente que as mulheres lutavam por ti?
İmha olma yolunu yarılamışken, aracımın bagajında uyandı.
Ele acordou na mala, quando ia a caminho de ser eliminado.
Yarın yaparsın tamam mı? Git.
Fazes amanhã, sim?
Buraya çok hızlı geldim, saçımın yarısı Midtown'da * kaldı.
Sabem, vim a correr para cá tão rápido, que deixei metade do cabelo no Centro.
Yarın uyandığımızda bizim için yeni bir sayfa açılacak.
Quando acordares de amanhã, vai iniciar um novo capítulo para nós.
Ama yarın hapıma ihtiyacım var. Onu gözünün önünden ayırma.
Não o deixes sair de vista.
Cyril'ın teknoloji harikası oyun sistemiyle sayesinde de yarı cüce, yarı ateş büyücüsü Piromanyak'ı yeni bir seviyeye geçirebilme şansım oldu.
Com o sistema topo de gama do Cyril, consegui levar o meu semi-duende do fogo, metade gnomo e metade touro, Pyrominiyak, a um nível superior. O nível três!
Bunu yarın sabah yapıyoruz yani çalışmaya başlayalım.
Vamos fazer isto amanhã, então ao trabalho.
Yarının sorununu yarına bırakmak lazım demişler.
Amanhã eu cuido disso.
Yarın Guy Fawkes gününü kutlayacağımı söyledi.
Quer dizer, ela disse-me que amanhã íamos celebrar o Dia de Guy Fawkes.
Yarın tekrar gelmemiz lazım.
Temos de voltar amanhã.
Adamımı harekete geçmeye hazır olduğumuza ve yarın cesur bir adım atacağımıza ikna ettim.
Só tenho de convencer o meu tipo que podemos avançar e amanhã mergulhamos de cabeça.
Ondan yarım kilo alabilirsen şanlısın ama kendini nakavt etme, tatlım.
Com sorte, consegue 200 gramas, mas faça como quiser, querida.
Haftanın yarısı yanımızda olmayacaksın.
Gostas de estar longe meia semana?
- Lisedeyken hayali gitar çalma yarışmasını kazanmıştım.
Venci um concurso de guitarra imaginária no liceu.
Her yıl yaklaşık yarım milyon albatros yavrularını büyütmek için buraya geliyor.
Quase meio milhão volta aqui todos os anos para criar a prole.
Tamam, çatlağın içine 12 metre aşağı yukarı yarım litre karışım eder.
Está bem, desce 12 metros até à rachadela, cerca de meio litro de mistura, mais ou menos.
Lütfen talimatlarımıza uyun ki biz de yarın Noel'de onlarla olabilelim.
"Por favor, sigam estas instruções para ficarmos com eles amanhã no Natal."
- Yarın, kızakla birinci ben kayacağım.
Amanhã vou primeiro no trenó.
Dediğim gibi, yarın suç duyurusunda bulunacağım ve saat 14 : 00'te suç duyurusunun metni sizlere dağıtılacak.
Vou apresentar, como já tinha dito, uma queixa-crime, amanhã. Por volta das duas da tarde, estará disponível.
Hâkim, araziyi kefalet teminatı olarak kabul etmemekle kalmadı kefalet tutarını yarım milyon dolardan 750.000 dolara yükseltti.
Agora, o juiz não só negou aceitar a propriedade como fiança, como a aumentou meio milhão de dólares, para 750 mil dólares.
Bu gördüğünüz yarım daire şeklindeki deforme kısmın yanında bir tane de küçük ve yine anormal bir delik bulunuyor.
Este defeito semicircular tem outra fissura não-natural, mais pequena, aqui.
Sizin hazırladığınız rapor ise yarım sayfadan biraz kısa mıydı?
A sua contribuição foi um pouco menos de meia página?
Yarın sabah 10'da benim odamda olun. Sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
Então, amanhã, às 10 : 00, nos meus aposentos.
Yarın akşam katedralda, boksör programım var.
Tenho um boxeur a lutar amanhã à noite.
Allahtan, Edmundo yeni salata sosu tadımını yarına ayarlayabildi.
Pelo menos o Edmundo reprogramou, ver o adereço para amanhã.
Tatlım, yarın annemlerde kahvaltı yapacağız.
Temos um café da tarde em casa dos meus pais.
Ama canım yarın ofise gitmem gerektiğini sana söyledim sanıyordum. Ah, evet.
Ah, sim.
Takım arkadaşlarımın yarısı düğüne geliyor.
Vem aí a equipa.
- Ortaokul yıllarımın yarısını onun ofisinde geçirdim.
Pasei metade de meus anos no seu gabinete.
Yarış kızağı etkinliğine geçelim. Jamaika takımı Eddie'nin ışığını çalmaya niyetli...
Mas agora vamos voltar à prova dos trenós... onde a equipa da Jamaica está a tentar roubar o...
Evet, yarın karnına mermi yediğinde bir topçu subayı bul bak bakalım yardım edebiliyor muymuş Will.
Sou sim. Então Will, quando levares um tiro, por que não pedes ajuda a um oficial da artilharia?
Beni yakaladılar. Katırı ve yaban domuzlarımızı aldılar mısırın yarısını aşırdılar ve askere alındığımı söylediler.
Pegaram-me, levaram a mula, os porcos, metade do milho.
Yarın yanımda olacak mısın?
Vai estar junto comigo amanhã?
Evet, yarın yanında olacağım.
Sim.
Duydun mu? Yarın yanında olacağım.
Vou estar contigo.
Yarın gelip eşyalarımı alacağım.
Amanhã volto para vir buscar as minhas coisas.
Bak, geçen yılımın yarısını sevgili bulma sitelerinde en iyi adayları görmek için bir algoritma yaratıp elektronik tablonun içine indirmekle zamanımı harcadım.
Eu passei metade do ano passado a criar um algoritmo que pesquisa os melhores candidatos em várias apps e faz o download para uma folha de Excel.
Hayır, sorun değil, seni yarın ararım.
Não quero. Amanhã ligo-te.
Yarı korkak, yarı kızgın hissedenler için bir kelime var mı?
Há uma palavra para meio receoso, meio zangado?
Oldu bilin, akşam bitirene kadar çalışır, yarın sabaha size sunarım.
Não diga mais nada. Ficarei acordado até tarde e trago-lhe logo pela manhã.
- Seni yarın alırım.
- Vou buscar-te amanhã.
Yarın el presidente'yi indirebilecek konumda olacağım.
Amanhã estarei em posição para eliminar el presidente.
Yarın Rus arkadaşımız pek iyi hissetmeyecek.
Amanhã, o nosso amigo russo não se sentirá muito bem.
Yarın öğleden sonra açığım.
Tenho uma vaga amanhã à tarde. Marca consulta.
Yarın geçitte olmayacağım.
Amanhã não vou desfilar.
Yarın akşam o ringde ölümü bile göze almış durumdayım anlayacağınız.
No fundo, eu estou disposto a morrer amanhã naquele ringue.
Onun gururu yüzünden halkımın yarısı öldü.
O seu orgulho causou a morte de mais de metade do meu povo...