Zehirden traducir portugués
145 traducción paralela
- Vahim ve öldürücü bir zehirden.
- Contra um veneno virulento e fatal.
Laf zehirden açılmışken, almam gereken bazı ilaçlar var.
Este tem veneno. Por falar de veneno, tenho uns comprimidos para tomar...
Sodayı zehirden daha fazla fark edersin.
Devias reparar no bicarbonato mais do que no veneno?
Onu hastaneye götürüp içindeki zehirden kurtaracağım.
Estou a levá-la para o hospital para tirar o veneno dela.
Söyleyin bana LaTour. Daha önce zehirden ölen başkasını gördünüz mü?
- Diga-me, Latour, alguma vez viu alguém morrer envenenado?
Kavgada kızışıp susadığınız zaman, Hamlet bir şey içmek ister nasıl olsa, öyle özel bir içki hazırlarım ki ona, bir yudum içmeyegörsün, istediğimiz olur senin zehirden kurtulacak olursa.
Quando estiverdes acalorados e ele pedir de beber, preparei-lhe um cálice em que bastará um golo, para o caso de escapar à vossa venenosa estocada, para os nossos propósitos.
Kalleşlik yaptı ona yapacağını : artık ne hançerden korkusu var, ne zehirden. Ne içerdeki düşmanlar vurabilir onu, ne düşman ordular, ne de başka hiçbirşey.
A traição não pode fazer mais nada... nem o aço, nem o veneno... nem a perfídia doméstica, nem a invasão estrangeira... nada mais pode atingi-lo.
- Demetrius, şu zehirden bize de koy.
- Demétrio, serve-nos desse veneno.
Eğer size bu zehirden bir havuz bulduğumu söyleseydim ne derdiniz, Doktor?
O que diria, Doutor, se dissesse que encontrei poças desse veneno?
Sorun çıkaranlardan korkmuyorum. Kılıçtan, zehirden veya ihanetten de korkmuyorum.
Não temo nem a sedição, nem o punhal, nem o veneno, nem a traição.
Bayan Bates ilişkide olduğu adamın evli olduğunu öğrenince onu zehirledi ve sonra aynı zehirden kendi de içti.
A Sra. Bates envenenou um fulano com quem estava envolvida quando descobriu que ele era casado, e depois tomou também ela uma dose.
Hangi zehirden alırsınız?
Escolha o seu veneno.
Hangi zehirden kattın buna!
Ainda te envenenas!
Zehirden olmuş zamansız ölümü.
Foi o veneno que o levou tão prematuramente.
Zehirden kurtulmanın tek yolu ameliyat.
A única maneira de se livrar do veneno é com cirurgia.
Bence zehirden başka birşey değil.
- O meio mais seguro é o veneno!
Hoca bisküvideki zehirden öldü.
" O mestre foi morto com estes bolos envenenados.
Sanki bir zehirden bahseder gibisiniz!
O faz parecer um veneno.
Korkum yok İftiradan ve zehirden.
Nem fujo à calúnia nem ao veneno.
Sıçanlar gibi ölmeliler! Zehirden de kötü bir yolla!
Se queriam acabar com os ratos, não era veneno que deviam ter usado.
Herhalde zehirden oldu.
Deve ser por causa do veneno.
Ciğerlerimi zehirden temizlesin... diye temiz hava... soluyorum.
Respiro ar fresco... é para me limpar os pulmões. - Esses produto irritam-me.
Eğer bu zehirden şüphe ediyorsan, neden kendi üzerinde denemiyorsun?
Se dúvida deste veneno, porque não o testa em si próprio?
- Bize zehirden bahsetti- -
- Ele falou-nos do veneno...
- Tam zehirden sözedildiği anda?
- Quando se falou em veneno?
Zehirden olmalı.
Deve ser do curare.
Santiago'yu neyin öldürdüğünü bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. Sadece zehirden başka şeylerin de olabileceğini göstermek istiyorum.
Não sei o que o matou, só quero provar que não foi veneno.
Zehirden arınmış gibi görünüyorsun. Kagero'ya teşekkür et.
Pareces estar livre do veneno, graças à Kagero.
Vücudundaki yüklemeyi önemli ölçüde azaltan,... zehirden arındırılmış bir alan.
A sua zona desintoxicada... onde a vossa carga foi reduzida de forma significativa.
Kafama koydukları zehirden haberin var mı?
Sabias da toxina que me implantaram?
Sonuçta zehirden kurtuldum.
Mas mandei fora o veneno.
Zehirden arta kalanları.
O que resta do veneno.
Yani bu Celia Austin'i öldüren zehirden daha mı önemli?
Acha que isso é mais importante que o veneno que matou Celia Austin?
Yıllarca süren araştırmalardan sonra, Tarım Bakanlığı toprağı zehirden arındırarak tekrar verimli hale getirecek arazi ıslah araçları geliştirdi.
Depois de anos de pesquisa, o ministro da agricultura desenvolveu reclamators que conseguem desintoxicar o solo e torna-lo novamente fértil.
Muhtemelen buna neden olan bir zehirden, ama zehir olsa incelemede görülürdü.
Possivelmente, um agente de coagulação, mas teria acusado no exame toxicológico.
Zehirden olmuş demek sevgilimin vakitsiz göçmesi.
Agora vejo, o veneno que tão cedo o levou.
Zehirden arınmış gibi görünüyorsun.
Pareces estar livre do veneno, graças à Kagero.
Onların da zehirden ölmesine 4 saat kaldı.
Quatro horas até morrerem do veneno.
Parazit ve Vork aynı şey çıktı. Ama, her ikisinde de zehirden eser yoktu.
O parasita e o Vork são os mesmos, mas nenhum dos dois é venenoso.
Zehirden mi?
Com o veneno?
– Şu zehirden biraz da bana ver.
- Dá-me algum do teu veneno!
Zehirden arındırılmaya hazır.
Prontos para descontaminar.
Kemoterapi zararsız gözükür ama direkt damarlarınıza pompalanan zehirden ibarettir.
A quimioterpia parece inofensiva mas no fundo é veneno a ser injectado directamente nas nossas veias.
Zehirden içerdim.
Tenho o bicho.
Ruhunu vücudundaki zehirden özgür kıl.
Livre seu espírito... da prisão de seu corpo.
Bir arkadaşı iz bırakmayan bir zehirden söz eder.
Um amigo falou-lhe de um veneno que não deixa vestígios.
Anne ve babam dışında ama onlar da zehirden beter.
Excepto os meus pais e eles são completamente tóxicos.
Zehirden, evet.
Do veneno, sim.
- Bir kazadan ve zehirden söz ettiniz.
Falou num incidente, em veneno.
Vücudu zehirden arındırdılar. 72 saat içinde durumu geri dönülmez bir hale gelecekmiş.
Agora já lho extraíram do sistema, mas a doença dele... eles dizem que nas próximas 72 horas o estado dele vai avançar para o ponto em que é irreversível.
- Şu zehirden- -
- Dai-me uma dose de veneno...