English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yorum

Yorum traducir portugués

401,760 traducción paralela
Lillian! Eh, bakıyorum sonunda seni ve Kimmy'yi dinlemek için çöpten aldığım bebek telsizini bulmuşsun.
Estou a ver que finalmente encontraste o intercomunicador de bebés velho que escondi aqui para te ouvir a ti e à Kimmy.
Sanıyorum bu kadını tanıyorsunuz.
Menina Schmidt, penso que conhece esta mulher.
Karanlığa kurşun sıkıyorum ama...
Enfim, sei que é um tiro no escuro, mas...
Sadece yapmamı söylediğin şeyi yapıyorum.
Só estou a fazer o que me disseste.
O gemide yaptıklarım yüzünden cezalandırılıyorum.
Estou a ser castigado pelo que fiz naquele cruzeiro!
Bir turta yapıyorum.
Estou só a fazer... uma tarte!
Oyuncak hayvan dolu yatağım için fazla yaşlanıyorum.
Estou a ficar velho para a minha cama cheia de peluches.
Parfümünü tanıyorum.
Reconheço o teu perfume.
Delgado'yu tanıyorum Jack.
Jack, eu conheço o Delgado.
- Emin olmaya çalışıyorum. - UMT'yi asmaya çalışıyorsunuz.
- Só quero esclarecer as coisas.
Anladığımı sanmıyorum.
Não tenho certeza se percebi.
Ajan Montgomery, 24 saattir kocama ulaşamıyorum.
Agente Montgomery. Não consigo contactar o meu marido há 24 horas.
Yanlış sebeplerden bir arada olduğumuzu söylediğin yeri hala hatırlıyorum.
Sabes, ainda me lembro exactamente onde estávamos quando me disseste que estávamos juntos pelas razões erradas.
- Niye sizinle kalamıyorum?
Porque não podem ficar comigo?
Evet. Dylan'ı hatırlıyorum.
Sim, eu lembro-me do Dylan.
İnsanların ne dediğini umursamıyorum. Birinin hayatı elindeyken o sorumluluğun ağırlığını hissedersin.
Quando temos a vida de alguém nas nossas mãos, sentimos o peso dessa responsabilidade.
Ve tabii ki üzüntünü belli etmeyebilirsin, ama duygularını açıp kapamanın öğrenilebilecek bir şey olduğunu sanmıyorum.
E, claro, podemos por uma cara seria, mas acho que nunca aprendemos a ligar e desligar as nossas emoções.
- Hemen KUP'yi arıyorum.
Vou ligar a KNP agora.
- Hayır, sanmıyorum.
Eu não acho.
Evet ve daha İngilizce konuşamayan sizlerden yorum almayı çok seviyoruz.
E adoramos os vossos comentários. Vocês que não falam inglês.
Pekala, Delphine'nin bu işe nasıl dahil olduğunu anlıyorum ama Coady'yi yakalamamızı sağlayan kaynak o muydu?
Eu percebo o envolvimento da Delphine neste assunto, mas foi ela a fonte que te deu informações sobre a Coady?
Tabii ki de hatırlıyorum.
Claro que lembro.
Suçluyum, soykırımı onaylamıyorum.
Culpada. Reprovo o genocídio.
Kendimi tesislere yeniden alıştırıyorum.
Estou a matar saudades das instalações.
Şu anda sana şifreyi mesaj atıyorum.
Estou a mandar-vos a senha agora.
- Bağırmıyorum ki.
- Não estou a gritar.
Tamam mı? Sana inanıyorum.
Eu acredito em ti.
Len! Seni tanıyorum, tamam mı?
- Len, eu conheço-te.
Geldiklerini sanmıyorum.
Eu acho que eles não vêm.
Yorum yapacak mısınız?
Tem algum comentário a fazer?
Tanımıyorum.
Não conheço.
- Seni aydınlatıyorum.
- Não, estou a informá-lo.
Yarın yola çıkıyorum.
Parto amanhã.
Kaçıranlarla irtibat kuramıyorum.
Não consigo contactar os raptores.
Ben... hiçbir şeyi atamıyorum.
Simplesmente, sabe... Não consigo deitar nada fora.
Bu enseyi tanıyorum.
Reconheço esse pescoço.
Ben de bu ağacın altına tuvaletimi yapıyorum.
E debaixo desta estou a aliviar-me.
Ben herkesle çalışıyorum.
Eu trabalho com toda a gente.
- Katılmıyorum. Biliyorum.
- Discordo.
Katılıyorum.
Não o contesto.
Ben de onları tanıyorum.
E eu conheço-os.
Yarını, sonraki günü ve sonrakini satıyorum.
Por isso, sim, estou a vender o amanhã, depois de amanhã e o dia seguinte.
Bir zamanlar şeftali çiftliğinde yaşamış, şimdiyse Beyaz Saray'da yaşayan çocuğu satıyorum.
Estou a vender um rapaz que vivia numa quinta de produção de pêssegos e que agora vive na Casa Branca.
Görebildiğiniz, dokunabildiğiniz ve hissedebildiğiniz bir yarın satıyorum.
Estou a vender um amanhã que se pode ver, tocar e sentir.
Seni korumaya çalışıyorum.
Estou a tentar protegê-la, e se quer mesmo ver a justiça ser feita, vai juntar os fatos... Acalme-se.
Anlıyorum.
Entendo.
Bunu anlamıyorum.
Não percebo.
Dönmeye çalışıyorum.
Estou a tentar voltar.
Katılıyorum.
Nisso, estamos de acordo.
Anlıyorum.
Eu entendo.
- Sanmıyorum.
- Creio que não.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]