Zindana traducir portugués
274 traducción paralela
Şimdi onu eski zindana götürün ve zincirlere bağlayın.
Agora levem-no para o velho calabouço e acorrentem-no.
- Zindana saldıramaz mıyız?
- Invadimos o castelo!
Onları zindana atın.
Prendam-nos.
Hala yaşayan varsa, zindana atın.
Levem os sobreviventes para o calabouço!
Eminim ki beni zindana göndermekten mutluluk duyacaksın, Henri?
De certeza que vais ficar satisfeito ao enviares-me para uma masmorra, Henri.
Hırsız, zindana atın!
Ladrão!
Bir adamın kafasını kırar, tutuklar, zindana atabilirsin.
Podes açoitar um homem, lançá-lo numa masmorra.
Zindana gidip, onu neşelendirsek iyi olur.
Vamos à masmorra animá-lo.
Anılan devirden beri onlar dağlara baksa da her nerde olursa olsun, açlığın en kötüsünü umutsuzluk ve karanlıkta kaybolmayı bilen insanın bedeni burda, bu mahkeme salonunda zindana, ateşe ve kılıca rağmen hâlâ yaşıyor.
E olharam acima das montanhas. Desde os tempos de outrora ali onde os homens conheciam a angústia da avidez e perdidos na obscuridade e na desesperança nesta sala, onde vive o pesar do calabouço, do fogo e da espada...
Zindana, ateşe ve kılıca rağmen hâlâ yaşıyor.
Aqui, onde vive o pesar do calabouço, do fogo e da espada...
Beni kara zindana ya da esrarengiz gizli odaya... yerleştirsen daha iyi olmaz mıydı?
Não prefere colocar-me na terrível masmorra... ou na misteriosa câmara secreta?
Efendiniz Fransa Kralı'na söyleyin,.. San Angelo'da Clermont Kardinali'ni zindana attım. Keza casustan beter bir adam.
Pode dizer ao seu mestre, o Rei de França, que eu prendi... o Cardeal de Clermont, em Saint Angelo, porque ele nada mais é do que um espião.
Ya Sistina'ya dönersin ya da zindana atılırsın oğlum.
Regressará à Capela Sistina ou irá para uma masmorra... meu filho!
- Sezar Onu sarayda zindana... attı, lütfen artık beni dövmeyin.
César tem-lo trancado nas masmorras do palácio. Por favor não me batam mais.
- Oğullarını. Onları zindana attın ve onları sonsuza kadar orada tutman lazım.
Puseste-os na masmorra e tens de deixá-los lá para sempre.
Zindana mı iniyorsun?
Vais descer?
Bu bey fakirlerle ilgili güzel bir kitap yazmış bunun için onu 3 yıI zindana atmışlar.
Se alguém o fizer, é enviado para a prisão. Bem, ele escreveu um livro sobre isso tudo, e esteve 3 anos numa masmorra.
Bu durumda kupa depozitolu olduğundan zindana inmeliyim.
Bem, agora tenho de voltar para o calabouço. Há um... Para pôr o que resta na malga.
Sen mi? Bizi zindana atan kimdi peki?
Você, que nos levou ao calabouço?
Sonra Papacılar geldiler, beni bir zindana tıktılar
Os papistas entram por ali Atiram-me para as masmorras
Önce onu zindana atalım
Primeiro temos que o prender!
Kızları zindana tık.
E leva as duas mulheres para a masmorra. Sim, senhor.
Ama Gizli Polis bir gün evime girdi. Beni ailemden kopardılar, laboratuvarımı altüst ettiler ve bu zindana getirdiler.
Uma noite, a polícia secreta entrou na minha casa... me separou da minha família, revistaram o meu laboratório de cima a baixo... e trouxeram-me para esta masmorra.
Bu da Temiz Yüzlü Tamar. Şeytan onu zindana atmış, fakat birden etraf aydınlanmış zindanın kapıları açılmış ve kutsal Tamar sabah yıldızı gibi parlamış.
Dev trancou-a numa masmorra, mas as trevas dissiparam-se, a porta da masmorra abriu-se e a divina Tâmara voltou a brilhar nos Céus, qual estrela da manhã.
Hazineler hazine odasına, esirler zindana!
Tesouro para os cofres, prisioneiros para as masmorras.
Zindana kadar ilerlemiş olmamalıydı.
Ela não deveria ter chegado tão longe.
Belle'i kim zindana hapsetti?
Quem tem a Bela presa nas masmorras?
Burası bir zindana benziyor, Dr. Angelo.
Aqui parece uma prisão, Dr. Ângelo.
Zindana atın şunu!
Levem-no e castiguem-no severamente!
Demir Maymun'u yakalayamazsan oğlunun yanına zindana atılacaksın.
Com o teu filho na prisão, não irás escapar.
Cezalandırıp zindana atın.
Tiram-no dali e fechem o templo.
Bir zindana gömülü olarak.
Emparedado numa masmorra.
Şu bir gerçek ki siz Henri Young'ı zindana attınız ve tamamen unuttunuz.
O senhor atirou Henri Young para o segredo e esqueceu-se.
Ne kötülük ettiniz de dostlarım, kader bu zindana yolladı sizi?
O que fizestes por merecer da fortuna para vir a esta prisão?
Zindana kapatılmışım, aç bırakılmışım, kırbaçlanmışım.
Na prisão enclausurado, sem alimento mantido, zurzido e atormentado.
Hücre, bize en yakın olan şey, ama yolculuğumuzun geri kalanında onu zindana atabileceğimizi düşünmüyorum.
A detenção é a coisa mais perto que temos, mas não acho que podemos apenas deixá-lo lá em baixo no nosso calabouço pelo resto da viagem.
Polis nazik oyuncakçıyı sonsuza dek zindana atarken kötü adam izliyor ve gülüyormuş.
O homem malvado assistiu e deu risada... enquanto a polícia prendia o homem bonzinho na masmorra.
Bunun için zindana gideceksin, hain... sen ve bu Siyah Kurt sempatizanları!
Vais para os calabouços por isto, traidora tu e este simpatizante do Lobo Negro.
Kendini bir zindana attırıyorsun ve benden hiçbir şey yapmamamı mı bekliyorsun?
Fazes com que te metam nos calabouços e esperas que eu não faça nada?
Herşey, şu küçük sarışın ve onun domatesleri beni bir zindana attırdığı zaman başladı. Ve sonra...
Tudo começou quando esta loirinha e os seus tomates fizeram com que eu viesse para este calabouços.
Bu koca çeneli gerizekalıyı zindana at!
Atira esta idiota fala-barato para as masmorras!
- Pek değil. Zeyna'nın en iyi arkadaşının zindana atılmasını emrettin.
Mandaste a melhor amiga da Xena para as masmorras.
Yani, zindana atılmış olmayı öylece kabul etmeliyim, ve sen de bana planın ne olduğunu söylemeyeceksin?
Então é suposto eu aceitar ser atirada para uma masmorra, e não me vais dizer qual é o plano?
İsterse hayatımızı zindana çevirebilir.
Se ele quiser, dificulta-nos as vidas.
- Evet. Muhafızların bizi mahkum olarak almasına ve zindana atmasına izin vereceğiz.
Deixamos os guardas levarem-nos como prisioneiros para as masmorras.
Onları zindana kilitleyin.
Tranquem-nos nas masmorras.
Zindana atın ve kilitleyin bu sorun çıkaran Rahibi.
Tranca-me esse incómodo druida.
Beni zindana tıkamazsın.
Não podes libertar-me. Sabes que não podes.
Karanlık, nemli ve berbat zindana.
Sem luz, húmida e terrível.
Çocuğu zindana atın!
Levem o rapaz para os calabouços!
Nasıl oldu da, sevgili dostlarım, talihin eline düşüp bu zindana gönderildiniz?
Prisão, milord?