English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Z ] / Zavallıcık

Zavallıcık traducir portugués

479 traducción paralela
Zavallıcık.
Pobre tipo.
Zavallıcık.
Pobre diabo.
Zavallıcık çok sabretti.
E tem tido tanta paciência, pobre homem.
Aşağıda törenin yapılmasını bekliyor zavallıcık.
Está à espera do funeral!
Zavallıcık, kalbi çok kırılacak.
Pobrezinha, ela vai ficar de coração partido...
- Biraz gözlerimi kapatacağım. - Zavallıcık.
Vou fechar um pouco os olhos.
- Zavallıcık.
E tão suja. - Oh, pobre criança.
Zavallıcık, bizi dinliyormuş!
A coitada estava a ouvir tudo.
İşte burada, zavallıcık.
Aqui está a pobrezinha.
Zavallıcık benim olduğunu sanmış.
O pobre coitado pensava que era meu.
Zavallıcık. Ne yapalım.
Pobrezinha.
Zavallıcık, ilaçlardan hiç hoşlanmıyor.
Pobrezinho. Ele detesta tomar o remédio.
Seni zavallıcık.
Pobrezinha.
Zavallıcık, Madeira'da bütün gün oturup hastalığından başka şey düşünmüyordur.
A coitada está na Ilha da Madeira e provavelmente pensa na doença o dia todo.
Zavallıcık!
Pobre homem!
Zavallıcık! Bütün yaptığına bak..
Ao que a pobre está reduzida para tentar atrair atenções...
Güzel kokar, kıvrak hareket ederler, saçlarını tarar ve konuşurlar. Ve bunların arasında insan kendini derisi yüzülmüş bir tavşan gibi hissediyor. - Zavallıcık.
O seu cheiro e a forma como se mexem e mostram a barriga, e penteiam o cabelo e conversam, tudo isso me dá a volta.
Zavallıcık, eminim sıkıntıdan patlamışsındır.
- Pobrezinho, deve estar entediado!
Zavallıcık.
- Pobrezinho.
- Zavallıcık, korkunç bir olay!
- Pobre homem... que coisa terrível.
Zavallıcık. Otu bitmiştir muhtemelen...
Pobre homem, ele está oco...
Zavallıcık çocuğu pazarlık ederken yakalamış...
- "2000." - "Não, 3,000." "Por favor, Aida." Chama-se Aida.
Zavallıcık!
Coitadinho!
Zavallıcık. - SarHoş.
- Princesa, eu cuidei de ti.
Daire benim ama zavallıcık evi olmadan ne yapar?
A casa é minha. Coitadinho, como faria ele, mesmo que case com outra...
Bu ne toz böyle! Zavallıcık!
Mas que pó!
Zavallıcık.
Coitadinho.
İster inan ister inanma, zavallıcık bayıldı.
Acreditem ou não, o pobre diabo desmaiou.
Christina, zavallıcık, ne büyük bir darbe.
Christina! Pobrezinha... Que choque você teve!
Çok çalıştı, uzun bir iş günü idi, zavallıcık.
Ela teve um dia muito longo, a pobrezinha.
İşte o da yalnızdı, zavallıcık.
Essa também estava só, a pobre.
O gitti, zavallıcık. 53 yıl beraber olduk.
Já não está mais aqui, coitada. Vivemos juntos 53 anos.
Zavallıcık. Sırılsıklam olacak.
Pobrezinha, vai ficar ensopada.
Zavallıcık!
Coitadinha!
Zavallı Concha'cık. Öyle bir yetenek!
Pobre Concha, tanto sucesso...
Zavallıcık.
Sim, coitados.
Teddy, sen yine kilere insen iyi olur. Sonra... ben ışıkları söndürünce, her yer kararınca... yukarı çıkıp zavallı adamı kanala götürürsün. Hadi bakalım Teddy.
Tens de voltar para a cave, e quando eu apagar as luzes e estiver tudo às escuras, vens cá acima e leva-lo para o Canal.
Benim zavallı çılgın kız kardeşim, Benim zaten bir işim var.
Minha pobre, lunática irmã, tenho que ter um emprego.
Sefil görünüyordu, zavallıcık.
Tinha um ar patético, coitada.
Zavallı esir sarı kuş asla inanamazdı sıradan bir kırlangıçın asil bir kuşu reddedebileceğine.
"O mimado pássaro amarelo " mal podia acreditar " de um vulgar pardal a recusa
Böylesine zavallı bir nakli kabul etmek onur kırıcı olsa da Sibella'yı her gün görebilme umudu reddedilemeyecek kadar çekiciydi.
Era horrível acertar o estatuto de parente pobre, mas a certeza de ver a Sibella todos os dias era multo tentadora.
Çok can sıkıcı bir durum ve korkunç bir hayal kırıklığı biliyorum ama... Zavallı arkadaşım Bunbury'nin yine rahatsızlandığını bildiren bir telgraf geldi.
É uma grande chatice, mas tenho mesmo de lhe contar... a terrível desilusão que é... mas recebi agora um telegrama a dizer... que o meu amigo Bunbury está muito doente outra vez.
Zavallı Nutsy uzun bir yürüyüşe çıkıyor.
Pobre Lelé vai dar uma longa caminhada.
Zavallıcık.
Pobrezinha...
Zavallı Pichard'cık! Başka bir yere gidelim.
Pichard, vamos a outra parte, sítio não falta.
Zavallı soytarılara dolandırıcılık neymiş göstermeli.
Mostrar aos pobres tipos que é tudo uma impostura disparatada.
- Zavallı kız aklımdan çıkmıyor.
- Não paro de pensar na pobre rapariga.
Zavallıcık!
Pobre animal...
Albert Amca - son derece sıkıcıdır zavallı.
O tio Albert, chato de morrer, o coitado,
Buraya geri gelmen ve umutların zavallıcık şey, senin de geri dönüşün benim ki gibi felaket oldu.
O que há para pensar? O George disse que o pinga-amor voltou... Já me disseste o que o George disse.
Zavallı Pete'i öldürdüklerinden beri bizler Tanrının intikam kılıcı olduk.
Depois de matarem o pobre Pete fomos os vingadores de Deus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]