Âşıksın traducir portugués
165 traducción paralela
Sen de bana âşıksın, değil mi?
Tu amas-me, não amas?
Sen âşıksın.
Está apaixonada!
Ona hâlâ âşıksın.
Você continua a amá-la.
Liz, Connor'a âşıksın, değil mi?
Liz, está apaixonada pelo Connor, não é verdade?
Hala ona âşıksın, değil mi?
Ainda a amas, não é?
Evet âşıksın. Anlayabiliyorum.
Amas sim, posso dizer.
Demek hayal kırıklığına uğradın ve âşıksın?
Se compreendi bem, estás desiludido e apaixonado.
Sen ise askerliğe âşıksın.
Você fá-lo porque o adora.
Sen âşıksın!
Você, apaixonada!
- Ama âşıksınız.
- Está apaixonada?
Yapamazsın, çünkü âşıksın bana!
Vamos! Desliga! É só amor.
Ya doğuştan özürlü bir kalbi vardı ya da... müthiş bir âşıksın.
Ou ela tinha um defeito congénito, ou o Fletch é um amante genial.
Zengin bir eşcinsele âşıksın.
Tu apaixonaste-te por algum homossexual rico.
Ne zamandır âşıksınız?
Desde quando são amantes?
Sen âşıksın.
Você está apaixonada.
Sen Billy'ye âşıksın. - Ben Billy'ye âşık değilim! Ally, bunu anlayabiliyorum.
Somos bons amigos com escolhas limitadas.
- Ona âşıksın.
Estás apaixonado por ela.
Sanırım hâlâ ona âşıksın. Sanırım.
- Ainda o amas, só isso.
Hâlâ o hocana mı âşıksın?
Por quê? Ainda ama seu professor?
Hâlâ ona âşıksın.
Tu ainda a amas.
Tobias, başka bir erkeğe mi âşıksın?
Tobías, está apaixonado por outro homem?
Tabii ki söylemezsin çünkü ona âşıksın.
Porque estás apaixonado.
Sen de ona âşıksın.
E você dela.
- Neden yapayım ki? - Çünkü ona âşıksın.
- Porque havia de ir?
İkiniz delicesine âşıksınız. Bence işin doğrusu bu.
São dois loucos apaixonados.
Bu çok basit bir durum. Sen ona âşıksın. O da sana âşık ve iki saat kadar sonra buradan ayrılıyor.
Tu ama-la, ela ama-te e parte daqui a duas horas.
Sen asistanına âşıksın.
Tu estás apaixonada pelo teu assistente.
Sen birine âşıksın!
Estás apaixonada por alguém?
Sen birine âşıksın!
Diz-nos! Estás apaixonada por alguém?
- Carla'ya âşıksınız.
- Não admite mas está apaixonado pela Carla.
Hâlâ eski karına âşıksın.
- Estás chateado porque ainda amas a tua ex.
- Ağabeyime hâlâ âşıksın değil mi?
- Ainda amas o meu irmão, não é?
Ona âşıksın, değil mi?
Estás apaixonada por ele, não estás?
- Ona hâlâ âşıksın.
- Ainda estás apaixonado por ela.
Bence ona deli gibi âşıksın.
Que estás louco por ela. Não estás?
O kıza âşıksın, değil mi?
Apaixonaste-te por ela, não foi?
Sen o kıza âşıksın, değil mi?
Apaixonaste-te por ela, não foi?
- Sen başka bir kadına âşıksın.
- Amas outra mulher.
Öyleyse neden âşıksınız?
- Então, estais amando.
Yani ona âşıksın demiyorum.
Não que estejas apaixonado por ela...
Yani, onun Saddam'a âşık olduğu gibi âşıksın. - Değil mi?
Queres dizer, como ela gosta do Saddam, certo?
Bana âşıksın.
Você está apaixonado por mim.
- Sen bana âşıksın.
- Você está apaixonado por mim.
Sanırım hâlâ o adama âşıksın ve onu görene kadar için rahat etmeyecek.
Acho que ainda amas esse homem... e que não vais ter paz... enquanto não o vires.
- Ama daha ilkokuldan beri ona âşıksın.
Mas tu estiveste apaixonada por ela desde jovens?
Belki de ona âşıksın diye düşündüm
Achei que talvez estejas apaixonada por ele.
Başka birisine mi âşıksın?
Estás apaixonada por outro?
— Ona âşıksın, değil mi?
Tu amas-o, não é?
Hayır, sen de bana âşıksın seni eşşek!
Não...
Kıza âşıksın.
Tu estás apaixonado pela rapariga.
Ona gerçekten âşıksın, değil mi.
Realmente estás apaixonado por ela, não é?