English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yüzlercesi

Yüzlercesi traducir portugués

288 traducción paralela
Yüzlercesi, tabii.
Claro, centenas.
Renkli, canlı, karmaşık, gürültülü... Kazbah'ta bu yapılardan yüzlercesi binlercesi vardır.
Colorida, dinâmica, multifacetada, agitada,... não há um único Casbah, mas centenas.
Hayatın boyunca bu çocuklar ve yüzlercesi için bir kahraman oldun.
Toda a vida foste um herói para estes miúdos e centenas de outros.
Yüzlercesi! Git, bir kadın bul.
Eles estão a morrer às centenas.
Leydim, düşman uçakları geliyor. Yüzlercesi.
Minha senhora, há aviões inimigos no litoral, centenas.
Bağdat'ta her gün yüzlercesi ölüyor.
Centenas morrem em Bagdad, a cada dia.
Çünkü yüzlercesi ölüyor ve ben bunun için hiçbir şey yapamam.
- Porque morrem centenas. e não posso fazer nada.
Tavan arasında da daha yüzlercesi var yüzbaşı!
E mais umas centenas no sótão!
İlk başlarda bir tanesi bile çok fazlayken, bir alıştın mıydı yüzlercesi bile yetmez.
Um é muito e cem não são o bastante.
Onlar yukarıda şu tepelerdeler, yüzlercesi.
Eles estão naquelas colinas, centenas deles.
Yüzlercesi orada kıpırtısız duruyor hepsi bu yöne bakıyor, bekliyor.
Centenas, todos parados, de pé, todos a olhar para cá, á espera.
Yüzlercesi olmalı!
Devem ser mais de cem cabeças!
Onlarcası, yüzlercesi, binlercesi, bitmek bilmeyen bir insan, hayvan ve bir o kadar sığır, sel halinde,
Às dezenas, centenas e milhares, torrentes intermináveis de homens, bestas e fardos - e mesmo inúmero gado - desembocaram na Avenida das Esfinges.
Nadir bulunan bir yaratık... yüzlercesi arasından görünüşü, zerafeti, duruşu ve sevimliliği için seçtik.
escolhida de entre centenas pela sua aparência, graça, porte... e inefável encanto.
O yaz çok kurak geçmişti ve zaten yüzlercesi susuzluktan ölmüştü.
E quando a ribeira secou e eles morreram às centenas.
Buradan yüzlercesi geçiyor.
Muitas vezes.
Senin silahın yok, ama bizde yüzlercesi var.
Está desarmado e há centenas de nós.
Baba, yüzlercesi vardı.
Pai, eram às centenas.
Evet. Yüzlercesi.
Sim, centenas deles.
Bu beşeri dünyada... bir hain ama... aynı annesinin ona öğrettiği gibi çırılçıplak, yalın bir adam. Senin gibi yüzlercesi eder madam, tacın ve mücehverlerin gibi yüzlercesi!
Traidor, sim, mas vale mais de cem de você, senhora!
Hatta hatta amcan İmparator August gibi yüzlercesi!
Mesmo com sua coroa, jóias e seu tio Imperador.
Yüzlercesi vampirizm kültü tarafından esir edilmişti.
Milhares foram atacados pelo vampiro.
Çok hızlı zıplıyorlardı ve yüzlercesi, binlercesi vardı!
- Saltando, rapidamente... Às centenas, centenas!
Yüzlercesi.
Centenas deles.
Şu evde yüzlercesi kaldı.
Eles têm centenas de miúdos naquela casa.
Diğer yüzlercesi gibi.
- Tal como centenas de outras empresas.
Benim fabrikam ve diğer yüzlercesi.
A minha fábrica e centenas de outras como ela.
Buraya gelen bu heyecanlı, ıstıraplı her insan başına bu görüntüden etkilenen ama gelemeyen yüzlercesi olmalı.
Por cada uma destas pessoas ansiosas e angustiadas que aqui vieram deve haver centenas que viram o mesmo e que nunca cá chegaram.
Yüzlercesi stoklarında kaldı. Onları ucuza elden çıkarmak zorunda kalacağız.
Ficou com centenas de calças em mãos, que nos vimos obrigados a pôr em saldo.
Yüzlercesi. Çığlıklar ve karga sesleri, taaki...
Centenas deles, rastejando e a mordê-lo até ele morrer.
- Tamam biliyorsun. Yüzlercesi.
- Certo, você sabes.
Bombalar, yüzlercesi, şehirleri dümdüz ediyor.
Bombas, centenas de bombas, estão destruindo as cidades.
Onlarla en iyi savaşımı yaptım fakat, onlardan yüzlercesi vardı ve hepsi vahşi yaratıklardı.
Fiz o melhor para lhes dar luta, mas eles apareceram às centenas. E que criaturas ferozes eles eram.
Dışarıda benim gibi yüzlercesi var.
Existem milhões como eu.
- Hayır, onlarda yüzlercesi var.
- Não, têm aí uns 100. Tudo pronto?
- Yüzlercesi bir kişiye karşı.
- Uma em cem.
Bunların yüzlercesi her gün üretiliyor ve uyuşturucu üretmek için kurulan yerlere gönderiliyor ; arkadaşlarımız, sevdiklerimiz ve çocuklarımız için.
Uma centena destes é produzida todos os dias e enviado para pontos de venda de droga para que escravos urbanos preparem este veneno para os nossos amigos, entes queridos e filhos.
Dün bu paraşüt bombalarından yüzlercesi Central City'nin her yerinde bırakıverildi.
Ontem, centenas destas bombas em paraquedas foram libertadas em toda a Central City.
En iyi arkadaşlarımdan yüzlercesi kongre üyesi Johnson'la bir kadeh içki içmek için binlerce dolar ödedi ve de karım şu anda beni arıyor.
Cem amigos pagaram mil dólares cada um para ver o congressista Johnson. Sem falar que a minha mulher deve andar a procurar-me.
Yüzlercesi hatta binlercesi var.
Há centenas... até milhares de nós ali fora.
Sürüler halinde, yüzlercesi, hatta binlercesi!
Sim... Às centenas... e aos milhares!
- Kamp sakinlerinin yüzlercesi öldürülecek.
Centenas de residentes serão mortos. Centenas?
Beni bekleyen yüzlercesi var.
Tenho centenas á espera.
Yüzlercesi ölür, binlercesi yaşayabilsin diye.
Cem morrem para que mil possam viver.
Yüzlercesi öldü, binlercesi yaşayabilsin diye.
Cem morrem para que mil possam viver.
İçinde bu algılayıcılardan yüzlercesi var. Bunlar hortumun içine salındığında... rüzgar hızı, basınç ve sıcaklık hakkında aşağıya veri gönderecek.
Lá dentro, contém centenas destes pequenos sensores, que, quando libertados no tornado, transmitirão dados sobre a velocidade do vento, pressão e ponto de condensação.
Catullus, Tarbolde, Keats ve yüzlercesi.
Catulo, Tarbolde, Keats, e uma centena de outros.
Burada kaç kişi öldü? Yüzlercesi.
Quantos homens já morreram aqui?
Onlardan yüzlercesi.
Centenas.
Yüzlercesi sınır dışı ediliyor.
Centenas estão sendo deportados.
"ölümler olmasından korkuluyor. " Yüzlercesi sahaya doğru itildi.
Centenas de outros foram forçados a fugir para o relvado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]