Zal traducir portugués
540 traducción paralela
Sayfa sonunda, Bracken'ın el yazısıyla şu ölen adam : "Sulama sistemi hafif arızalı." diyor.
Ao fundo da página, na letra do Bracken o que morreu diz : "Sistema anti-fogo defeituoso".
"Hut-Sut Time On The Rilla-Rye" gibi bir şeydi.
Na hora da cabana-na-na, no arrozal-zal-zal..
Karbüratörüm arızalı.
O meu carburador está a falhar.
Arızalı TV cihazlarına sahip olanlarınıza iyi haberler getirdim.
Trago boas notícias para aqueles que têm aparelhos de televisão com defeito.
Bahse girerim, vites arızalıdır.
Olhem para este óleo. Aposto que danificou a transmissão.
Hedefe arızalı tek motorla dalıyorum.
Vou agora atacar o alvo com um motor parado.
Hepsi arızalı zaten.
Estão todas nas últimas.
Bu sefer de regülatörlerimiz ve telsizimiz arızalı.
Desta vez falham os reguladores e o rádio.
- Telefonunuz arızalı mı?
- O seu telefone está avariado?
Telefonum arızalıymış.
O meu telefone está avariado.
O zaman araçlarımız arızalıdır derim.
Então, diria que os instrumentos estão avariados.
Tekrar ediyorum, hata tesbiti arızalı.
Volto a dizer, está errado ao prever a falha.
Hayır, röntgen cihazı arızalı da.
Não, é o aparelho de radioscopia que está avariado.
Arızalı çalışacak hale getirildi mi?
Progresso da missão... O foguetão foi sabotado?
Arızalı uçakları ne yapacağını biliyor musun?
Sabes o que fazer com os patos coxos?
Yaralandı, Arızalı Uçakla Hedefi Bombaladı ve V.C.'yi Hak Etti
FERIDO, BOMBARDEOU ALVO NUM AVIÃO DESTRUÍDO
Üzgünüm, bu telefon arızalı.
Sinto muito, este telefone está avariado.
Test cihazı gösteriyor ki, lazer muhabere sistemi arızalı. Acil hava kilidinin orada.
O detector indica que um laser de comunicação não funciona.
Bomba arızalı.
A bomba está avariada.
- F Bölümü... arızalı.
Avaria na Secção F.
Asansör arızalı.
Está avariado.
Devre 3, arızalı!
Circuito 3...
Beş tankım arızalı durumda.
Tenho cinco tanques destruídos.
Doktor, bu gemi Hiç de arızalı gibi görünmüyor.
Doutor, esta nave não parece estar avariada.
Arızalı bir robot olamaz mı?
O que te assusta num robot avariado?
Arızalı bir röle jeneratör kapağını devreye soktu.
Uma valvula de relé deficiente abriu os disjuntores do gerador.
- Jeneratörde arızalı bir röle.
- Um relé avariado no gerador.
- Arızalı bir röle...
- Um relé avariado no...
Arızalı bir röleye ve bozuk bir vanaya rağmen bu sistem çalışıyor.
Mesmo com um relé ou uma valvula avariados, o sistema funciona.
O motor gerçekten arızalı idi.
Algo não estava bem.
Bence bütün motorlar arızalıdır.
Sempre que um motor pega, eu oiço qualquer coisa.
Dingili arızalıydı...
O eixo não estava bom...
Jeneratörlerden ikisi arızalıymış, doktor.
Por que eles não ligaram... os geradores de emergência?
- Valflardan biri arızalı!
- Uma das válvulas partiu-se!
- Boşaltma pompası arızalı.
- A bomba de escoamento encravou,
Klima arızalı, sayın çavuş.
O ar condicionado não funcionava, meu ajudante -
Yanlış anlamayın ama beni de hastaneye arızalı diye geri göndermişler.
Não me interpretem mal. Mas também me devolveram ao hospital como defeituoso.
Tartınız arızalı dostum.
A sua balança está avariada, amigo.
Bay Hagopian arızalı bir tekne için biraz fiberglas reçine, fırçalar, araç gereç, iç kısım için motor parçaları yakıt deposu ve borusuna ihtiyacımız var.
Sr. Hagopian, precisamos de fibra de vidro para um casco rebentado... Resina, escovas, instrumentos, peças de motor, - isto para a parte interna, não a externa - tanques de combustível, tubo de combustível...
Bu cam kesinlikle arızalı.
Este vidro é defeituoso.
Sistem Arızalı Görünüşe göre arızalı, Michael.
Não parece estar a funcionar, Michael.
Fonksiyonlarımın çoğu arızalı, ve bir biftek muamelesi görüyorum.
A maior parte das minhas funções avariou-se e estou a ser tratado como um bife.
Bu alet arızalı.
Está meio estragado.
İçlerine sızalım.
lnfiltrar o bando.
- Motor arızalı. - Ve diferansiyel de. Tabii frenler de.
Foi o motor e o diferencial e os travões
Arızalı bir tane daha var.
Há um outro danificado. Não sei quanto àquele.
"Asansör arızalı - Merdiveni kullanın"
"Elevador fora de serviço - Por favor use as escadas"
Neyin arızalı olduğunu bilmezsem tamir edemem.
Não posso consertar, se não souber o que está partido.
En büyük heyecanı, arızalı bir F-14'le, görüş sıfıra inmişken... bozuk iniş takımlarıyla, sallanıp duran bir uçak gemisine inerken yaşamıştım.
A maior emoção que já tive, foi quando aterrei um F-14 avariado... com o nariz descontrolado, no convés de um porta-aviões, com visibilidade zero.
Telefonu arızalıymış!
O telefone dele está avariado!
A'dan G'ye kadar arızalı.
Avaria geral.