Zile traducir portugués
161 traducción paralela
Zile bas.
Toca à campainha!
Zengin olmanın güzel tarafı, zile basıyorsun ve bir şeyler oluyor.
Ser rico tem uma coisa de bom. Tocamos e as coisas acontecem.
Zile bir kere basınca vale geliyormuş.
Se tocarmos uma vez, aparece o criado de quarto.
Zile dört defa basacagim :
Tocarei quatro vezes.
Bir tane de zile koydum, gelen giden olursa diye.
O mesmo com a porta, se por acaso viessem me visitar.
Zile basmaktan parmağım çıkacaktı.
Quase atravesso a campanhia com o polegar.
- Zile basın!
Soe o gongo!
Çünkü birazdan söz konusu kişi... 12 numarada bir zile basacak.
Porque, dentro de momentos, a pessoa em questão... irá tocar a uma campainha no número 12.
Şu ana dek hangi zile bastığını öğrenemedik.
Mas até agora, não conseguimos apurar em qual campainha é que ela toca.
Her bir zile biraz un koydum.
Pus um pouco de farinha em cada campainha.
Söz konusu kişi içeri girdiğinde gidip hangi zile bastığına bakacağız.
Quando a pessoa em questão entrar, veremos qual campainha foi tocada.
Ama açarsa, şu zile bas ve çabuk ol.
Se o fizer, aperta o botão.
Evet, aslına bakarsanız, Lucy beni uyandırana kadar bir kaç kez zile basmış.
Sim, a Lucy teve de tocar várias vezes para me acordar.
- Bir şey isterseniz zile basın.
- Chame-me se precisar de algo.
- Bana ihtiyacınız olursa zile basın.
- Chame-me se precisar de mim.
Küçük başını geriye attı ve beni dışarı attırmak için zile basıp, kahyayı çağırdı.
Ela levantou a sua pequena cabeça e tocou à campainha para o mordomo me pôr na rua!
Zile bastım ama çalışmıyor sanırım. Biliyorum.
Toquei a campainha mas não está a funcionar.
Tek zile sen geliyordun.
Uma respondeu à campainha?
- Boş ver, zile bastım.
- Não importa, eu toco.
Sen de bankanın ön kapısına doğru yürüyeceksin. Her zamanki gibi zile basıp bankaya girecek ve çalışanlarına olup biteni açıklayacaksın.
Você vai andar para a entrada do banco... tocar a campainha, como habitual... entrar no banco e dizer aos seus funcionários o que se passa.
Yanlış zile basmış.
se enganou na porta.
Üzgünüm hanımefendi yanlış zile... 1000 dolar?
Sim... Desculpe, senhora, está... Mil dólares?
Hayır, sekize doğru geldim, zile kadar bekledim ama göremedim.
Não, eu estava lá ás 20.
Zile bas yeter.
Toque só à campainha.
Kapı açıktı. Zile bastım ama gelen olmadı.
O portão estava aberto e ninguém atendeu a campainha.
Beş aile. Yandaki zile basın.
Há cinco, tem que tocar a campainha para cada uma delas separadamente.
Unutma, birşeye ihtiyacın olursa,... sadece şu zile bas.
Não esqueça, se necessitar algo, só pressiona o timbre.
Zile basmasını öğrenemedin mi?
Não sabes usar a campainha?
2. katta bir görevli bir zile basıp sinyal gönderir, kodu alır.
No segundo andar, um trabalhador toca uma campainha e um código.
Teşekkür ederim benim zile sıkışan hava topum.
Obrigado por estares sempre em cima do acontecimento.
Zile bas ve beni görmek istediğini söyle.
Pergunta por mim. Vens?
Kes zile basmayı!
Pára com isso!
- Gecenin bir yarısı ne halt yemeye zile basıyorsunuz be?
Por que estão a tocar a campainha assim a meio da noite?
Ben zile basacağım, sen de konuşmaya başla.
- Eu toco e tu começas a falar.
Zile basma!
Pára de tocar!
Şu zile şükredin.
Salvos pelo gongo.
Zile 2 kere basarsam, gir. Annemin aradığını söyle. Göğsü ağrıyor.
Se eu tocar duas vezes, vai dizer que a minha mãe está com dores no coração.
Bazı suçlular kapıyı çalar. Bazıları zile basar.
Certos criminosos batem à porta, outros tocam à campainha.
Zile bastığımı duymadın mı?
Não me ouviste a tocar à porta?
Şaka mı yapıyorsun? Ben diyorum ki üst üste çıkıp zile basalım ve pizzacı olduğumuzu söyleyelim.
Empilhamo-nos, tocamos à campainha e fingimos vir entregar umas pizzas.
Yumrukluyor, itiyor, tekmeliyor zile basıyor ve çan çalıyorduk.
Batemos, damos pontapés, empurramos. Tocamos às campainhas.
Birseye ihtiyacin olursa zile bas.
Por favor, toca a campainha se precisares de alguma coisa.
Kahve istesem zile basardım.
Se eu quisesse café, teria pedido.
Ben Kaynağın sadece açakgönüllü bir hizmetkarıyım, Zile.
Sou uma humilde serva da Fonte, Zile.
Zile, Prue, yok edin onları.
Zile, Prue, eliminem-nas.
Zile!
Zile!
Ve, oh, aptalca sorular sor ki seni anımsasın. Şimdi onu çağırmak için zile basacağım.
E faz-Ihe umas perguntas tolas, para ela se lembrar de ti.
ZİLE İYİ BAS.
TOQUE COM FORÇA.
Zile basmış mıydınız?
Tocou?
- Zile benziyor.
Parece uma campainha
- Galiba öyle Franck. Biri zile abandı!
Está alguém a chamar-me.