Zıvır traducir portugués
1,303 traducción paralela
Bu benim tek şansım, mutlu olmak için birini sevmek ve sevilmek için, tüm bu hayatlarımızı tamamen karamsar yapan.... ... ıvır zıvırların haricinde.
Esta é a única chance que tenho de ser feliz, de amar alguém e de ser amada, sem este lixo todo que nos fez miseráveis para o resto da vida.
Bütün bu ıvır zıvırı kafana takma.
Não fiques assustado com estes maquinismos todos!
Dude, bütün bunları bilgisayarındaki ıvır zıvırı satarak mı yaptın?
Cara, você fez tudo isso apenas vendendo lixo no seu computador?
Birisinin ıvır zıvırı başka birinin parasıdır, Meeker.
Bom, o lixo de um homem é o pagamento de outro homem, Meeker.
Senin için ıvır zıvır.
Não para mim uma vida a rezar por cada respiração.
Ailemin ıvır zıvır kutusundaydı.
Esteve sempre na minha família.
Bu minibüs bir sürü ıvır zıvırla dolu.
A carrinha estava repleta de lixo.
Bu ıvır zıvırdan alacağımı bilmiyordum bile.
Eu nem sequer sabia que tinha estas coisas.
- Hepsi ıvır zıvır.
- Só porcaria.
Fakat gerisi ıvır zıvır.
Mas é sempre terra a terra.
Bir de yağa ve motordaki diğer ıvır zıvıra bakar mısın?
E já agora, veja o óleo e essa tralha toda debaixo do capot.
Yani.. olmaz... ıvır zıvır için endişelenemezsiniz.
Não se... não se pode deixar que as pequenas coisas nos afectem.
Hayır, orası tamamen ıvır zıvırla doludur.
Não, está cheio de tralha.
Ivır zıvır diyelim, ama pahalı olanlarından.
Bagatelas digamos, mas bagatelas caras.
Ivır zıvır.
Lixo.
Ivır zıvır, ıvır zıvır, ıvır zıvır...
Lixo, lixo, lixo, lixo.
- Ivır zıvır işte - Devam et.
Bem, talvez qualquer coisas simples.
Faturaların ve ıvır zıvır postaların içinde özel bir posta bulmak güzel.
Está bem receber uma carta pessoal entre tantas faturas e publicidade.
Bana ıvır zıvır işler yaptırıyor.
Põe-me a fazer isto e aquilo.
Kafana takma, bazen iyi bir iş çıkarabilmek için bir sürü ıvır zıvır iş yaparsın.
Não se preocupe. Por vezes há que fazer porcaria antes de chegar a algo decente.
İçinde 10 CD alabilen bir CD kutusu küçük bir el aynası, makyaj malzemeleri ve ıvır zıvırlar için ayrı bir bölme, bir çerçeve ve değerli eşyaları saklamak için bir kasa var.
Haverá um porta-CDs para encaixar, com capacidade para 10 CDs. Há um espelho com luz... e um compartimento com divisórias para maquilhagem e diversos, uma moldura e um cofre oculto para guardar valores, que poderá ser trancado. - Ideia fantástica, Richard.
İnsanların otellere gelmesinin sebebinin, bu ıvır zıvırı çalmak olduğunu fark etmişsindir belki?
Sabia que a maioria das pessoas vai aos hotéis para roubar essas coisas?
- Tüm ıvır zıvırım nerede?
- Onde estão as minhas coisas?
Bu ıvır zıvır... -... konuları bu kadar düşünmen.
- De lidar com estas coisas todas
Ivır zıvır değil, ölüm bu, ıstırap bu.
Não é coisas É morte, é dor!
Şu ıvır zıvırların aynı makbuz gibi cüzdanımda olması gerekmez mi?
Não preciso de tudo isso para a minha carteira, como recibos?
Sadece dünyadaki ıvır zıvırı yeniden işleyip onları görüntülere dönüştürür. Doğru anlatabiliyor muyum acaba?
Só recicla bocados e peças do mundo... e reagrupa-os em visões.
Öyleyse, hayatlarımızdaki o dayanılmaz sıradanlık ve yalancılıktan kaçtığımızı sandığımızda aslında aynı ıvır zıvır ve gerçeklerin yeniden düzenlenmiş görüntülerinden oluşan yine o eski sıradanlık ve sahteliğin içinde oluyoruz sadece.
Quando julgamos que escapámos à insuportável rotina... e às falsidades das nossas vidas... é realmente apenas a mesma rotina e a mesma falsidade reordenada... no aparecimento da nobreza e da verdade.
Tüm şu ıvır zıvıra bak.
Dá uma olhadela a toda esta porcaria.
Bu ıvır zıvırlardan kurtulmak zorundasın.
Tens de te livrar desta lixeira.
Son dakikada yapmam gereken milyonlarca ıvır-zıvır var. ve görüştüğüm o normal yetişkin erkekle randevum var.
Tenho um milhão de coisas para fazer em cima da hora e um encontro com um tipo normal que conheci.
Senden istediği her türlü ıvır zıvır işi yapacak mısın?
A fazer todos os trabalhinhos, as tarefas que ela te vai pedir?
Bence tek sorun kötü şiir yazmak, perküsyon dinlemek değil.. ... onların yanı sıra uğraşmak zorunda kalacağın başka bir sürü ıvır zıvır.
Quem sabe também haja tanta má poesia lá na hilanderia, excepto sobre analgésicos e troncos de pacana.
ve diğer bütün ıvır zıvırlarda.
E todas as outras coisas também.
Onu ıvır zıvır dosyasına koy.
Arquiva nas miscelâneas, por agora.
Sandviçte iki dilim ekmek ve üzerinde ıvır zıvır olur.
Sanduíches são dois pedaços de pão, com um monte de lixo no meio.
Ivır zıvırı mutfağa koyalım.
Vamos colocar isso na cozinha.
Bak gördün mü, çılgın bir şey yaparsan, bir rapor ve bir sürü ıvır zıvır yazmak zorunda kalacağım.
Veja, se conseguir enlouquecer-me, então eu escreverei um relatório, é isso.
- Bana gelince, ıvır zıvır.
- Só me dás as porcarias.
Burada buz dolabında ne kadar uzun zaman geçtiğini bilemezsin... Her tür ıvır zıvırla doldurulabilir
Não tem ideia quanto esteve no congelador pode estar cheio de todo tipo de porcaria.
- Ivır zıvırla kaybedecek vaktimiz yok.
Não temos tempo para mexericos.
Z, y, x, w, v, u, t, s, r, q, p, o, m, n, l, k, j, i, h, g, f, e, d, c, b, a!
Z, y, x, w, v, u, t, s, r, q, p, o, m, n, I, k, j, i, h, g, f, e, d, c, b, a!
Ivır zıvır konular için.
- Trivial para ti, não para mim.
Patalamış mısırınız için sarı sıvı birşeyim var.. Hem süttende değil..
Eu tenho algum líquido amarelo para a sua pipoca e não é laticínio!
Kapalı bir kutu ve biz hep ıvır zıvır olduğunu sandık.
um recipiente selado.
Sıvı lavabo temizleyicisinin, çalkalama etkisi vardır, ve borularınızı çalkalarcasına temizler.
Líquido de limpeza de canos com poder desentupidor... que irá desentupir os vossos canos.
Sid amcanın beynine başarıyla sızıldı ve V.R. matrisin içindeki köşesinde yerleşti.
O Tio Lula felizmente escondeu-se No seu próprio cantinho pessoal da matriz VR.
Büyükelçi V'Lar'ı almaya hazır mısınız?
Pronto para receber a Embaixadora V'lar?
Q, r, s, t, u, v. W, x, y ve z.
Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
- Bunlar ıvır zıvır değil.
- Não são coisas
Müvekkillerimiz, aşk kıvılcımları titrediği ve sönmek üzere olduğu için aklı karışmış ve acı içinde geldiklerinde.. ... yanan enkazda değersiz ödülümüzü bulabilmek için, o kıvılcımı söndürmeye mi çalışırız?
Colegas, quando os nossos clientes nos consultam - confusos, zangados, feridos - porque a sua chama do amor se desvanece e ameaça morrer, tentamos extinguir essa chama, e por entre os destroços tentamos obter a nossa reles recompensa?