Zorda traducir portugués
160 traducción paralela
- Olmaz, olmaz. Babam bana zorda kalan bir hanımı asla yalnız bırakmamayı öğretti.
O meu pai ensinou-me, a nunca abandonar uma senhora aflita.
BANKALAR ZORDA ;
BANCOS VÃO À FALÊNCIA ;
Zorda mısınız?
Vocês têm direitos?
Hiç kimsenin zorda kaldığını görmekten hoşlanmam.
Não gosto de ver ninguém com necessidades.
Deneyebiliriz, ama zorda kalırsak desteğe ihtiyacımız olacak.
Podemos tentar, mas vamos precisar de apoio se formos apanhados.
Kim zorda kalsa yardım etmek için çırpınırsınız.
Perdem sempre a cabeça por um gajo que se espalhe.
Zorda kalmadıkça, bir adamı öldürebileceğimi sanmıyorum.
Não sei se conseguiria matar um homem, mesmo que que tivesse de o fazer.
- Güzel söylüyorsun da seni zorda bırakıp kaçmak olmaz mı?
- O que achas? - Maravilhoso. Mas näo vais ficar sobrecarregada?
Fakat zorda olsa bunu telafi edeceğim.
Mas parece ser realmente difícil.
Zorda kalırsan onu çıplak gönder.
Mandem-no nu, se tiver de ser!
Zorda
Apuro
Belki de hiç onla karşılaşmamışsındır, zorda olsa belki karşılaşırsın.
Talvez nunca os tenhas encontrado, ou quase nunca, mas são os únicos que contam.
Eve gitsem bile, hayatları zaten zorda.
E se eu for para casa? Também têm dificuldades.
Bay Duchemin, sanırım oğlunuz zorda.
Sr. Duchemin, creio que o seu filho está com dificuldades...
Yapma Kimbo. Çok zorda kalırsam, o da belki.
Vá lá, posso ser esquisito, mas...
Zorda kalan insanlara her zaman yardım ettiğini sanıyordum.
Pensava que ajudavas sempre as pessoas com problemas.
Onu damarına sokamazsın. - Zorda kaldım mı, yapabilirim.
E injetou na veia?
Bir Galyalı her zaman zorda kalmış bir kıza yardım eder.
Um gaulês ajuda sempre uma donzela em perigo.
Eğer zorda kalırsam, ona yardım etmediğini ve çimlerinde ölmesine izin verdiğini söylerim.
E terei de lhe dizer que não me quiseste ajudar, que deixaste que morresse à tua porta.
Zorda kalırsam burayı komple yakarım!
Vou incendiar todo este lugar se precisar!
Zorda kaldığın zaman dilini kullanıp kendini kurtarma yeteneğin var belli ki.
Como qualquer vigarista, você tem conversa para se safar.
Yaşam biçimi seçimlerini desteklerim ama zorda kalan biziz.
Gosto de apoiar as escolhas de cada um, mas nós vamos ficar prejudicados.
Zorda kalırsak, son çare olarak başvururuz, tamam mı?
Olha, é só mesmo em último recurso, tá limpo?
Yardım edebilecekken zorda kalmanı istemiyorum.
Eu posso ajudar. Não te quero em apuros.
Büyük maceralar içerisinde kötülüklerle savaşacağım, zorda kalmış küçük kızları kurtaracağım.
Irei em grandes aventuras lutando contra o mal, salvando damas em apuros.
Ciddiyim, zorda kalırsan beni ara.
A sério, se precisares de ajuda, liga-me.
Zorda olsa o kapıdan adımını at.
Tu mal puseste um pé na porta.
Zorda olsa dersini aldın.
Desde que tenhas aprendido a lição.
- Eğer kendini zorda hissedersen,...
- Se começares a enervar-te...
Çok iyi oynuyorsun. Zorda oynamak yetenek ister.
É famoso por ser muito dificil!
Beni zorda yakaladığını sanıyordun, değil mi?
Crie que me tem apanhado, não?
O akşam Charlotte'un evinde eşyaları açarken bazı şeyleri zorda olsa fark ediyorduk.
Nessa noite, em casa da Charlotte, houve pouca arrumação e muitas conclusões.
Ve bir gün eyalet savcısı olduğunda seni zorda bırakacağından korkuyorsun.
Um dia vais concorrer a procurador geral e isso pode prejudicar-te.
İşe yarayabilecek kadar gerçekten uzak, ama gerçeğe bir o kadar da yakın. Çok zorda kalırsam Araf süresi isterim.
É tão longe da verdade que talvez funcione, mas tão perto da verdade... que talvez consiga convencê-la.
Romalı lejyonerler zorda. Hele Totoryum Akvaryum, Olivyum kalelerindekiler.
E a vida não é fácil para as guarnições romanas dos campos fortificados de Babaorum, Aquarium, Laudanum e Petibonum...
Sahibi zorda.
Proprietário desesperado.
Bana kalırsa. Büyük Dörtlü zorda.
Penso que os Quatro Grandes vão passar momentos difíceis com Hau.
ve Zoom'un oyuncuları zorda olan evlatlık çocukların korosu olabilir.
seria o coro dos meninos problemáticos adotados.
Ya zorda kalacaklar ya da yalakalık edecekler.
Eles ou são impassíveis ou lambe-botas.
Ben inanmıyorum çünkü evliliğinin zorda olduğunu biliyorum.
Mas eu não, porque sei que está com problemas no casamento.
Ay biri daha var zorda.
Há mais alguém.
Çok zorda kalırsanız nişan alabilecek kadar yaklaşın.
Aproxime-se e dispare à queima-roupa, se for preciso.
Banka borcu tahsil etmek istediğinde, aile zorda kaldı.
Quando o banco exigiu o pagamento... ele sentiu que decepcionou toda a família.
Kalanları zorda bırakmadan, yararlı olabilecek ne varsa topladım.
Tudo o que parecia útil, sem deixar os outros à míngua.
Kendimi bu kadar zorda ve kafası karışık hissederken... engelli bir çocuğa bakabileceğime inanamadım.
Não acreditei que pudesse cuidar de uma criança deficiente, quando me sinto tão instável e confusa.
Zorda kalırsan hangi ata binersin?
Nestes casos, quem devemos seguir?
Haber uçurursam, ekonomik durumu zorda bir vatandaş bana doğru yönü gösterecektir.
Se eu espalhar a notícia, algum cidadão de parcos recursos me indicará a direcção a seguir.
zorda olduğum kesin. beni rahatsız eden yarım günlük bir hizmetçiyi kaybetmek... ne yazık ki sen artık benim için çalışmayacaksın.
Isso não me interessa, o que me preocupa é que perdi um criado a part-time. Não vais mais trabalhar para mim. - Nem vou ficar na casa dos criados.
Zorda kalınca neler neler yaparım.
Faço muitas coisas, em caso de necessidade.
Zorda kalırsam ateş ederim.
Não tentem nada.
Zorda mıyım?
Estou?