Yık duvarı traducir portugués
260 traducción paralela
Yık duvarı!
Deitem abaixo o muro
Çünkü üzerinize bir duvar yıkılabilir.
Porque uma parede pode cair sobre vocês.
Karşılıklı şüphelerimizin bedelini ödüyoruz Sayın Başkan... farkındayım, ama aramızdaki duvar yıkılmalı.
Estamos a pagar pelas nossas suspeitas mútuas, compreendo isso, mas temos de derrubar este muro.
Duvarımız bataklık. Kilometrelerce uzunlukta bataklık. İçi leş gibi su, çamur, zehirli yılan ve sıtma mikrobu dolu.
O pântano é o nosso muro, quilómetros e quilómetros dele, cheio de água suja, areias movediças, cobras e malária.
Bir duvarı yıktık. Altın bir lahit bulduk.
Quebrou uma parede e encontrou um sarcófago ouro.
Bunun için mahalle duvarının dibine oturur, altında, Hannah'yı ilk öptüğüm, ağaca bakardık.
Era por isso que me sentava perto da parede do gueto... e olhava a árvore onde beijei Hanna pela primeira vez.
Duvar bölmesi kapıyı sıkıştıracak kadar bükülmüş olmalı.
O impacto deve ter torcido o metal o suficiente para encravar a porta.
Birkaç duvar yıkılabilir.
Deitamos umas paredes abaixo. O que achas?
Sonra aniden bu adamlar duvarı yıkıp girdiler
E, de repente, estes gajos partem as paredes
Ama dostum, yüzleşmişsin zaten en büyük korkunla mahkum ediyorum seni, benzerlerinin karşısına çıkıp duvarı yıkmaya!
Já que, meu amigo, revelaste o teu mais profundo receio Sentencio-te a que sejas exposto Perante os teus pares
Dış tarafındaki duvarı yıkarsak bu çarpışma, borunun içten kırılmasına, ve suyun dışarı akmasına yetecek kadar büyük bir şok dalgası yaratmaz mı?
Se batermos na parede exterior, o impacto não criará uma onda de choque suficientemente grande para rebentar o tubo e fazer sair a água?
Duvar kağıtları kaplanıp birkaç da duvar yıkılırsa burası yaşanacak hale gelebilir.
Basta aplicar papel de parede e deitar outras paredes abaixo.
Evet istediğiniz gibi o duvarı tamamen yıktırdık ve...
Derrubamos aquela parede que dá...
Doğru hani duvar filan yıkıldı ya.
Sabes como é...
Bir duvarı kâğıt gibi yırtabilirim, ama aynı zamanda kırılan bir kemiğim saatler hatta dakikalar içinde iyileşir.
Posso alagar uma parede de tijolos mas também tornar-me carne e ossos em horas. Minutos...
- Şu duvarı yık. İşte. - Tamamdır.
Derrubem a parede!
Bu duvar yıkılacak.
Livra-te é da parede.
O duvarı yıkıp içeri girdi.
Ele atravessou a parede.
Berlin Duvarı yıkıldı. Rusya artık bir süper güç değil. Amerika, açgözlü politikacıların ve polislerin elinde kokuşmuş.
O Muro de Berlim caiu, a Rússia já não é uma super-potência, a América está corrompida por políticos e polícias gananciosos.
Duvar yeni yıkılmıştı. Sen de kutlamalara katılmak istediğini söylemiştin.
O muro acabara de ser derrubado e disse-me que queria fazer parte dos festejos.
Berlin Duvarının yıkılmasından sonra Demir Perde`nin kasvetli bölgelerinde kasetlerimiz satılmaya başladı.
Depois da queda do muro de Berlim os nossos discos... começaram a vender no mercado negro da Cortina de Ferro.
Duvar yıkıldığı için herkes izlemeye gitti.
Ainda não desaparecera, mas as coisas eram mais fáceis.
Alarmları atlatıyorlardı, bu mümkün değilse... matkapla delik açıp çekiçlerle duvarı yıkıyorlardı.
Passavam todos os alarmes ou... faziam os buracos necessários para mandar uma parede abaixo.
" Efendiyle k öleyi ayıran sarp duvar yıkıldı.
" A bem definida parede divisora entre amo e escravo caiu.
Berlin Duvarı yıkıldı, ve Komünizm tamamen yok oldu.
O muro de Berlim foi destruido, e o Comunismo está praticamente extinto.
Radyoaktif Serpinti Çocuk, 12 m yüksekliğindeki sülfürik asit duvarı yıkılıp ta her yeri yakıp yıkmadan Radyoaktif Adamın bağlarını çözeceksin.
O Rapaz Chuva Radioactiva vai soltar o Homem Radioactivo e salvá-lo momentos antes de ser atingido por uma onda de 12 metros de ácido sulfúrico que queimará tudo o que encontrar no caminho.
Duvar yıkıldığından beri... bu tip şeyler ortalıkta dolaşıp duruyor.
Agora que o muro caiu... o que não falta por aí é disso.
Berlin Duvarının yıkılışı,
A queda do muro de Berlim...
Sayın Gorbaçev, yıkın şu duvarı.
Sr. Gorbachev, derrube este muro.
AT Alanını yık, yani kalbindeki duvarı.
Liberta o teu Campo AT, a barreira da tua mente.
ClA Berlin duvarının yıkılacağını da bilemedi. ... duvarın taşları kafalarına düşmeye başlayana dek.
A CIA só soube que o muro de Berlim ía cair quando apanharam com os tijolos em cima.
Üstüne duvar yıkılmış.
Caiu-lhe uma parede em cima.
Duvar yıkıldıktan sonra Avrupa'da görevlendirildim. Yöneticimiz, yabancı terörizm endişeleri yüzünden geri çağırana kadar.
Aceitei uma missão na Europa depois de o Muro ter vindo abaixo, houve um interesse maior pelo terrorismo estrangeiro.
Bunun için mahalle duvarının dibine oturur altında, Hannah'yı ilk öptüğüm, ağaca bakardık.
Era por isso que nos sentávamos junto ao muro do gueto e olhávamos para a árvore onde eu beijara a Hannah pela primeira vez.
Yarım yüzyıllık ayrılıktan sonra keder ve utançla dolu trajik tarihimizi yarıp geçtin ülkemizi yeniden birleştirmek için duvarı yıktın.
Depois de meio século de divisão, conseguiste criar uma brecha na nossa trágica história de agonia e desgraça, Capaz de fazer ruir a represa e reunificar o nosso País Camarada Lee Soo Hyuk!
High Guard'ın Yıkılmış Duvarına bir çelenk koyup hayatımı sürdüreceğimi mi sanıyordun?
Pensavas que passava uma esponja pela parede dos mortos da Guarda Superior e continuava a minha vida?
Abluka, soğuk savaş, duvarın yıkılışı.
Bloqueio, Guerra Fria, a queda do Muro,
Politik nedeni eski olabilir ama Grunewald bombası yapıldığı zaman Berlin duvarı yıkılmamıştı.
A política está ultrapassada, mas a bomba de Grunewald remonta a uma fase quando Berlim de Leste era uma ilha,
Yıkılacak duvar var.
- Lá para cima, faz o que mando!
duvar doğduğum yık dikildi.
No mesmo ano em que eu nasci o Muro foi erguido.
Berlin duvarı yıkıldı, ve dünya asla eskisi gibi olmayacak.
O Muro de Berlim caiu e o mundo não voltará a ser o mesmo.
Kim? Baba! Duvarı yıkmışlar, bir de briketleri kırmışlar.
Pai, deitaram abaixo a parede e partiram os tijolos.
Duvarı yıktınız, bari briketleri kırmayın. Briketleri kırmamış olsalar insan aynı briketlerle duvarı yeniden yapar.
Se tivessem deixado os tijolos, podíamos reconstruir a parede.
Virgül... Şimdi daha kısa. Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra savaşlar da değişti.
Coma... depois da queda do muro, as guerras já não são entre países, mas sim entre povos.
Ailemle işimi hep ayrı tutmaya çalıştım, şimdi de aradaki duvar yıkılıyor.
Tento erguer uma barreira entre o trabalho e a família mas a barreira está a ruir.
Biz, geçen yıI kazık duvarı inşa ettik.
Construímos a paliçada o ano passado.
- Kadın, kızını 21 yıldır görmedi. Camdan bir duvarın onları ayrı tutacağını mı sandın?
Aquela mulher não vê a filha há 21 anos e pensaste que um vidro conseguiria separá-las?
Duvarı yıkıp içeri sızacak kadar şanslı olsalar bile,.... daha içeriye giremeden bubi tuzakları onları halledecek.
- Não. Se eles tiverem sorte e atravessarem a parede... as armadilhas os pegarão antes de entrarem.
Kocanın az önce St. Clare Rehabilitasyon Evi'nin ikinci kat duvarını yıkıp bir düzine polisten kurtulduğunu söyleyeyim.
O seu marido acabou de entrar por uma parede de um segundo andar e enganou uma dúzia de polícias no Centro St. Clare.
Berlin duvarının yıkılışından sonra, hükümet... demokratik seçimlerin gerçekleştirileceğini duyurdu.
Depois de terem derrubado o muro de Berlim, o Governo anunciou agora... que irão haver eleições democráticas.
Duvarı vurduğumuzda, yıkılışını görecekler. Korkudan altlarına edecekler. - Oraya gidip canlarına okuyacağız.
Quando nós rebentarmos com o muro e eles o virem a cair, vão borrar-se todos, vão ver, e nós avançamos e damos cabo deles