Yoksa ben traducir portugués
2,630 traducción paralela
Sakıncası yoksa ben sadece listene göz atacağım.
Vou só dar uma olhadela na tua lista, se não te importas.
Yoksa ben mi karayım?
Devo ter confundido nevoeiro com desfocado
Yoksa ben miyim gri olan?
Ninguém responde, praça de táxi vazia
Yoksa ben miyim üzgün olan?
Big Ben deve ter derretido, já não sei que horas são.
Eğer sakıncası yoksa ben buketle biraz zaman geçirebilirim.
Eu gostaria de passar algum tempo com o bouquet, se não te importares.
Yani bunu berbat etmesen iyi olur gik, yoksa ben...
É bom que não faças asneira, "excêntrico do cinema", senão...
Bir şey diyeyim, sakıncası yoksa ben evime gidiyorum.
Sabes que mais? Se não te importas, vou directamente para casa.
Onu kendin mi öldürmek istersin yoksa ben icabına bakayım mı?
- Queres ser tu próprio a matá-la, ou posso acabar com isto? - Muito bem, entrámos.
Bana mı öyle geliyor, yoksa ben bu işte şahaneyle siz çok mu ağır kalıyorsunuz?
Um bocado muito pequeno. Sou só eu? Ou sou apenas, muito bom nisso e vocês são muito lentos?
Yoksa ben yaptıracaktım.
Assim já não tenho de o plastificar.
- Dağ gelinciğini besleyebilir misiniz yoksa ben...
Posso alimentar o furão ou...
Deputy Duchamp, bu takımı istenen hale getir.. .. yoksa ben yaptırırım.
Agente Duchamp, organize esta equipa ou vou ser forçado a fazê-lo por si.
Uyandır yoksa ben yaparım.
Acorda-o, ou faço-o eu.
Temizleme bölgelerine bakacak mısın yoksa ben mi bakayım?
Quer analisar as áreas infectadas, ou analiso eu?
Kaltak, lanet çeneni kapalı tut yoksa ben senin için kapatırım.
- Agora, porque é que você... - Cabra, mantenha a sua boca fechada, ou fecho-a por si.
İtirazın yoksa ben başlayacağım. Başla.
Se me permites, eu assumo.
Aldığın yere geri götür, yoksa ben götürürüm.
Leva-o de volta para o canil ou eu fá-lo-ei.
Çünkü yoksa ben çıkacağım.
Se não precisas, vou embora.
- İyi olur yoksa ben senin suratını eğeceğim.
- É melhor, ou quem cede é a merda da tua cara.
- Yoksa ben mi söyledim?
- Ele não me disse.
Yere yatıp ölü numarası yapmak istiyor musun yoksa ben mi yapayım?
Queres deitar-te no chão e fingir de morta ou deito eu?
Önce sen mi duş alırsın, yoksa ben mi alayım?
Queres tomar banho primeiro ou queres que vá eu?
Ona bilmek istediği şeyleri söyleyeceksin yoksa ben söyleyeceğim!
Vão contar-lhe o que ele quer saber ou conto eu!
Ona bilmek istediği şeyleri söyleyeceksin yoksa ben söyleyeceğim!
São eles! Vão contar-lhe o que ele quer saber ou conto eu.
İtirazın yoksa ben başlayacağım.
Se me permites, eu assumo.
Sıkı çalışıyorum, yoksa ben mi sıkıyım?
Trabalho no duro... ou estou duro?
McGee, yoksa ben sağlarım.
Ou eu farei.
Bölüm'ü aramak ister misin, yoksa ben mi arayayım?
Quer ligar à Divisão ou ligo eu?
Çeneni kapat yoksa ben sonsuza kadar kapatırım.
Mantem a boca calada, ou eu calo-a para sempre. Vamos.
Ben gidiyorum yoksa gerçekten geç kalacağım.
Mas, vão ter que decidir.
Ben durdum mu yoksa sen mesaj yazarken önünü mü görmedin?
Parei ou está a mandar mensagens e não vê para onde vai?
Tüm bildiklerini anlatmak için ben kapıyı açana kadar süren var. Yoksa bu babana baskı yapma oyunu çok daha ciddi bir hal alır.
Ouve, tens até eu ir à porta para dizeres o que sabes e como soubeste, senão a tua prisão vai ser mais que uma pressão no teu pai.
Ben yetenekliyim. Bunu geri al yoksa...
Sou talentosa, retira o que disseste senão...
Aslında Gurjit öldürüldüğü için çok şanslı, yoksa onun boynunu ben kırardım.
O Gurjit tem sorte de estar morto, de contrário torcia-lhe o pescoço.
Yoksa kalbimi kırdığın için ben de onunkini mi kırmak istiyorum?
Ou achas que porque me partiste o coração, eu quero partir o dele?
Sadece ben mi yoksa başka biri de daha önce burada bulundu mu?
É impressãoo minha, ou já esteve aqui antes?
Ben sadece bu konuyu kendiniz için zorlaştıracak mısınız yoksa uzlaşacak mıyız onu bilmek istiyorum.
Só quero saber se vai dificultar, ou resolver a bem?
- Mahsuru yoksa ona ben eşlik edeyim.
Eu acompanho-a se não se importa.
Şimdi Ryder'ın yanına gidip biraz yardım alabilirsin yoksa bunu senin için ben yaparım.
Vai a Ryder e procura alguém para te ajudar ou então faço isso por ti.
Sakıncası yoksa, içeri girebilir miyim? Ben biraz meşgulüm.
Importa-se que entre?
Yoksa suçladığın kişi ben miyim? Şuan suçlanan tek kişi benim, Betsey tarafından.
Aos olhos da Betsey, a culpada sou eu.
Ben öyle hissediyorum, yoksa onu dışarı atarım.
Se não estou para ai virada, corro com ele da cama para fora.
Ben buradan devam edeyim, sakıncası yoksa tabii.
Vou assumir a partir daqui, se não se importar.
"Karıştırdılar mı yoksa hakikaten ben mi seçildim?" diye düşündüm bir an.
E, então, pensei : "Eles enganaram-se ou sou mesmo eu?"
Çabuk olsa iyi olur yoksa anlaşma biter ve ben de müvekkillerinin peşine düşerim.
É bom que seja rápido senão acaba-se o acordo e vou atrás dos teus clientes.
Yoksa tanıdığın tek günahkâr ben miyim?
Ou sou a única pecadora que conheceste?
Pardon ama ben bir parti evi yoksa emeklilik evimi çökerttim?
Desculpa, mas estou numa festa na mansão ou num asilo?
Evet, ama o implantlerden almak isteyeceksin yoksa on yıl sonra ben aynı kalırken sen yaşlanacaksın.
Sim, vais precisar daqueles implantes, de contrário vais envelhecer e daqui a 10 anos vou estar exactamente o mesmo.
Baksana, ben deli miyim yoksa?
Repare, estou louco?
Ben mi gideyim yoksa sen mi gideceksin?
Queres que eu o agarre ou...
Kraliçeyi bul. Yoksa tek sokulacak kişi ben olmayacağım.
Encontra esta Rainha ou não vou ser a única a ser picada.
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
benim 5594
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
benim 5594