Zor durumdayım traducir portugués
158 traducción paralela
" Lütfen bayım, zor durumdayım.
" Por favor, Senhor, estou num sarilho.
Zor durumdayım.
Estou numa alhada.
Bak Jeff, zor durumdayım.
Sabes, Jeff, estou numa situação difícil.
Doğrusunu istersen, ben de senin gibi zor durumdayım.
Para dizer a verdade, estou na mesma situaçäo que vocês.
Zor durumdayım.
Estou com um problema!
Şu aralar biraz zor durumdayım.
Ah! ... Tenho uma pequena dificuldade...
Bayan Rogers, zor durumdayım.
Sra. Rogers, estou numa situação difícil.
Polis peşimde, çok zor durumdayım.
Estou com problemas A policia anda atrás de mim
Hayır, zor durumdayım.
Podes crer que é o meu emprego em jogo.
- Bir kaç gündür çok zor durumdayım.
- Tive uns dias bastante maus.
Demek istediğim. Gerçekten zor durumdayım.
A sério, estou afogado em trabalho...
Ben de zor durumdayım.
Eu estou numa posição terrível.
Gerçekten zor durumdayım.
Estou numa enrascada.
Açık konuşmam gerekirse oldukça zor durumdayım.
Para ser honesta, penso ter ido longe demais.
- İstemezdim ama zor durumdayım.
- Não o faria, mas é uma emergência.
Zor durumdayım.
Estou em perigo.
Zor durumdayım dedin.
Disseste que estavas em perigo.
Zor durumdayım.
Sou eu quem sofre.
Bir rahat bırak. Burada zor durumdayım!
Poupa-me, estou nervoso!
Kesinlikle. Zor durumdayım. Hala bir salağım yok.
Claro, mas estou chateado porque ainda não arranjei um palerma.
Ah çocuklar, çok zor durumdayım.
Oh, meu, estou em grandes sarilhos.
Zor durumdayım.
Estou desesperado.
" Zor durumdayım
" A situação que encaro
Çok zor durumdayım.
Estou num grande sarilho.
Şoför. Senden daha zor durumdayım.
Isto tem sido mais difícil para mim do que para si.
Zor durumdayım. Bütün notlarım ve kitaplarım yok oldu.
Mas todos os meus apontamentos e livros foram destruídos.
Şu an biraz zor durumdayım.
- Eu sei, tia. Não me ralhe.
- Frank, çok zor durumdayım.
- Estou no inferno. - Que aconteceu?
Zor durumdayım.
Estou morrendo aqui.
Zor durumdayım, hemen açıklayayım.
Estou num aperto por isso vou ser clara.
Yarım saat sonra özürlü çocuklara gösteri yapacağım ve gerçekten zor durumdayım bayım.
Eu dei o resto a uns garotos da vizinhança... e eu tenho... uma demonstração a umas crianças defeituosas... em meia hora, e eu estou numa enrascada.
Biraz fazla mı? Adamım, her zaman eve gidiyorsun Sanırım zor durumdayım.
Pá, cada vez que vais para casa, Penso que estou num drive-by.
Çok zor bir durumdayım.
Estou numa posição muito ruim.
- Evet, zor bir durumdayım. - Neden?
- Sim, estou mesmo em apuros.
- Evet, ben zor durumdayım.
Algo que possa fazer pelo senhor, Sr. Ashton?
- Zor bir durumdayım. - Kendimi öldürmek istiyorum.
... por vezes, apetecia-me matar-me...
Bunu kabul etmeyi zor bulabilirsin ama dehşete düşmüş durumdayım.
Podes ter dificuldade em aceitar isto, mas estou aterrorizada.
Bunun ne kadar zor olabileceğini öğrenmiş durumdayım.
Aprendi o quanto isto pode ser difícil.
Yani çok zor bir durumdayım.
Estou com uma mão à frente e outra atrás.
Çok zor bir durumdayım Gail.
Estou num beco sem saída, Gail.
- Ah, Teddy. Biraz zor bir durumdayım.
- Teddy, meti-me num imbróglio.
- Zor bir durumdayım.
- Estou com alguns problemas.
- Tanrım. Sana karşı açık olacağım çünkü zor durumdayız.
Preciso ser direto com você, pois temos pouco tempo.
Zor bir durumdayım. Mark'ın ebeveynleriyle irtibata geçemedim ve...
- A minha posição é dificíl, nunca falei com os pais dele...
Çok zor bir durumdayım.
Estou entre a espada e a parede.
Bu adamı yakalamanıza yardım etmek istiyoruz ama burda çok zor durumdayız.
Queremos ajudá-lo a apanhar este tipo, mas eu estou a passar um mau bocado.
Bayanlar ve baylar çok zor bir durumdayız ve kurtulup kurtulamayacağımızı bilmiyorum.
Senhoras e senhores, a situação está má e não sei se nos safamos.
Cath, çok zor bir durumdayım!
Cath, estou numa embrulhada aqui!
Zor durumdayım dostum.
Os tempos vão mal...
Kaptan, bu söyleyeceklerime inanılmasının zor olduğunu biliyorum ama sanırım bir şekilde Voyager'ın 7 sene önce ki haline savrulmuş durumdayım.
Capitã, sei que isto será difícil de acreditar... mas acho que de alguma forma fui... enviado à Voyager de 7 anos do passado.
Ted bak, şu anda zor bir durumdayım ve...
Bem, Ted. Estou em apuros e pensei...